yaklaşımlarÖzkan YıkıcıYakın tarihte kısa dolaşım - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Yakın tarihte kısa dolaşım – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Kırksekiz  yıl öncesine gidelim. Ağustos ayının sıcak ortasına düşşelim. Kıbrısta, Türkiyenin ikinci harekatı başlayıp üç gün sürdü. Fiylen, ada ikiye ayrıldı. İngilterenin taksim tezi resmen, fiylen oluşma koşullarına ulaştı. Cenevrede yapılan Kıbrıs görüşmeleri sırasında gerçekleşen bu harekat, bir anlamda önemli işaretle başlatıldı. Cenevre toplantısına, Türkiye masaya kendi şartlarını koyar. Kıbrıs cumhuriyeti ve Yunanistan kısa bir zaman ister. Değerlendirme amacını belirtir. Tam bu sırada Amerikan dışişleri bakanı Kisincır, Türkiyeli meslektaşına şu tarihi mesajı verir: “ne bekliyorsun, ilerlesene”. Bu mesajı alan Türkiye dışişleri bakanı telefona sarılıp tarihi sinyali Ecevite verir: “Ayşeyi tatile gönder”. Bu bölümün Kisincır bölümü kaldırtılıp sadece Güneşin “Ayşe tatile çıksın” bölümüyle simgesel siyasi öneme tzaşınır. Bu eksikliği bilen birçok kesim de Kisincırın sözleriyle birlikte söyleyip, olayın ABD onaylı olduğunu kanıtlamaya yönelirler.

Bu durum daha sonra unutulma çenberinde kayışa devam eder. Özellikle Türkiyedeki devletçi Kemalistler Ayşe tatile çıksın sözlerinin Ecevite Kıbrıs çıkarması döneminde söylendiği yanılsamasına dek geldiler. Halbuki olay Cenevreden Güneşin telefonuyla gerçekleşti. Kıbrıs çıkarması öncesi Cenevrede Kıbrıs görüşmeleri yoktu. Bu dahi saptırıldı. Nitekim tüm saptırmalara karşın Beşiktepeli ve hoca Ener elerindeki belgelerle, Kisincır onaylı durumu hep haykırmaktaydılar.****

Kirksekiz yıln önce Kıbrıs fiylen ikiye ayrıldı. Bu Ağustos sıcağında 3 günlük harekatla gerçekleştirildi. Kıbrısa yapılan çıkartmadan farkı, ikinci Türkiye işgal harrekatını ABD desteklese de öteki güçler pek de olumlu karşılamadılar. Oysa Yirmi temuz çıkarmasını karşıt güçler dahi bir aradda desteklediler. Bu kısa dönem öncesi Seylan yani günümüz Sirilanka sol hareketinde de dünya ayni birliktelikle sola karşı devleti desteklediler. Böylesi tarihin cilveleri de var.

****

Kıbrıs, aslında bilinen, planlanan yetmişdört süreci yaşadı. Yunan cuntası darbesi gerçekleştirildi. Herkes biliyordu. Amerika dahi bunu desteklemenin de ötesindeydi. Ardından yine dünya onaylı Türkiye adaya çıktı. Kimisi Makariyosun dönüşünü beklerken, fırsatı yakalayan Türkiye çizilen planın da damıtılmasıyla belirli bölgeği ele geçirdi. Bir ince farkla, bilinen topraktan yaklaşık Y.9 daha fazla ele geçirdi. Bu yerleşimlerden biri de Maraştı. Türkiye tepkileri düşürme adına,Maraşı yerleşime açmadı. Resmen kararlarda Türkiye askeri kontrolunda ifadesi kondu. Fakat Maraş veya asıl adı Varosi yağmalandı. Tarihi ibret yağmasının abidesi oldu.

***

Yaşanan ikinci harekat sonrası fiylen ayrıştırılan ada. Nifus kayışlarla da taşlandırıldı. Kalan yerli nifusun nerede ise dört katı güneye kaçmak zorunda kaldı. Buna yönelik Vşyana sözleşmeleri de yapıldı. Bunun önemli bir ilkesi de hemen çiğnendi. Kuzeyde kalan Karpazın Yalusa ve dip Karpaazdaki rumların kantonal yönetim şekliyle yaşaması vardı. Fakat Yetmişbeşte yapılan bu anlaşma, bir yıl sonra Dilirgadan taşınan Kıbrıslı Türkler ve Türkiyeden ağırlıklı olarak Karadenizli ve Kürtler getirilerek Rumların buraadan kaçmaları için baskın yapıldı. Yalusanın tümü baskılar sonucu kaçırıldı. Yerlerine Dilirgalılar yerleştirildi.

****

Kirksekiz yıl önce ikinci harekatla çizilen Kıbrıs haritası süreç içinde ayrışmalar derinleştirildi. Taşınan yoğun nifus ve mülkieytlerin altüst edilmesiyle, K. Kıbrıs banbaşka bir coğrafya yükselmesine döndü. Omorfo artık Güzelyurt olurken, Karava Alsancak, Yalusa Yeni Erenköy ismini alıyordu. Banbaşka bir yer olmaya dönüşüyordu. Birçok anlaşmalar yapıldı. Fakat, her yeni görüşmede daha derin sorunlarla yeniden başlandı. Artık geçmiş Kıbrıs veya uluslararası anlaşmalar değil, fiyli yeni koşulların eğer olacak sa yasalaşmaları arayışına dönüştürüldü. Maraşın geri verilmesi hem iki toplum lideri hem de B.M. kararlarına rağmen hiç uygulanmadı. AİHM kararlarını da takan yok. Artık Kıbrıs cumhuriyeti ve yasadışı K. Kıbrıs diye birbiriyle uymayan iki kurumsal gerçeğe dönüştü. Güzel işbirliği yapanlar, kontur hareketler, uyuşturucular, insan kaçakçıları ve öteki yasadışı kesimlerin ada bütünlüğü oluşturuldu. Kimse geçmişe dönüleceğine pek inanmıyor. Ezberlenen federal kelimelerinin de siyasal kurumsal karşılığı hiç kalmama aşamasına gelindi. Zaten tarihi gerçek, Kıbrısta her türlü gelişmeler hele de yakın tarihte uluslararası sömürgesel sıçramalar ve dış müdahalelerle oluştu. Yetmişdört yılı bunun en net örnekleriyle doludur.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
313AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin