yaklaşımlarÖzkan YıkıcıOrtadoğu sahnesinden, Kuzey Suriye ve Irak oyunları – Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Ortadoğu sahnesinden, Kuzey Suriye ve Irak oyunları – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Bir çok gelişme yaşanır. Haberci, bunlardan kendine göre seçkiler alıp haberleştirir. Bazı konuları duyarken, bazılarını da duymadan gelip geçer. Böylelikle, seçkili haberlerle bilgileniriz. Bunun üstüne, gerçeklerle değil resmi idolojik algılarla da konular aktarılınca, banbaşka bilgielrle kendimizi konuşur halde buluruz. Buna ek olarak, ilgisizlik kültürü veya otoriter bağımlı çıkar ilişkileri nedeniyle, yaşamda yaşanılan ile söylenen çelişkisi de uçurumlaşarak idolojikleştirilir. Bu kısa tanımlama kıyası da göstermektedir ki en anormal veya yalanlı süslü söylemlerin kolayca gerçekleri örterek duruşlar yaratma gücünden de geçtiğimizin acı kanıtıdır. İster iç ister dış olaylarda bunları sık sık yaşyoruz. Ek olarak, bununla çıkar kazanım veya bilgisizliğin bahanesi de olursa, yanlışın gerçekleşme tutumu da tamamlanarak, haberlerle de algılgılaştırmaktadır. Bundandır ki ta baştan, konuyu yazarken, mutlaka algısal yanlışların doğrusunu da tekrarlama ihdiyacına hep karşılaşmaktayım.*****

Bugün de böylesi Ortadoğu coğrafyasından iki seçkiyle yeniden yanlış algı ile örtülen bilgi ikilemi yöntemiyle yazmaya başlıyorum. Önce, idlipi ve Doğu Fıratıyla tekrardan hem de dış devlet müdahalesiyle gelişen olaylara değinerek başlayacam. Klasik, basit doğruyla da olayı gayet kolay şekilde anlatmaya çalışacam.

Basit şekilde düşünün: Kuzey Suriye veya örneğin daha dar yerleşim le idlip hangi ülkeye ayitdir?  Elbet Suriyenin. Peki idlipte şu anda kimler var: Cihatcılar ki “Çeçenlerden tutun, Özbek ve hat ta daha uzaktan Sincandan” gelen cihatcılardan söz ediyoruz. Ayrıca, idlipte, Türkiyenin de bölgesel ateşkesi sağlama ve Cihatcıları silahsızlandırma anlaşmalarıyla da askeri gözlem noktaları bulunmaktadır. Demek ki idlip Suriyenin olup, siz Suriyenin toprak bütünlüğünü savunuyorsanız, oarada yabancı yoğun gerici cihatcılar varsa, onların sökülüp, toprağın sahibine geçmesi şart. Peki neler oluyor: Suriye ordusu hem de B.M. tarafından da “terörist” olarak kabulenen cihatcılara karşı harekete geçerken, nedense Suriye tarafının suçlanmasının da anlamı olmalıdır! Suriye Kuzey Suriyede hem de direk işkal altındaki idlipi almaması gerekiyormuşcasına tavırlar konuluyor. Dahası, askeri gözlem yerlerine sahip olan Türkiye, üstelik Astana anlaşmasıyla da onları silahlandırıp belirli bölgeden çekme görevi de alırken, nedense uygulamamasına karşın, Suriye ordusunun kendi toprağını kurtarmasına da karşı çıkılıyor. Cihatcılarla olmayan ateşkesin veya öldürtülen cihatcılarınn “sivilmiş” algısıyla probagandalaşması da işin cabası….Oysa Kuzey Suriye Suriyenin bir parçası olarak onaylı. Kurulan askeri gözlem merkezlerine de izin vermedi. Cihatcılar ise terörist, anlaşılan ateşkes de onları kapzamazken, Suriye ordusunun hareketine başta ABD ve Türkiye tepki gösteriyor!

Kuzey Suriyenin Doğusunda yani Fıratın Doğusu imgesiyle politikleşen yerin durumu biraz daha karışık. Burası Demokratik Suriye örgütü tarafından kontrol ediliyor. Amerika kaybeden ciahtcıları görünce, direk işkal yerine, Suriye içinden bir güce dayanarak Suriye yenilgisini başarıya çevirme eylimine girdi. Kürtlerle itifak yaptı. Ama, idlipin aksine, Doğu Fıratdaki yaşayanlar yöre insanları, ABD bunları kulanarak Suriyede politik kartını oynamaya çalışıyor. Türkiye ise sırf Anti Kürt ve özellikle demokratik Kürt hareketine alerjisinden dolayı, buranın Kürtler kontrolunda olmasına direk karşı. Üstelik, bu olguyu politikleştirip, idolojik olarak hem Kürtlerin örgütsel gelişimini engeleme ve hem de Suriyenin bir yöresini kontrol altına alma hedefindedir.

Düşüncek olursanız; Doğu Fırat da Kürtler yaşyor. Türkiye ise kendinde olmayan toprakta yaşayan insanların nasıl yaşacağına karışarak, sonuçta oraya girip, yerleşme hedefindedir. Bunu ABD işbirliği ile geliştirip de işkal edilen Afrin ve Elbapla da tamamlayıp, idlipte de kalıcılaşarak Kuzey Suriye tanpon bölge kurma prokramındadır. Zaten, Osmanlı toprağı ve oradaki Türkmenleri ile kurdurtulan ÖSO yoluyla da insan yerleştirip defakto bozmasıyla da Kuzey Suriye ilerde ilhaklaşma peşindedir. Zaten, Güney Suriyede İsrail Golan tepelerini işkal edip şimdilerde kendine bağlama politik esmalı da çaktırmadan yaşandı. Türkiye bu politik tavra ses çıkarmazken, Amerika da onayladı!

Son günlerin idlip ile Doğu Fırat kısgacında Suriye ilerledikçe sıra Afrin ve Elbaptaki Türkiye askerinin de çekilmesini isteyecektir. Ama, Rusya, Amerika, Türkiye ve iran gibi dış aktörlerle, içteki muhalif kesimler ve Güneyde İsrail olayı nedeniyle Suriyenin toprak bütünlüğü oldukça kuşkularla ilerde şekilenme tehlikesi vardır. Hele de yapılan katliyamlar, sokulan güçler ile değiştirilmeğe çalışılan yöresel defaktolarla, birbiriyle başlayan yerden devam edildikçe farklılaşan itifaklar denklemi, bu yörenin iyice kaynayacağına işaretdir. Nitekim, idlip için Rusya Türkiye veya Doğu Fırat tanponu için Türkiye ABD pazarlıkları bize konunun Suriyeden çok ötelere gidildiği ve ortak itifakcılığın da çok kırılgan olduğunu yansıtıyor.******

Ortadoğu projesinin ikinci direk işkal edilen ülkesi ise ırak. Hatırlayın, ırak işkaliyle yapılan reklamlar ve söylenen “özgürlük getirme” palavlaralarını! Şimdi ırak paranparça. Üstelik dış güç içeleşen dinamikleriyle sarsılıyor. Irak iran veya ırak ABD eksenleri kaygan şekilde fay kırılmasına oynuyor. Ama, ırak bağımsız ülkeymiş. Hele Kürt federal gerçekliği kadar, mezhep ayrımına ve bölgesel güçler işbirlikleri mitoz bölünmelerle, ırakta karmakarışık bir denklemler hükümeti ile denetimi kuşkularla dolu dönem yaşanmaktadır. Bunlar aşağı yukarı biraz bilgisi olan için kesin.

Başka yaşanan ırak gerçekleri ise pek haber dahi yapılmıyor. Geçenlerde Fehim Taştekinin ırak milisleri gözüyle yazdığı makaledeki pek de konuşturulmak istenmeyen gelişme ise ırakın bölgesel konumunu ortaya koydu.

Azerbeycanda İsrail üstü olduğunu eminim ülkemizde pek bilen yok. Devamında da bu Azerbeycandaki üsteki uçaklarla bölgesel denetim yapıldığını da farkında olan da yok. Zaten, adamızdaki İngiltere üstleri ile ABD tutumlarını da çoktan unutan K. Kıbrıslı, Azerbeycan olayını niçin bilsin!

İlgili İsrail insansız uçakları ırak üzerinden de uçuyor. Orada, özellikle Şii milislerin önemli üstlerini merceğe alıyor. Sonra, İsrail uçakları direk buraları vuruyor. Haber sadece ırakta patlamalar oldu veya Şii üstü vuruldu haberiyle sınırlı geçiliyor. Oysa, ıraktaki üstün vurulmasında Azerbeycan İsrail üstündeki uçaklardan tutun İsrail merkezli teknoloji ile kulanım bileşkesinin sonucu gerçekleşti. Çünkü, ırak Şii milisleri, IŞİD militanlarının yenilgisini sağlayıp Musulu geri aldıalr. Ülkenin nifus çoğunluğu da şii olunca, bu milislerin ilerdeki ırakta etkin olmaları Amerikanın işine gelmiyor. Dahası, Amerika ve genel batı emperyalizim çevreleri ortadoğuda Sunni merkezli işbirliği yaparak bölgeye yerleşti. Şimdi, ırakta şii ve hele iranla yakınlaşan ırak yapılanması olması batının ve israilin işine gelmiyor. Bundandır ki ıraktaki şii hareketleri ıraklı olma veya iranla yakınlaşma ikilemine sıkıştılar. Üstelik, Kuzey ırakta güçlenen Barzani da İsrail Amerikan ekseninin işbrlikcileri olmaktadır. Ayrıca, Barzani, Kuzey ıraka Türkiyenin de operasyon yapıp rakip kürt kesiminin de yenilmesine artık destek verdiği ayuka çıktı.

Irak devleti ise çaresizce hem Türkiye varlığına karşı olduğunu, ülkenin parçalanmamasını istediği ancak, kendi içinde dahi paydaşlaşamayan bir tuhaf devlet durumundadır. Son olayda olduğu gibi de Azerbeycandan kalkan İsrail insansız uçakların tesbit etmesine ve ayni devletin milisleri vurma sonucuna pek ortak ses verilemedi!

Son verilen irak örneği ile resmen her Ortadoğu ülkesindeki gelişmelerde bölgesel güç pahdaşlaşmasının da yeniden üretimini gösterdi. Irakın karşı çıkma konumunda, Azerbeycanın olanak sağlamasına, israilin vurmasına eleştiri yapma noktasına gelince, birçok çevreye dokunmak zorunda kalması demekti.Açık yaşanan ile haberleştirmeme kısgacına bir de güç yetmezliği de eklenince, birilerinin cirit atıp fırsatı kulanma koşullarını da hazırlamaktadır. Nitekim, hem ırak hem de Kuzey Suriyede direk cirit atan çevreleri eleştirmek veya haberini yapmak dahi oldukça thlikeleşti. Öngörmede ise her adımda başka itifak ve çıakrların oluştuğu coğrafya, kimin nerde duracağı sonucu da bilmece halini aldı.*****

Ortak bir sonuç yanılsamasıyla konuyu bağlayalım: genelikle sonuçlar ve gelişmeler basit tek olguyla algılanıp geliştirilir. Şu örnekle düşünelim: Doğrudur; Amerika ve Türkiye ve hat ta önemli batı develtleri, Suriye krizinde bataklığa saplandılar. Hesapların bazıları öngörülemedi. Sonuçta, Esat devrilemedi. Tüm toplantılara çağırlmaması ve sözde “muhaliflerle” Suriye ırak şekilenmeleri başarısız oldu. Ama politikada tek etmen yoktur. Suriye parçalanması hala gündemdeyken, hedeflenen Esat koltukta. Ancak, İsrail ve ABD başka açıdan başarılı oldular. Artık. İsrail için güçlü bir Suriye devleti yok. Bu başarıldı. Zayıf ve her an parçalanma olasılığı bulunan ülke konumunda. Bundandır ki ABD eşitdir başarısız oldu denilemez. Yine son sözü söyleyecek ülke konumundayken, Suriye de artık eski güçlü İsrail tehtiti ülke değildir. Bu bütünseliği yerli yerine koymak şart.

Irak ise unuturumla ve yeni koşullarıyla normal sunum sonucu, son dönem ırak oyunları ise gündeme gelemiyor. Sıkışan ırakta geniş oyun gözetimi de gözden kaçtı. Bu karmaşada ise salt ABD Rusya ve benzer evrensel güçler değil, bölgesel hesapları olan “Türkiye Sudi” bölgesel denklemin de faydalanması da mümkündür. Her an başka olay ve kırılmayla değişen itifaklarla karşılaşma doğalığı da oluşmuş oldu.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
216AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin