Gülen ve Adnan Hocalara hoca demek İslam’a hakaret – Alpay Durduran

5181

Bir tane daha göründü. Gülen Hoca denirdi, Adnan da eklendi. Anımsarsak hoca veya imam çok. Bunların bu kadar nüfuzlu yani arkalı yani güçlü olmalarının nedeni anlaşılmalıdır. Yoksa yabancı ülkelerden onlara baskı yapılmaması için sonradan geldikleri devletleri de bunların yaratıcısı olmakla suçlarlar.

Adnan’ı da İsrail’den ziyaret edenler olmuş ya hemen İsrail’in parmağı saptandı ve dahaları da var. Bloomberg de suçlananlar arasında…

Türkiye’de bir imam emeklisi darbe yapmaya kalkacak kadar orduya da başbakanlığa ve cumhurbaşkanlığına da sızıp iktidarı ele geçirmeye girişim yapmış. İkinci bir imam da (Adnan Hoca) garip bir tanımla cinsel zevkleri ve yasak ilişkileri şantaj olarak kullanabilmiş ve devlete ve yargısına meydan okuyarak göz önünde korkunç suçlar işlemiş. Devlet güçleri de seyretmekle yetinmiş.

Basın yayın ve sosyal medya da bol bol konuyu anlatıyor. Reytingler yüksek derecede artmış. Uzun uzun irdeleyen akıldaneler de cevher yumurtluyor. Gülseniz gülersiniz ağlayacak hale.

İnsan nasıl olur da böyle uzaklara düşer diye düşünüp de konuşmak kolay değil.

Birincisi ve konuşanların en sert tepki gösterdikleri hoca diye anılmaları. Kim bunlara hoca diyor yahu, bu İslam’a en büyük zarar veren şey. Bunlar imam falan değil diyorlar.

Güzel de profesör ünvanlı Beyazıt Meydanı imamının insan ruhunun varlığını ve kuyruk sokumun ucunda bulunduğunu Kuran’a dayandırarak söylemesine ne diyecekler. Kemikler çok uygun bir ortamda taşlaşacak da fosil adı verilen hale gelip binlerce yıl yaşayacak. Profesörümüze göre ise bir sahabe yani peygamber zamanına yakın zamana kadar yaşamış ve ondan duyandan duymuş kimselerin anlattığına göre insan kemikleri de taşlaşır ve kıyamete kadar ruhun tohumunu saklarmış. Onun için kıymet günü o tohumlardan insan yeniden doğarmış. Yoksa bazı sapkınların dediği gibi ruhlar için ayrılmış bir yerde bekleme durumunda olmazlarmış. Dünyadaki tüm bilgiler bunun olası olmadığını söyler ama Profesör 1400 yıl önce bu iddiayı yapana ve bugüne kadar tekrar edenlere inanarak eriyip giden o insan ruhunun tohumunu gerçek olarak kabul eder.

Dinciler ispat aramazlar. Bunu insan aklının hikmetinden sual olmaz dedikleri için önemi olmadığını aklın bu gibi konuları alamayacağını kabul ederler. Onların yetiştirdikleri, ulusal karakterin de sorgulamamayı öğütlediği ortamda yetişenler aklı reddederler ve akla aykırılığı doğal saymayı öğrenirler. Akıl ikiye ayrılırsa bir kısmı dini dogmalara dayanarak çalışır, din dışı konularda da diğer kısmı çalışır ama becerebilirse çalışır. Onun için eğitimde özgür düşünce ancak bu parçalanmaya isyan edebilecek kadar özgür bırakılmalı ve dindar genç yetiştirmek diyerek gençlerin kafaları sakatlanmamalıdır.

Yoksa hocalar dinle ilgi kurarak çok çeteler kurarlar ve onların sırtından zevk-ü sefa aşarlar. Devlet de geri ülke devleti ise devirmeye bile cesaret eder. Gülenistler daha çok güç ve belki de tarihte öğretilen tipte İslam egemenliği ile yer almayı da istemiş olabilir. Şeriat devleti rüyasını geçekleştirmeyi hayal etmiş olabilir. Ruhun kuyruk sokumunda kıyamete kadar kaldığına inanabilen olmayan bir hukuku da uygulatan biri olmak isteyebilir. Ama onlar hayal etse bile bir çağdaş devletin sorunlarını kapsayacak bir şeriat bulamayacaklardır. Bölük pörçük konularda birbirine zır kurallar karşısında birbirini yemeye çalışan devletler yaratabileceklerdir. O nedenledir ki şimdiden tarikatlar ortada devlet destekli de olsa parça parça devleti işgal etmeye çalışmaktadırlar. Şu bakanlıkta şu tarikat ötekinde başka tarikat yuvalandı diye haberler durumun fecaatini anlatmaktadır.

Adnan hoca çetesi veya tarikatı, ne deseniz deyin, şarap günah ama konyak, whiskey serbest demiş, çıplak da namaz kılabilirsiniz demiş ya işte öyle bir şey. Çünkü bir tarikat da Kuran şarabı yasakladı diğer alkollü içkileri yasaklamadı derdi. O da onlardan esinlendi. Namazı çıplak da kılabilirsiniz diyen tarikatlar da görülmüştür, Adnan hocanın da işine öyle gelmiş, öyle dedi. Şimdi dini baskı devlet eliyle artırıldığı için dizildiler ve bunlara hoca demek olmaz çünkü İslam’ı kötülemiş oluruz. İslam’a zarar veriyorlar diyorlar. İslam onlar gibi savunucularla değil insanın ölüm korkusu ve ebedi hayat arzusu ile yaşayan dinlerden biri olarak ayakta kalır. Korkmasınlar.

Kurtulabilirsek İslam’ın savunucularının da bu nasıl devlet ki binlerce insanın ve devlet memurunun gözü önünde böyle tipler insanların hayatlarını mahveden işleri yıllarca yapıyorlar diye kafa yormalarıdır. Aynayı alıp kendilerine sormalıdırlar, iktidarı daha yeni seçimde seçtik, bu gibi şeyleri bile takipsiz bırakan ne biçim dizedir bu? Sadettin Tantan anlattı. Yıllarca davaları çakıldı kaldı ve beraat ettiler. Onun ve arkadaşlarının başına gelmedik kalmadı ama şimdi uyandılar da ne oldu? İktidarın yeni ekibinin içinde olanlar da var. Bir devlet nasıl böyle işler de biz gene aynı kafaları seçeriz diye yırtınacaklarına dış güçleri de işe katıp onları durdurmaya güçlerinin yetmediği mazeretini sağlamaya çalışıyorlar.

Kafasını hurafelere kiralayanlar yeni hurafelerle vicdanlarını aklamaya çalışıyorlar.

İsrail ve Amerikan ajanlarını da katarak dövize açıklama getirdikleri gibi tarikatlara da dış düşman açıklamasını yakıştırdılar.

İsrail korku içinde yaşar ve onun için saldırgan olmayan ir tarikata ilgi duyabilir ama sen ona senin için tehdit olmayacak durumda olması için gerekeni yapacaksın. Yapmazsan senin hesap soracağın seçtiğin insanlardır. Batı devletleri yeni dünya düzeni için demokrasi ve insan hak özgürlüklerini her devletin koruması gerektiğini düşünür ve sana da bunları sağlama anlaşmasıyla bağlıdır. Sen bunları sağlamazsan din özgürlüğüne saygısızsın diye karışır. BM ve diğer uluslararası örgütlerden baskı gelir. Şimdiki dinci iktidarın bunlardan yararlandığı da bilinmektedir. Adnan hocaya da koruyucu yaklaşımları olabilir ama onları denetlemek ve cezalandırmak senin iktidarının sorumluluğudur. Şimdi yabancı parmağı arayıp ona mazeret yaratmak körü körüne bağlılığın gerilikte saplanıp kalmanın etmenleridir.

Bu haldeki bir ülkede ne ekonomi düzelir ne düşmanlık ve bölünmüşlük ortadan kalkar.

Utanılacak olan da o kadar üniversite var ve o kadar uzun zamandır çağdaşlaşma çabasındadır ama mezun ettiği mallar bu tipler.

Biz özellikle zavallı kurbanlara üzülürken onlar İslam’ın itibarını düşünürlermiş. Yok yahu! Sen mazeretler üretmeye çalışıyorsun o kadar.

Koca Türkiye’nin yargısını bile ele geçirecek bir tarikat güçlenebiliyorsa o Türkiye acil önlemlerle ele alınmalıdır. Hangi bakanlığı hangi tarikat ele geçirdi diye haberler yapılıyorsa o devlette liyakat sistemi yoktur ve yandaşlar istedikleri yere atanırlar. O zaman da sırası gelir bir dini tarikat, sırası gelir Adnan hoca tarikatı makamları doldurur. Bunun kaçarı olmaz.

Bizde nasıl şürekalar makamlarda oturur, diğer yandaşlar da kapıda eylem yapar, öyle bir şey işte…

Birinde süsleyip püsleyip iki genci yollayıp mahkemelerden dosyaları hasır altı ederler, diğerinde biri arsa alacak diye tapuda şerikine devlet malını yok pahasına ihale eder ve geçer karşısında çevreyi mahvediyorlar diye gösteri yapar.

Burada seçim var. Demokraside halk seçer ve esas yetki ondadır. Seçilen halktan yetkiyi alır yani halk esas sorumludur. Sorumlu olan biziz kaçması yok.