Susturmakla doğrular bulunmuş olsaydı -2- Ulus Irkad

849

KIBRIS TÜRK SAĞ BASINI 12 EYLÜL’Ü NASIL KARŞILAMIŞTI

Kuzey Kıbrıs’taki Sağ basın, her zaman olduğu gibi “Türkiye’de devlet ne yaparsa haklıdır” şeklinde yaklaşmıştı 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi’ne… Kıbrıslıtürk Sağ basını gerek Türkiye’de gerekse Kuzey Kıbrıs’taki düşünce ve düşüncelerin tartışılması, demokratik kuralların tam bir şekilde hoşgörüyle çalışması konusunda bir anlayış gösteremediği ve sol fikirlerin varlığından telaş duyduğundan ötürü Kıbrıs’ta ve Türkiye’de düşünceye ama bunun yanında toplumun üretmesine ve de düşünce ve demokratik yapısına büyük bir darbe indiren bu darbeye alkış tuttu maalesef.Türkiye’de yüzbinlerce solcu genç, demokrat, politikacı ve aydın işkence merkezlerini doldururken, sonraları gericilik, faşizm ve çeteciliğe prim veren bu darbeyi Kıbrıs Türk Sağ basını destek vererek karşılayacaktı. Sağ basınımızda 12 Eylül Darbesi’ni alkışlayan demeç ve yazılara bakalım:

Cumartesi, 13 Eylül 1980 tarihli Halkın Sesi Gazetesi şu başlıkları atmıştı:

“Ordu ‘Yeter’ Dedi Kontrol Tümüyle Türk silahlı Kuvvetlerinde”

“Evren Paşa Siyasi Partileri Sert Biçimde Eleştirdi”

“Evren Paşa Siyasi Partileri Sert Biçimde Eleştirdi”

“Siyasi Parti Başkanları Güvenlik Kuvvetlerinin Güvencesi Altına Alındı”

14 Eylül 1980, Pazar : Türk Ordusunun Dünyada Eşi Yoktur

“Ordu Türkeş’e Son ihtarı Yaptı” (Ayni Tarih)

ANAYURDA BAŞARI MESAJI

“Kıbrıs Türk Federe Devleti Başkanı Rauf Denktaş, Türk Silahlı Kuvvetlerinin tarihi kararının Türk ulusuna hayırlı olmasını diledi.

KTFD Başkanı Rauf Denktaş, Türkiye Cumhuriyeti Genel Kurmay ve Güvenlik Konseyi Başkanı Orgeneral Kenan Evren’e dün sabah gönderdiği ilk mesajda, Türk Silahlı Kuvvetlerinin tarihi kararının Ulusumuza hayırlı olmasını dilerken, Kıbrıs Türk Toplumu’nun Anavatan’a bağlılığını bir kez daha teyid etti.

KTFD Başkanı Rauf Denktaş, Türkiye Milli Güvenlik Konseyi Başkanı Orgeneral Evren’e Türkiye Radyo ve Televizyonundan Türk halkına hitaben yaptığı konuşmadan sonra ikinci bir mesaj gönderdi.

 

Devlet Başkanı Rauf Denktaş mesajında, Kenan Evren’e Türk ulusuna hitaben yaptığı konuşmayı heyecanla ve tam tasviple dinlediğini belirtirken, Türk ulusunun yakın bir gelecekte layık olduğu huzura kavuşacağı inancında olduğunu yineledi…” (Birlik, 15 eylül 1980)

12 Eylül , Kıbrıs Türk Hakı’na karşı, Kıbrıs’ta Kıbrıslıtürk halkına demokrasiyi fazla görenlerin, gericilerin, dikta heveslilerinin, soldan, emekten ve demokrasiden yana olan güçlerine karşı saldırıya geçmenin kara çalmanın bir emniyet sübabıdır da ayni zamanda. Türkiye medyasını da kullanıp Kıbrıslı Türk solcularını, sol partilerini baskı altına almak, ispiyonlamak başlıca yapılacak işlerdir.

Aşağıdaki 15 Eylül 1980 tarihli “Birlik” Gazetesindeki yazı bunlara örnek teşkil ediyor (Yazan: N. Gören):

Gördüğüm Gibi:

“Evren’in Dedikleri

Anayurdumuz Genel Kurmay ve Milli Güvenlik Konseyi Başkanı Orgeneral Kenan Evren’in konuşmasını televizyondan üç kez dinledim: bir de gazetede yayımlanan metni üzerinde dura dura okudum. Genel Kurmay ve Milli Güvenlik Konseyi Başkanı Orgeneral Kenan Evren’in andığım konuşmasında belirttiklerinin gerçekliğini inkar etmek olası mıdır? Şair Tevfik Fikret bir şiirinde “Kanun diye, kanun diye, kanun tepelendi diyordu. Bizim bir kısım siyasilerimiz de “Hukuk devleti” diye diye “Hukuk devletini” hukuk devleti olmaktan çıkardılardı. Ölenlerin sayısı bir yana…bir yana diyorum ya; bu, insana önem vermediğimden değil; insan bir noktada der ki, Türkiye’nin nüfusu yılda bir milyona yakın artış gösteriyor, trafik kazalarında hergün onca kişi can veriyor… Yeter ki kutsal bildiğimiz, korumak ve savunmakla yükümlü olduğumuz değerler zedelenmesin.

Ama gördük ki korumak ve savunmakla yükümlü olduğumuz değerler de zedelenmeye başladı. Atatürkçü olmak, Atatürk’ün devrimlerini savunmak bir noktada suç sayılır olmuştu. İstiklal Marşımız okunurken birtakım kişiler protesto amacıyla yere oturuyordu; birtakım kişiler enternasyonali okuyordu; mitinglerde ve açık hava toplantılarında Atatürk’ün resimleri yerine Lenin’in, Stalin’in resimleri taşınır olmuştu; hayaller içinde yüzenler vardı; laik devlet yerine dinsel devleti özleyenler hatta savunanlar vardı. Kısaca söylemek gerekirse Atatürk devrimleri ve Onun en büyük eseri Cumhuriyet gerçekten tehlikedeydi.

Türk silahlı Kuvvetleri böylesine bir ortamda Cumhuriyeti ve Atatürk devrimlerini Anayurdumuzun ve ulusumuzun bütünlüğünü korumak ve savunmak amacıyla Anayurdumuzda idareye tümüyle el koyuyordu. Dış ülkelerde bile yapılan yorumlarda bunun zaten beklendiği belirtilirken Genel Kurmay ve Milli Güvenlik Konseyi Başkanı Orgeneral Kenan Evren’in her türlü askeri yönetimden çekinen kişiliğinden de bahsetmek gereksinimini buluyorlar. “Ordu görevde” başlıklı başyazımızda belirtildiği üzere Türkiye bir Güney Amerika ülkesi değildir, Türk Ulusu güney Amerika ülkelerinden birinin halkı değildir, ve Türk silahlı Kuvvetleri Güney Amerika ülkelerinden herhangi birinin ordusu değildir.

Bu gerçekleri özetle belirttikten sonra Genel Kurmay ve Milli Güvenlik Konseyi Başkanı Orgeneral Kenan Evren’in konuşmasının bir bölümüne değinmek istiyorum. Varlığımızı Türk Silahlı Kuvvetlerine ve Atatürk’ün kurduğu cumhuriyete borçluyuz. Ama bugün bunun bilincinde olmayanlar yok mu aramızda? Bugün Atatürk yerine başka önder seçenler; Lenin’in, Mao’nun ardında yürüyenler yok mudur? Sözüm ona “1 Mayıs’ı kutlama töreni’nde kızıl bayraklar taşıyanlar, Lenin’in resimlerini taşıyanlar yok mudur? Birbirlerini “Maocu” “Moskovacı” diye suçlayanlar yok mudur? KTB Kuvvetlerini Faşist diye nitelendirenler yok mudur?

Ve bunlar bu eylemlerini anayasamızın tanıdığı özgürlüklere sığınarak yapmıyorlar mı?

Anayasa kişi özgürlüklerini korur, doğrudur bu. Ama KTFD’ni, Kıbrıslı Türk Toplumunu korumalı değilmidir Anayasa ?

Biliyorum, bu görüşlerime ters düşenler “Bakın, bakın, Anayasanın değiştirilmesini istiyor” diyecekler. Sorun Anayasa’nın değiştirilmesi sorunu değildir sadece. Sorun kişilerin hak ve özgürlüklerini koruyan Anayasa’nın KTFD’ni, Ulusal Kıbrıs Türk halkının ulusal niteliğini ve varlığını korumamalı mıdır? Bu Anayasa Mao’nun, Lenin’in ve Stalin’in resimlerini ve kitapçıklarını dağıtanlara karşı eli kolu bağlı mı olmalıdır?

Evet, Genel Kurmay ve Milli Güvenlik Konseyi Başkanı Orgeneral Kenan Evren görüşünde gökten yere kadar haklıdır: “Atatürk Milliyetçiliği yurdun en ücra köşesine kadar yaygınlaştırılacaktır.” Yaygınlaştırılmalıdır da. Ama Anayurdumuzdaki durumu yaratanların KTFD’deki uzantılarının ellerini kollarını sallayarak; kızıl bayrak taşımalarına, Lenin, Mao’nun resimlerini taşımalarına, Lenin’in ve Mao’nun kitapçıklarını öğrencilerine dağıtmalarına ve çocuklarımıza Atatürk yerine başka önderler telkin etmelerine ulusal Kıbrıs Türk Halkı herhalde daha fazla tahammül edemez, etmemelidir”.

-DEVAMEDECEK-