yaklaşımlarÖzkan YıkıcıDokunulmazlıklar sendromu – Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Dokunulmazlıklar sendromu – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Son dönemde Türkiye hep sorunlarla gündeme düşüyor. Hem artan krizler, hem de bunlara en sert uygulanan sansürler le konular adeta saptırılma veya hiçleştirme kıskacına da sokuluyor. Türkiye ile girilen garip ilişkiler sonucu da nasibini burası alıyor. En acayip teslimiyeti tepside tatlı sunar gibi taktim eden politikacılar la kuşatıldık. Biryandan son su anlaşması ve ardından gelecek teslimiyetin yeniden yapılanması yaşanırken, kamuoyu da hep başka algılarla incilere boğuluyor. Şimdiden oluşan travma paradoks la yansıyor. Hat da, ikiyüzlü çirkefin insan diline düşüşünü de görüyoruz. Dün direk karşımıza geçip “siz suyu istemiyor musunuz? Türkiye suyu veriyor da siz beğenmiyorsunuz” diyenler, fiyatı görünce yeni ikiyüzlü çirkefin resmine döndüler. Kimisine fiyatı suçlayıp “nasıl ödeyeceğiz” derken, yandaşa da su yerine dağıtılan incilerden pay isteme yalakasını da gösteren epey ahali vardır. Bu koşullar bizi ister ortak mücadele, ister gerçekleri anlama alanında oldukça zorlayacak doğrulardır.

Teslimiyeti altın tepside zehirlenen gıda gibi ahaliye sunup politika yapanlar elbet, kuramın kendisi olmasa da avantası bakımından oldukça güzeldir. Başbakan olmayıp, başbakan gibi olma veya yandaşlıkla hak edilmeyen müsteşarlığı alma, üretici olmadan üreticilik teşviki kapmanın tadı her hal bir başkadır. Hele de eline kimileri ezme, doğruları yalan gösterme yetki silahı da verilir se! Sadece bunu bileceksiniz: belirli alanlara dokunmayacaksınız! Gerçekleri görmezden gelip, bunları savunanlara karşı dilediğiniz yalanı söyleme ve eyer elinizde silah varsa yetki gücünü kullanma şansınız her zaman vardır. Bir doktorun doktor olmamasını eyer kahvedeki bir yandaş kabadayı belirleyen ülkeden ne olur?

Bizde dokunulmazlıklar la siyasal sis perde oyunu yaşanırken, içeleşip adını dahi koyamayıp tersini vurguladığımız Türkiye de başka bir dokunulmaz tartışması siyasal karmaşada yetki gücüyle devletleşip parlementerleşiyordu! Su teslimiyetinin belgesi imzalanıp, sonrası üzerine belirsizlik ve kuşkular yaşanırken, benzer konu olmasa da Türkiyede de parlementoda vekil dokunulmazlık adıyla bir “anayasaya aykırı olsa da” geçen kural yaşanıyordu. Sakın doğal dokunulmazlık imgesi aklınıza gelmesin Çünkü, bizde hep böylesi yanılgılar hep yaşanır. Nasıl ki demokrasi olmadan demokrasi denilip tüm pislikler örtülürken, Türkiyede ki dokunulmazlık olayı da genel suçlar ve tümü için değildir. Konu muhalif tasfiye üzerinden daha otoriter başkanlık adımının sadece bir adımı oluyor. Eyer övülen yoldaki adımlar böyle olur sa varın siz düşünün!

Dokunulmazlık bazen tabulaşır. Tabulaşınca da konuşulmaz. Bir de baskı için tasfiye vardır ki oda hedefi koyup muhalifi tüketme silahı olarak kulanılır. Hem Türkiye hem de Kıbrıs da dokunulması tabu olan Kıbrıs sorunu dokulnulmazlık resmi idolojik yakınlaşması vardır. Ama Türkiyede geçen yasa adeta dokunulmazlık kelimesi ile nasıl bir siyasal pandora oluşacağının da kanıtı gerçekleşti. Bize Türkiye ile yapılan anlaşmalara dokunmama dokunulmazlık kuşatılmışlığı getirilip teslimiyeti överek Serdari tipi “boncuk” dağıtma olarak kabulendirilirken; Türkiye kendi parlementosunda başka bir oylama ile birilerini hapse gönderip, tasfiye ile kazanma siyasal hamlesi yapılıyor.

Konu madem dokunulmazlıkalr la başladı, size bazı kıyaslı örnekler verecem. BBC sitesindeki geniş yazıdan da yararlanarak olayı özetleyelim. Genelikle vekil dokunulmazlığı denilince, herkese güzel cümle olarak kafasına yansır. Oysa yaşam bize her koşula göre bu kuramı konuşmamızı dayatıyor. Hat da, suçlanan ve aynen tekarlanan benzer dokunulmazlıklar da vardır. Dün İsrail arap vekilerin dokunulmazlığını kaldırmak için, imtiharcı Filistinlinin aylesini ziyaret eden vekileri işaret ediyordu. Yine İsrail parlementosunda mavi Marmara gemisine binen parlementerin de dokunulmazlığının kaldırılmasını sağladı! Çünkü bunlar araptı ve etnik faşist bakış la onlar ötekiydi! Türkiyenin özelikle AKP vekileri bu olayı zamanında İsrail karşıtlığı ve İslamidamıtma yaparak suçladı!

Oysa Türkiyenin de benzer konularda Kürt vekileri suçlayıp daha basit nedenler le dokunulmazlıkları kaldırıldı. Hat da Van da benzer ziyaretin suç olup fezlekesi çoktan hazırlandı. Bir açıklama yapmak gerekir: Sakın ola Türkiyede tartışılan dokunulmazlıkların her konuda olduğunu ve yolsuzluk yaptığı söylenen kişileri de içereceğini sanmayın! Sadece belirli dönem koyup, belirli kesimleri içerecek bir dokunulmaz yelpazesi oluşturuldu. Tabi ki olay devlet ile öteki eksene koyup MHP direk, Kılıçtaroğlu da utangaçca desteği verip yasa onaylandı. Hat da birinci oylamadaki fireleri engeleme adına yapılanlar da yandaş medya dışında epey yer de yayınlandı!

Konu iyi anlaşılmalıdır; olay salt genel vekil deokunulmazlık düzenlemesi deyildir. Yine tüm suçları da içermiyor. Sadece belirli kesime yönelik ve devletin yeni başlangıçlaşma adına yapılan bir ayarın kendisidir. Bu konuda en önemli çelişki yine CHP de yaşandı. Hem “anayasaya karşıdır” dendi, hem de “evet için uğraş” verildi! En kritik noktalardaki böylesi parti tutumları hep sola karşı güvensizlik algısını artırmaktadır….

Gelelim öteki dokunulmaz olaylarına: Bunun en iyi kanıtı italyada temiz eller operasyonu ile yaşandı. Hükümetin ve önemli devlet kesiminin yaptığı yolsuzlukları giderme adına, yargıdan başlayan baskı ve sokaktan gelen destek le İtalyan siayseti altüst oldu! Devlet yönetimi adeta çökertildi. Parlementer parmak olayı sokak tepkisi ile yargı kararının bütünleşmesi sonucu baskılanmalar ve sayısal parmaklar yetmeyip Temiz eller operasyonu gerçekleşti! Yine Moldovyada sokak başbakanın yolsuzluklarına karşı yaptığı tepkiyle başbakanın kelesini aldı. Guatemala “ki bu köşede geçen yıl yazıldı” halkın devlet başkanına karşı yaptığı uzun sokak direnmesi sonucu hem istifa etirildi, hem de onu yolsuzluktan hapse yoladı! Böylesi farklı dokunulmazlık mücadele tarihleri de son döneme damgasını vurdu.

Görüldüğü gibi salt dokunulmazlık denip işin kolayına bakmayalım. Türkiye ve İsrail ile Guatemala ile italyayı ayni sepete koymamak gerekir. Bazen devlet tarafından muhalefeti tasfiye ederek otoriterliği sağlama adına bu yöntem kulanılırken, bazen de yönetenlerin yaptıklarına karşın halkın sokakta direnerek ve muhalefetin mecliste mücadele ederek devletin dokunulmazlarını dokunulur kılma siyasal gerçeklik vardır. Bu farkı bilmeden önümüze konulan ve kelime olarak hoş gelen dokunulmazlık, bazen zehir gibi kanserleştirme yaptığını akıldan silmeyelim. Bazen gıdada dahi parıldatarak aynalaştırırken, içindeki zehrin de nedenli zarar verdiğini sağlığımız la yaşarız.

Tüm bunlar güzel bir teslimiyet kremasıyla süsleince de gayet iyi bir manzara yaratısı altında kuşatılan insanlığa dönüşürüz. Hele de bizim de yaşadığımız gibi nice yanlışı yapan politikacıyı veya teslimiyeti imzalayana “iyi insan” deyip temisliyorsak, ozaman işler çok karışık hale gelir.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
341AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin