yaklaşımlarHalil PaşaTC-KC Adanın “Taksim”ini Kalıcılaştırırken 2 - Halil Paşa
yazarın tüm yazıları:

TC-KC Adanın “Taksim”ini Kalıcılaştırırken 2 – Halil Paşa

Yeniçağ podcastını dinleyin

halilpasaBakmayın siz AKP’lilerin Kıbrıs Cumhuriyeti ile asla ve kat-a hiçbir şart ve şurt altında görüşmeyeceklerine dair attıkları milliyetçi nutuklara.

O yüksek perdeden yapılan söylemler, uluslararası örgüt ve evrensel hukukun duvarlarına çarptıkça, pek kıymet-i harbiyesinin kalmadığı görülüyor.

Nasıl mı?

En basitinden,geçtiğimiz günlerde Türkiye, ev sahipliğini yapmış olduğu Akdeniz Olimpiyatlarında, tanımadığı ve resmi temas kurmayacağını söylediği Kıbrıs Cumhuriyeti bayrağını çekmeyip atletlerini de yarıştırmasaydı bakalım başına ne işler açacaktı?

Meselagelecek hafta Kasımpaşa Kıbrıs’a gelsin de bizim takımlardan birisiyle bir antrenman maçı yapsın bakalım. Elbette geçmişte bu “cesareti” gösteren Gençler Birliği’nin başına gelenler, Kasımpaşa’nın da başına türlü belalar ve cezalar açacak…

Ya Türkiye’nin AB üyeliğinde ilerleyebilmek için sayfaların açılmasını engelleyerek, AKP’ye ev ödevini bile yaptırmayan ve üstelik İstanbul’un bir semti kadar bile nüfusa sahip olmadığı için küçümsenen kim ya da hangi devlet?

Elbette Türkiye devleti ve hükümetleri, uluslararası hukuk’a, BM’ne ve aday üye olmaya devam ettiği AB’ne rağmen, adadaki varlığını devam ettirmenin yoluna bakacak.Ve elbette ekonomik, askeri, siyasi ve konjonktürel gücü ölçüsünde, “kendi emperyal çıkarları” ile ilgili olduğunu düşündüğünü yaparak, (uluslararası hukuka uygun olup olmadığına kafayı fazla yormadan-hp)bildiğini okuyacak…

Örneğin adadaki askeri varlığını, yalnızca Kıbrıslıtürklerin can güvenliğini değil, ama 1974’den beridir adaya taşımakta olduğu kendi vatandaşlarının da güvenliği için gerekli olduğunda ısrar edecek. Türkiye’nin güney sahillerinin de en az Kıbrıslıtürklerin can güvenliği kadar önemli olduğunu dillendirecek.

Bu arada adanın karadaki ve denizdeki zenginliklerinden yararlanmayı,  Kıbrıslıtürklerin ve adada yerleşik olarak bulunan vatandaşlarının da yeraltı, denizaltı ve dahi yerüstünde, payı ve hakkı olduğunu öne sürecek. Dün Barbaros isimli gemi vardı. Kim bilirilerleyen günlerde, yanına başka bir savaş gemisi, havadan da birkaç uçak desteği eklenecek.

Türkiye’de her ekonomik ve siyasi darboğaza düşüldüğünde, önceli TC Hükümetlerinin yapmış olduğu gibi, AKP ve RTE de iç politikada her başı sıkıştığında Kıbrıs Sorununda gerginlik siyaseti üzerinden, siyasi muarızlarının eleştirilerinden kurtulmaya çalışacak.

Yine önceli TC Hükümetleri ve derin devleti gibi, Kıbrıs’ta kendisine karşı hani öyle “ayakları üzerinde durmak”, “ana-yavru” ilişkisini terk eyleyip de “artık kardeş falan olalım” muhabbetlerine,  emrine amade televizyonların karşısına çıkarak ”, “ana”lığı da bir tarafa bırakarak, hani sert bir baba edasıyla, işaret parmağını da sallayarak “hııı” diyecek…

Ağızlarından çıkanı kulaklarının duymasını tembihleyecek…

Bu eril seçim mesajları ile beslenen Türkiye seçmeni de,“analar ne milliyetçi ve dini bütün babayiğitlerdoğurur”un eril seçim mesajları altında liderlerine tam destek verecek…

Dahası da var.

Türkiye’nin, AKP’nin aracılığı ve UBP’nin de “gönüllü” yardımlarıyla,Kıbrıs’ın kuzeyinde “yasal” olarak sahiplenmeye başladığı topraklarını artırarak, adanın bölünmesinin kanıksanmasına, bir de bu cepheden katkıda bulunmak.

Nasıl mı?
Onu da yarınki yazımızda konuşalım…
- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
341AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin