yaklaşımlarÖzkan YıkıcıEngellilik ve İspanya isyanı! - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Engellilik ve İspanya isyanı! – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Aralık ayının üçüncü günü dünyada Engeliler günü olarak ilan edildi. Her günde olduğu gibi ilginç konuşmalar ve atıp tutma şovları uçuşup bir şeyler anlatmaya çalışınıyor. Kimisi alacağı rantı, kimisi şovundan pareler çiziyorken günün içinde en çok konuşması gerekenlerin ekranlardan uzak ama fırsatı kolayanların kulanım faturaları ortaya seriliyor. Herkes şu basit yüzleşmeden hep kaçıyor. Daha doğrusu Kapitalist özün gerçeği hep ötelenerek konu basitleştirip duygusalaştırılıyor. Bunu iyi anlayarak ve işlenen konuyu öznesiyle incelemek gerekir. Engeli denilen obhenin aslında insan olduğu ve konunun sorunsal nedeni de insan ölçeklerinin içinde aranmasını gerektiğini onutmamak şart. Engeli sorunu konuşulurken salt engeli olma değil neden sonuç ilişkisiyle olayı yaratan koşullarla engeleme ve sora engeli olunca uyum olayına gelmek gerekir. Kapitalist yapıda eyer esnek emek olup sosyal güvencesiz çalışma ortamı kurallaşıyorsa, yetersiz beslemeden çevre zehirleme olayları yaygınsa, trafikten sağlığa oldukça kabarık sorun dosyaları varsa, insanların engeli denilen ortama ulaşmaları daha kolay olmaktadır. Bir ülkede Engeli sayısı ordaki sağlıkla başlayan, beslemeden bilince, çalışma koşulalrından yaşam nefes alma durumlara dek oluşan tüm genel yapının sonucunda azalma veya fazlalaşma sayısal sonuca gelinir. Yine bir ülkede insan değerinin yeri konulan çerçeve, kamusal hakların gelişme durumu yine engeli insana ve hatta daha genele kadından çocuğa, değişik etnik kökenden dinsel ayrıma varan çeşitlilik yaşamında önemli direk etkisi vardır. Bunları en azından Sosyalistin diyen veya Devrimcilik amaçlı mücadele içinde olan kesimlerin çok iyi bilmesi şartır. Zaten insanı daha eşit paylaşımcı ve kamusal haklarla daha ileriye getirme hedefleri Devrimcilik çizgisinin önemli olmazsa olmazlarıdır! Bunu dahi günümüzde en başta “Solcular” akıldan çıkardılar. Hatta daha acısı; Bir çok insani olayda olduğu gibi, konulara metalaştırma, piyasal marka ve rant noktasında yorumlama yanlışına düşmektedir. Hatta şanı tabelası büyük rantiyeli projeli “insan hakları kuruluşları” genelde böylesi insani ayrımlı olaya hiç eyilmez. Çünkü Projesi yoktur ve rantı azdır!

Şununla Yüzleşelim; Engeli denilen insanlar dahi tek tip değildir. Bulundukları ekonomik durum, engeli neden olan fiziki durumları dahi farklıdır. Bunları dahi bir potada tutamayız. Yalnız her olgunun genel bir yaklaşımcısı vardır. Tüm sorunlara bakış açınız temelinde nerde: Sermaye kurtarmamı; Daha fazla büyümemi; insanı temel alan ölçeklerle değerlendirmemi! Bu genel bakış sonuçta tek tek olgulara dek indirgenir. Kapitalist sistemin özünde olan eşitsizlik ve sömürgeleşme öznesi olan sistem elbet Engeli olayında da bunun aynası olacaktır. Ayrıca Kapitalist yapıda zengin fakir, sömüren sömürülen yapılar, geri braktırılmış ile gelişmiş, bireycilik fırsatcılığı ilkelerin işlediği ortamda direk engeliler dahi bu yelpazede hep başkalaşacaklardır. Hatta konuyu şöyle daha zenginleştirelim; Ülkede önem verilen kamusal veya piyasa, sosyal güvenlcelerin niteliği, din etnik cinsel fiziki ayrımcılık dereceleri, oluşacak yapının demokratik veya otoriter olma kuralalrı hepsinin toplamı engeliliğide etkiler. Kültürleşmeden ekonomiye, poletik otoriteden dinsel inanışa hepsi birden engeli sorununda dezavantaj yaratmaya adaydır. Helle sağlıktaki kamusal olmayan anlayışla mtelaşmanın tetiklediği insan anlayışı en çok engelileri vurmaktadır! Bunu son alınan genel kararlarda birlikte yaşıyoruz. Kapitalist sistem neoliebral sürece geçip sosyal haklar kırıldıkça en çok etkilenen kesimlrden biri de engeliler oldu. Sağlıktan yararlanma ile başlayan geriye kayış, kaybedilen her kamu hakında engeli bir ödenli daha zorlaşan sonuca ulaşıyor. Biliyorum ki Kuzey Kıbrısta bunu anlatmak zor: Helle kamusal hakların gelişmediği, insan ölçeğinin birincil olmadığı koşullarda anlatılacak bazı ifadeler çok yabancı gelecektir. Zaten Kamusal taşımacılık Lefkoşada katledilirken başta engeli “örgütlerin” ses çıkarmama durumu en basit olayda dahi gerçeği acı itiraf etme olayı oluyor. İsterseniz bunca laftan sora sizi 3 aralık ispanyasına taşıyayım.

İspanya bildiğimiz gibi Kapitalist krizde özelikle sadece emekçilere değil sermaye arası çelişkiler nedeniyle Kuzey Avrupa sermayesi Güney Avrupa sermaye alanlarını ele geçirme çatışmasıda yaşanıyor. Önerilen ve adı hep “daha iyi refah” denilen paketler herkesi etkiliyordu. Gelen hamle sınıfsal olduğu ve kamusal alanların piyasalaşması olduğu için, ezilen halkalrla birlikte Kadın ve Engeli haklarıda kamusal haklar daraldıkça nasiplerini aldılar. Öyle aldıalr ki son paketde direk resmen AB Troykası tarafından dayatılan paketde engelilere verilen kaynaklar sermaye bankalarına aktarma ve onların borçlarını ödeme adına kesiliyordu! Kalem direk engelileri gösterince 3 Aralık nutuk ve yardım isteme yerine engeli örgütler ispanya sokakalrına çıktılar. Sloganın biri ilginçti; “imdat engeli geliyor”!

İspanyada bedel halka ödetip sermaye pazarı açılımı yapılırken engeliler de birlikte kaybeden kesimle sokağa çıktı. 3 aralık yemek yeme veya bizdeki gibi elitlerin eşlerinin açılış törenleri yerine sokakta insan olduklarını haykırarak Troykayı protesto ediyordu! Hani o Troyka ayni paketi Güneyde uygularken bizim kiler hatta “sosyalist” adını kulanlardan birileri dahi onların istediği gibi “kurtarıcı” görme gerçeği demekti. İşte ispanya Troykanın dediklerini yaptıkça daha kemer sıkıyordu. Başta ordaki “Sosyalist parti hükümetleri” bunların geçici olduğunu söyleyip tepkiyi önceleri sınırladı. Ama olmadı. Şimdi son kemer sıkmanın direk hedefi engeliler. Dikat ayni paket Güneye de verildi! Direk engelilere verilen kaynaklardan kesinti kadar, yine engeliler için olmazsa olmaz olan sağlık haklarını, eğtim görme koşullarını sarsacak kesintilerde sundu. Onun için ispanya engelileri “imdat engeliler geliyor” sloganını pankartlaştırıp dünyaya gösteriyorlardı.

Bir yanda engeli direk hakları veya daha genel ama yine önemli etki yapan koşuları darmadağın ederken, öte yandan daha fazla engeli yaratma kararlarla esnek emek çalışmna ve yoksulaşma kararları sırf sermaye kazansın Pazar sorunu çözülsün diye dayatılıyor. Polisiyle sermayesiyle ve kanunlarıyla bunlar yapılıyor. Bundan dolayı bizde pek olmasada 3 aralıkta dünyanın bir çok ülkesinde engeliler direk Neolierbal karşıtlı protestoları sokaklara çıakrdılar.

Bu haftalık Engeli olayına odaklandım. Çünkü kendim görme engeli olmam yanında hala insa hakları adıyla projeci örgütler dahi bunun insan hakkı olduğunu anlayamadı. Yine toplumsal sorunalrla engelilik artışı veya azalması, konuya insanca bakınca bir çok sorunun sorun olmayacağını çoktan onutuk. Hatta sağolsun sistem bize gerektiğinde dıştalama öteleme adına rant kapmada engeli disgalife yapnmayı da çok güzel öğreti. Tekrar edelim; ister siaysal düşünce, ister etnik din, ister kadın çocuk yaşlı ve isterse engeli olma insanın bir yaşamın sonucudur. Bunları insan olarak düşündükçe ortak paydaşlıkta buluşulunur. Daha iyi ve eşitlikci olma sosyal hakların gelişmesi ise kapitalist yapıda mümkün değildir. Bununda özünde Sosyalist yapılar olmaktadır. Dikat edin; Kamusal hakların geliştiği, insan ölçeğinin temel olduğu ve demokratik yapılanışın yaygın geliştiği yerlerde tüm insani sorunalrda olduğu gibi engelilerin yaşama uyumunda daha başarılı sonuçlar alınmıştır.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
341AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin