YKP Sekretarya üyesi Alpay Durduran ülkedeki sorunları değerlendirdi. Açıklama şöyle:

Ülkesinde beklenmedik sel baskınları ve sorumluların yakalanmadığı yolsuzluklar göze batıyorsa orada iktidar yolsuzların elinde demektir. Çünkü sorumluları gören ve suçu saptayan yüzlerce yetki sahibi görevli olur ve susmuşlardır. Ne yetkilerini kullanarak delil biriktirmişler, ne de ilgililere ihbar etmişlerdir. ‘Ben işime bakarım sen de öyle yap yoksa yanarsın’ dediklerini anlayabilirsiniz, başka türlüsü olmaz çünkü biri birine rakip olanların eline geçecek delil yıkıcı olabilir.

Devleti bu durumdan korumak için dünyada başarılı uygulamalar vardır ve onların uygulanması için yardımcı olmaya hazır BM ve AB ülke ve kurumları vardır. Bunlara başvurma ve yardım alma şansını elde ettiğimiz halde yardımcı olmayan siyasi parti iktidarları içinde suçsuz olan olsa da sonuçta hepsi sorumludur.

Yetkililerin çöken yollar, beş paralığına kirayla peşkeş çekilen halkın arazileri ve kamulaştırmak için yağmalanmış kamu mallarının yeniden kamulaştırılma ücretler ve bakım onarım masrafları için umursuz davranışları hesap sorulmayacağına olan güveni göstermekte ve esas suçluların yiyenlerden çok yememiş gibi görülenlerdir.

Yolsuzlukla mücadeleye katılmayanlar emin olmalıyız ki popülizmi dünyanın başına bela edenlerdir. Gelen gideni aratır deyip hafife aldıranlar yolsuzluk değil popülizm yaptıklarını yani oy avcılığı yaptıklarını bilirler.  Yasaya saygılı siyasi olmak ama popülizme engel olmamak kadar değil soygunculuğu korumak ve kollamakla da suçludurlar.

İnsanlık büyük bir bunalımla karşı karşıyadır. Popülistler seçimlerde ilerleme göstermekte insanlık suçu sayılacak vaatlerde bulunarak geleceği karartmaktadırlar ama o kadar da değil suiistimale savaşı engelleyip ülkelerin birbirlerine yardımını ve BM gibi uluslararası kurumların savaşımını da engellemektedirler.

Hükümetimizin dere yatağına bina yapıp sele neden olanların devlet memurlarına ne kadar rüşvet veya başka türlü çıkar sağladığını araştırmamakla insanlık suçu da işlediğini hiç unutmamalıyız.

Etkin ve verimli bir kamu yönetimi için bir an önce AB’ye başvurmalı ve programlarını tam uyumla gerçekleştirmeye çalışmalıyız. Lafazanlıkla zaman yitirmemeliyiz.

Halkımız yaldızlı laflara kanmamalıdır.