yaklaşımlarÖzkan YıkıcıKovit salgınında Hindistan tehlikesi – Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Kovit salgınında Hindistan tehlikesi – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Yaklaşık 1  yılı geçirdi. Adını ne isterseniz koyun: “Pandemi salgını, Korona salgını, Koveyit krizi” ne derseniz deyin farketmez. Başlangıçta bilinmezliklerle başlayan, giderek öğrenilirken, yeni mutasyonlarla başka sorunlar yarattılan sağlık krizi, günümüzde dersleri ve gerçekleriyle adeta ayrışan dünyaların gerçekelrini de haykırmaktadır. Son günlerde Hindistan en başta önemli tehlike olarak dünyada imdat mesajı çekmektedir. Bir garipliklerle gerçekler sarmalında Kovit salgınını yaşamaya devam etmekteğiz. Hat ta siyasetlerin küçümseme veya bitişine algılarla davranıp sorun daha da karmaşalışıyor.

Kovit salgını üzderinden bir yıldan fazla geçti. Öğrendiklerimiz kadar, kuşkularımız ve yeni bilinmi ezliklerle de yaşamaya devam ediyoruz. Ama net gerçekler de var. Korona salgını sağlık kriziyle Kapitalist yapıya yeni kriz olarak eklendi. Ekonomik finansman, uygarlık, ekolojik krizleri derken, dördüncüsü de sağlık krizi olarak Korona yaşamımıza girdi. Yine net olan: Kapitalist yapının siyasal yönetme şekli iflas ediyordu. Ne yönetme kabiliyeti vardı, nede yeni seçenekleri oluşturma davranışları gerçekleşiyordu! Bir kördüyümde takılıp kaldık. Daha kötüsü, sistem bu krizlere girerken, yönetimde kimine göre Posmoderinci lider, kimisine göre otoriterleşen kesimler, kimisine göre de yeni faşist dalgasının liderleri de devletleri yönetiyordu. ABD, Hindistan, Brezilya, Macaristan, Türkiye ve nice devletin başında otoriterliği ve faşizmi çağıran liderlerle girildi. Ekonomide ise iflasına karşın Neoliberal yapıda diretiliyordu. Daha kötüsü, otoriter liderler olmak üzere yönetimler krizle oluşan belirsizlikteki kitlesel rızayı kulanıp fırsata da çeviriyorlardı. Bunu en son Türkiyede alkol yasağına varnan dinsel düşüncenin korona garantinasının fırsatında gördük.

Tüm bu gelişmelerde yine önemli gerçekler de anlaşılmak istenmedi. Örbeğin Kovit salgınıında kamusal sağlık sisteminin daha başarılı olması, bazı tetbirlere yansıtılmadı. Aşı yöntemi bazı ders alan ülkelerde uygulanırken, hala kimisinde geciktirme, önemsetmeme tutumları da yşandı. İlaç tekelrinin fırsat kulanmaası ise tam Bir kapitalist gerçeklikti. Son günlerin Hindistan imdadı ise bu gerçeklerin somut ülkelerinin resmiydi.****

Son günlerde Hindistanda fırlayan Korona mikrobu, yeni versyonuyla da resmen imdat çığlığına ulaştı. Elbet, konu Hindistan olurken,başlangıçtaki ayni resmi çekemeyiz. Çünkü, Korona başlarken bilinmezlik vardı. Yine de ilk çıkan ülke çindeki uygulama ile konu başarılı denecek sonuçla geçiştirilir gibi oldu. Bazı uygulama örnekler oluşuyordu. Yine kamusal öncelikli sağlık yapıları da başarılı oldular. Ama, sistemde nedense kamudaki özel kamu farklılığı hiç deyinilme ihdiyacı olmadı. Bunlardan birisi de Hindistandı. Hat da, Hindistanın genelinde pek başarı olmazken, bazı eyaletlerdeki kamusal uygulamayla başarılı olma ikilemi dahi dikate alınmadı.

Hindistan son günlerin önemli artışlarını yaşıyor. Yapılan ilk öenmli eksklik, ilk fırtınadan sonra yönetimin gereken tetbirleri lalmadığıdır. Eksik görülen kamu yapısı düzeltilmedi. Aşı süreci hızlı geliştirilmedi. Üstelik, Hindistan aşı üretme kapasitesinin de yüksek olduğu ülkelerin en başlarındadır. Çünkü, Hindistan seçimlerle hem de iki kez Faşist Modiyi seçti. Modi ise neoliberaleşmeyle sağlığı dahi özeleştirme politikasını savunuyordu. İkili siyaseti vardı: Dış sermayeye ülkeyi açma ve kamusal özeleştirme yapmak. Elbet, otoriterleşerek Hindu milliyetçiliğini de ırıksalaştırıp faşistleştirme anlayışı vardı. Bunlar gizli deyil net şekilde vurgulnndı. Sağlık dahi bakışta  gericiliği öne çıkardı. Bilinmi önemsizleştirdi. Bunlar, kapasitesine rağmen, Hindistanın hem de Korona salgınının ikince döneminde imdat deme durumuna dek uçurumun kenarına getirdi.

Gariptir: adını ne koyarsanız koyuun: kriz dönemli otoriter liderli ülkeler ikinci dönemde de başarısız oluyor. Brezilya, Hindistan ve Türkiye bunlardan birkaçıdır. İngilterenin dahi aşılamayla eksi olan hanesini doğruya doğru yöneltirken, saydığımız başta 3 ülkede salgın oldukça üst düzeylere çıktı. Hep ayni eksiklikler listeleniyor. Özellikle sağlığın kamusal eksiklikleri, aşıdaki beceriksizlikler ve gerici inançla bilime karşı durmanın tutumları geliyor. Elbet medya baskını ile yasaklarla da gerçeklerin örtülmesine yardımcı olunuyor. Hindistan hem de dünyada aşı üretmedeki gücüne rağmen aşı yapmadaki zayıflığı da kamusal yaklaşımın önemli zayılfığı ortaya çıkmaktadır. Bütçe kaynağından sağlığa ayrılan az kaynak ve istihtam yapmamak, bilime önem vermemek, gerici deyerlerle tıpkı yönetimdeki kulanım gibi baş vurulması, günmüzde Hindistan örneğini karşımıza çıkarıyor.

Kısaca, belli ki pandemi daha da sürecek. Yeni virüsler veya dönüşümler de olacak. Ülkelerin halkın alışması ve öteki unsurları da seslendirmesinin fırsatını da kulanacaktır. Korona ile yaşamaya alıştık. Ama daha kötüsü, korkuyla en kötü ırkçı faşist uygulamalara da rızalaştık. Dahası, sermayenin bir kısmının fırsat kulanıp zenginleşmesine de görmezlik konuldu. Aşı kullanımında dahi pnatent veya zengine göre kualı dahi normalleşti. Kapitalist eşitsizliğini tüm yönleriyle Kovit salgınında da gördük. Hindistan ise üreetilen Neoliebral siyasetin önemli örneği olarak karşımızda binlerce güncel insan ölümleriyle sistemin örneği olarak dimdik duruyor.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
240AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin