yaklaşımlarÖzkan YıkıcıFutbolda da gerçeklere rahmet mi? - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Futbolda da gerçeklere rahmet mi? – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Futbol bir spor dalıdır. Fakat ulaştığı durum bunun oldukça ötesine taştı. Bol miktarda takımların taraftarları var. epey sayıda maçı seyreden seyircilere de sahip. Yetiyor, iletişim araçlarından para ödeyerek de izleyen kabarık sayıda insan var. yine yetmiyor, şans oyunlarıyla da epey ilgilenen kesim de yaygın. Bunu dahan da artırmak kolaydır. Bir de duygusal kitlesel gerçekler var. ortak paydalı seyirci olmak sözkonusu. Öfke veya sevinç duygularıyla yaşanır. Ortaklaşa duyulan tavırlara dek gidilir. Öfkenin boşaldığı, holigan veya fanatik gibi değerlerin de karşılık bulduğu alandır. Buna ek olarlak ekonomik güç ve siyasal etkenleri de katarsak, futbolun salt sahada oynanan değil, kendini de aşan bir dünyası olduğu artık kesindir. Birçok kuralın futbol kanalıyla yıkılması veya kara para gibi uygulamalarında kolayn eksen yanında sırf traftar olma dürtüsüyle birçok olgunun da karşılık bulundurulan kuram haline geldi.

Futbol bu nedenle salt bir kuramla açıklanamaz. Sistemin her yönünü içine alan bazen direk bazen etkileyici olarak kültürleştirildiği gerçektir. Onun için çoğu zaman takım gibi görülen deyerlendirmeler, aslında yaşanılan yaşamın adeta aynası şeklinde de gerçekleşir. Bahane bulmadan tatmin oluşa dek duygusal zenginliğini kitleseleştirirek resmen bir kendine has dünya daoluşturdu.

Neden bu girişle başladım: geçen hafta sonu Pazar günü Trapzonda yapılan Trapzon Spor ve Fenerbahçe maçı hala konuşuluyor. Sadece taraftarları değil iki takıma karşıt olan veya bu zeminden kendince tatmin başarı umanlar da sürece katıldı. Yetmedi, Türkiye tipi devletlerin siyasal gerçekliği de futbola damıtılarak adeta kitlesel destek kulanımı tavırları da açıkça oynandı. Ama konu olan galibiyet veya yenilgi değil, yaşanan olaylardır. Görüldüm ki normalde karşı olan davranışlar işin içine takım ruhu girince banbaşka düşünce eşkel gelmesidir. Bu salt maç olayı değil uygulanan yapıdan sistemsel alana dek taşındı. Yerel seçim nedeniyle de iktidar partisi de hemen tarafcıl oy avıyla da taraf haline hemen soyundu.

Olayların olasılı beklenirdi. Buna karşın tetbir alınmadı. Bir maçın nasıl erteleneceği kesin ilkelerle belirtildi. İnsiyatif de hakeme brakıldı. Bunların hepsi sıfırlandı. Dahası çoğu açıklamalarda olayın yanlışlığı yerine kendini savunup da “delikanlılık” kılıfına sokmaların da olmaıdır. Ama ilk sırıtan tutumlardan biri de atamalı federasyon başkanının yazıyı yazdığım ana dek gıkı çıkmamasıdır. Çünkü onu spor camiyası değil resmen Türkiye gerçekli tek adam şahsın ataması veya onaylamasıyla koltuğa oturmasıdır.

İlgilenen epey kesim oldu. Hat da direk kendine göre çıkara tavırlama da sergilendi. Tutucu ve tarafcıl olunca da en yanlışı dahi kendince doğru savunup karşıtla münakaşalar dahi çoğu yerde görüldü. Ama konuşulanlar dışında basit kuramla bazı durumları da ben hatırlatayım.****

Futbolun da akendine has kuralları var. bunlara girmeyecem. Yalnız, futbol maçı anında da kamusal alanlar var. örneğin saha top oynayan oyuncular ve hakemlerin kamusal alanıdır. Maç anında hele de dövme amacıyla müdahale etmek suçtur. Burada sahada olanları da belirleyecek olan hakemdir. Demek olluyor ki futbol sahası sporcuların kamusal alanıdır. Ozaman sahaya inip hele de öhyuncu dövme hareketleri resmen yasal olarak deyerlendirilmesi kamusal alana müdahale olalyıdır.

Buna karşılık da türübünlerde oturan seyirciye de sahadan çıkıp şunu veya bunu yapamak da seyirci kamusal alana saldırı demektir. Türübüne çıkıp dayak atmak sporcuya önemli ceza getirir. Ama seyircinin de sahaya ister dıştan isterse saha inenerek engel müdahaleler de kamusal müdahaledir.

Bunlar size basit geleek. Çoğunuz da biliyoruz diyecek. Ama işin içine takım ve karşıt eklenince yerlebir olan olgular karşımıza gelir. Sahaya inip kovalamayı savunan veya küfretmenin normal davranış durumuna sokan kabullenmeler çoktan aldı başını gidiyor. Birçok  yandaş bun u “erkeklik, delikanlılıkla” sınayıp övünmektedir. Yaptıkları yanlışı amalarla savunup lehlerine çevirmeye çalışıyorlar. Bu sonuç ise ülkedeki ayrıcalıkları hukuka verilen önemi ve birçok acizliği futbol öfkesiyle boşalmanın adeta yaşatılanıdır.

Trapzon Fenerbahçe maçında gariptir bu olaylar bekleniyordu. Nedense tetbir falan alınmadığı da kesin. Üstelik seçim dönemi olması da siyaseti bir başka karışımla karşımıza taşıdı. Ama şu bahane hemen sırıtıyor: bu olayları birkaç fanatik yaptı! Oysa kendimizi kandırmayalım: resmen Trapzondaki olan olaylar K. Kıbrısta dahi konuşulurken sadece takım tkaraftarları değil durumdan nemalanan öteki taraftarlar da katılarak adeta karşılıklı algılarla sertleşen durumlar dahi oldu. Onun için futbolu zamanında insanları uyutma afyonuna benzetenler yanında, kitleleri yönetme veya parçalama esrumanla otoriterleşme dönüşümü savunanların da nedenli haklı olduğunu bu maçla K. Kıbrısta dahi yaşadık.

Bir araya gelemeyen siyasal yönden olan kişiler takım ruhuyla ortaklaşırken, karşıt takımdaşlar da siyasal farklılığı silikleştirerek sevinme veya öfkelenme duygularını da birlikte sergilediklerine tanık olduk. Ama futbol gerçeğinde sporun da ötesinde  kitlesel birçok duygunun da yansıyış alanıa geldiği de kesin.

Tekrar edelim, futbol öylesine yayılıp kitleselleşti ki dünyanın dördüncü endüsri ekonomisi, kara paranın önemli sayıda aklandığı alan, kitlesel yaygın izleyişla taraflaşarak ortak kültürleşmemoluşturduğu kesin. Endüsriden sahalara, iletişimden takım ruhuna, ekonomik güçten spor karışımına dek önemli bir yaşam alanı olarak güçlendi. Politikadan ekonomiye, yasalıktan yasadışılığa ne ararsanız var. örneğin küfür yasak olurken, normalde söylediği anda hemen suçlama veya yargılama olan cümleler, sahalarda karşıt takıma bolca kulanılan etken yapma esrumanıdır. Onun için Trapzon Fenerbahçe maçı bize yeniden futbol dünyasının nasıl bir anlayış yerleştirdiğinin yeniden üretilen şekli olarak günlerce konuşulan konu halindedir.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin