yaklaşımlarÖzkan YıkıcıCHP kurultayı ardımdan - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

CHP kurultayı ardımdan – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

CHP kurultayı sonunda gerçekleşti. Sonuçta, hala tüm yenilgilere karşın direnip koltuğa sarılan Kılıçtaroğlunu, koltuktan uzaklaştıran sonuçla bitirildi. Elbet, yüzeysel bakışla daha gerçekçi yaklaşımların da derin farklılıkları da tartışmalarda yeniden yaşatıldı. Ayrıca, kökleşip rejim deyişime doğru hızla giden AKP iktidarı da tam kendine göre bakışla sonucu deyerlendirdi: “al birini vur ötekine” diye öztledi. Halbuki diplomatik bakışla en azından kazanana teprik mesajı gönderme durumuna dahi önem vermeğip, herkese yeniden kendilerini hatırlatı. K. Kıbrıs mı: burada konu CHP olunca koltukçular ve koltuk bekleyenler “aman” korkusu travmasına girdiler. Unutmadık, hava alanında Kılıçtaroğlu ile karşılaşmama adına bazı makamcılarımızın nasıl koşar ayak kaçtıkları zamanı.. Kısaca CHp kurultayı sonlandı klasik alışılan dışında da başkan tüm çabasına rağmen koltuğu braktı.

Olaya fazla girmeden, pek dikat edilmeyen konuya da kısaca dokunacam: genelikle şu karıştırma ezber haline gelince, kimse dikat etmiyor. CHP kurulduğu zaman Sosyaldemokrat çizgiyle alakası yoktu. Yeni devletin resmi partisi olarak kuruldu. Devlet eksenli idolojinin örgütsel partisiydi. Nedense sanki CHP hep sosyaldemokratmış gibi tüm tartışmalarda tüm zamanı içeriği olarak yapılmaya devam edilmektedir.

CHP sola kayışının tarihi de Türkiyedeki devrimci sosyalist hareketelrin yükselmesi, sağdaki devlet merkezini ilgili görüşleri savunan sağ partilerin olması sonucu, biraz da zorunlu olarak sol ifadesini kulndı. İsmet paşa sağdaki Adalet parstisi gerçeği ve başlayan sosyalist dalganın toplumsal muhalefet de yankı buluşmasıyla devletin sol kanadını oluşturma adına Ortanın Solu etiketini kulandı. Daha sonra 12 Mart darbesi sonrası Ecevit artık yayılan sosyalist düşünceleri de hesaplayıp yeni sol simge tartıştırdı. O dönem dünyasa sosyalist hareketlerin güçlenmesi ve Sosyaldemokratların kayışla sağdaki yaptıkları sonucu, Ecevit sosyaldemokrat deyil de demokratik sol imgesine karar verdi. Nitekim, hatırlayanlar olacak, CHP eksendekiler “biz sosyaldemokrat deyil, demokratik soluz” deyip altını doldurmaya çalıştılar.

Sosyaldemokrat ifadesi 12 Eylül sonrası yenilen sosyalist hareketler ve yeni Neoliberal kurumsallaşma döneminde yeni oluşan başta SHP ile başlandı. CHP de sanki tüm süreç onu kulanıyormuşcasına isimlerini sosyaldemokrat parti olarak atlandırdı. Ecevit ise demokratik sol anlayışlı etikete devam etti.

Yukarda özetlediğim oluşum süreci ve CHP devletçilik gerçeği sonucu en baştaki dünyanın sosyaldemokrat partilerinden en önemli farkı, sendikal ve öteki demokrat örgütlerle bağlarının yaygın olmaması hat da hemen hemen sıfırlanma derecesinde olmasının da sonucu oluşturuldu. Tarihsel süreçte CHP başta işçi sendikalarla direk bağlantısı pek görülmez. Fakat, özellikle güçlenen devrimci dalganın birçok elemenı, gerek yenilgi gerek se kaçış nedeniyle de CHP eksenine kayıp adeta kendilerinin de dönüşmesi kapısı haline de geldi. Yine de soldan alınan kitlesel destek, son dönemde olduğu gibi CHP sağa kahıp hat da kendi ilkelerini ret etme paratiğine de engel edilemedi. Onun için tarihi sosyaldemokrk lafları içi boş. Devrimci çizgiden CHP geçişle sloganları dahi atsalar, sağ eksenli olmayı da örtemeyeek dereceğe gelindi. Nitekim, son bazı kurultaylarda “Mahir, Hüseyin Ulaş.. Kurtuluşa kadar savaş” sloganını atanlar, sistemin devamı için de CHP olmanın gerçeğini örtemeyecek derecede teslimieytin de ilanı halindeydi.***

Son CHP kurultayının akıldan da ötede kalacak sonuç: Kılıçtaroğlunun koltuğunu kaybetmesidir. Ama, şuda palavra: demokratik seçim ve ortam ifadeleridir. İki çekilen adayın İlhan cihaner ve Örsan Öymenin de ifadesiyle, nasıl aday olmalarına engel olunduğu sözleri hala kulaklardadır. Ama, Kılıçtaroğlu övgülerinin de nedenli boş olduğu, son dönemdeki yaptıklarıyla da yeniden kanıtlandı. Kaybedilen seçimlerinden, seçtiği adaylara, savunduğu görüşlerden gösterdiği dirençlere varan geniş yelpazedeki yaptıkları, tüm “iyi insandır” algılarına rağmen, tarihi CHP çizgisini temel ilkerinden dahi nasıl kopartığının kanıtlarıdır.

Her seçim dönemi belirtiğim gibi: muhalefet tepkisi ile zorunlu seçenek sıkışmasında çaresizce oy verilen Kılıçtaroğlu hep sağa kayarak yanıt verdi. Kendini destekleyenlerin dahi adını söylemekten kaçtı. Tüm siyasal gericileşme adınlarına en kritik noktada destek vermesi de işin cabasıdır. Tüm haksızlıkları da kabullenerek teslimieytle yolu aştı.

Kısaca, bir Kılıçtaroğlu dönemi daha kapandı. İlerde o denilen iyi insan altından daha çok kirli hesapların da çıkması kaçınılmazdır. Hele yapılanların sancısı çok ağır gelmeğe şimdiden çoktan başladı. Ama, devletçi bakış açısı ile muhalefet eksenine dahi inilememesi sonucu hala CHP umut olarak da kalmaya devam ediyor. Özgürün de belki en önemli sınavı buradan başlayacak. Ama, yapacaklarıyla da sorgulanması ve başarı başarısızlıkları değerlendirilmesiyle de daha net pratik sonuçlara yansıyacaktır.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
245AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin