yaklaşımlarÖzkan YıkıcıBuharlaşan haftanın ceryan çarpması - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Buharlaşan haftanın ceryan çarpması – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Yeni haftayla, Kasımın son dönemine giriyoruz. Artık senenin son ayı Aralığı hafta sonu karşılamaya çalışacağız. Elbet, elimize de elektrik faturaları gelecek. Zamın sayısal etkisini de hissedeceğiz. Hissedeceğiz de sanki normalmış gibi algılayacak. Ama, kimisi de sosyalmedyaya sarılıp bildik ekranlara mesaj çekip maduriyet marazisi de dizeceklerdir.

Başka ters yönden de başka gerçek olacak. Makamcılar gezerken, onları karşılayanlar, kendi çıkarlarını yapmak için yalakalaşacaklar. Tıpkı makamcıların başkalarına yağ çektikleri gibi. Bu arada makamcı da gayet piişkin, “Türkiyeden kaplo ile elektrik getireceğiz” deyip reklam yapacak. Yutan da olacak, yutuuyormuş gibi yapıp da çıkarını bekleyenler de olacak. Ama, makamcıya ne zam nede giderek artacak kesintiler konusunda pek de soru soracak da çıkmaz. Fakat, şu tatlı yalan da karşıtlar için yutulur davranıştır: “toplumun içine dahi çıkamazlar veya nasıl yüzleri olup da çıkacaklar” sözleri dizilip gider. Onlar da havada buharlaşıp yok olur. Oysa makamcı başı alır yanına heyetlerini, çarşılarda ve yerleşimlerde dolaşır. Ahali de “efendim bizim şu işle” başlar. Orada görünüp de yandaşı olduğunu kanıtlamak isteyenler de gırla.. Fakat, Kasım ayı bitiyor. Yeni elektrik faturalalrı gelince, zamlı olacak. Cep yakacağı kesin. Kesin de bazı sosal medya şovcuları dışında fazla tepki koyacak da pek yok. Medyalı kimi takkeci gazeteciler ise ek olarak cırtlak sesleriyle “özeleştirin” diye haykırmalar yapacak. Ahalinin bir kısmı da duydukları ses yükseltmesi ile hemen mesaj çekip “siz doğruları söylüyorsunuz, sizi başbakan yapmak gerekir” basit duygularını haykıracaklardır.***

Yaşadığımız ve bitmek üzere olan haftada ise önemli yargı kararı çıktı. Bu karar hangi ülkede çıkarsa çıksın “Türkiye gibileri hariç” hemen kurumun yönetimi istifa eder. Savcılık soruşturmaya başlar. Makamcı en başta kurumun bağlı olduğu bakanlığın bakanı da görevden hemen gider. İlgili yolsuzluk bilançosundaki yeri tartışılır. Çünkü olay basitdir. İhaleyle yakıt getiren şirketin ihalesi iptal edilir. Başka bir şirkete durum verilir. İhalesiz yakıt getirenin daha yüksekten yakıt getirmesi ise milyonlarca dolar zarara neden olur. Sadece iptal edilen ihalenin şirketinin zararı dahi milyonluk dolarlarla anlatıldı. Tabi ihalesiz şirketin getirdiği yakıt hem daha yüksek fiyatda olduğu ile yakıtın kalitesinin dahi sorgulandığı da herkesin duyduğu gerçekti.

Yargı bu konuda yapılanın yasal olmadığını ve verilen en başta şirket zararının da miktarını milyonluk dolarla açıkladı. Bir anlamda kurum hem ilgili şirkete zarar ödeyecek, hem de ihalesiz yakıt getirerek daha yüksek rakamdan başka bir şirkete zarar veriyor oldu. Tabi kısa zaman önce sayiştaylık raporunda da önemli bazı daha zararlar eklendi. Tabi tüm zararların iki ters işleyen kuralı oldu. Bu yanlışlardan belli ki birilerin cepleri doldu. Kazanan şirket de var. Makamcılar ise bu işten rüşvet almadı diyecek kimse de pek yok. Zaten, elektrik kurumunu kendine bağlayan, görevlendirilen kişi, her makamında sgandallar brakıp eşine düşülmemekle meşur. Fakat, bir özeliği de belirtelim: Jet sgandalında görevden alınınca, Girne örgütü UBP binasını bastı. Oysa ayni Girneliler fitresiz Teknecik santraliyle zehir saçan ölüm için baskın tepki falan hiç yapmadılar.

İkinci nokta ise tersten işliyor. Resmen yapılan yolsuzluklar ve bazısını da kararla yasalandırılan uygulamaların bedeli elektrik ödeyen halkın cebinden çıkıyor. Zam için birşeyer söyleyen Takeci gazeteciler gibi de bunlar gayet güzel algılaştırılmaktadır. Klasik gerçek var, yolsuzluk kaynağı halkın cebinden alınan vergi parasıdır. Yargı kararına rağmen ses çıkmazken, hala şu oyalama ile de işler şimdilik yolunda: “Türkiyeden kaplo ile elektrik getirilecek” denmesi yetiyor. Var olanı geliştirmek veya yolsuzluklar deyil resmen teslimiyet ile koltukta kalıp rüşvetin bir kısmını bölüştürme düşüncesi hala uygulamadda karşılığı var.

Tabi kısa zaman önce kuruma istihtam yapılırken ki net partizanlık çoktan unutuldu. Öteki geçici alma kuralları elektrik kurumunda arpalık yandaş paylaşımda yeri tartışılmazdır. Toplamda ise elektrik faturası gelince veya biraz soğuk veya sıcak olunca elektrik kesmelerle, caryan çarpmaya devam edecektir. Normal hale gelen yaşam gerçeğimizdir. Tabi kimse bu uygulamlarda direk Türkiyeleşmenin yerini kimse sormak istemez. Bir zamanlar başlayan Teknecik gerçeği de unuturuldu. Hatırlarım bugünmüiş gibi: Teknecik santrali kurulurken, bursada kurulacağı ve hantal görüldüğü için kurulmayıp K. Kıbrısa getirildiği tartışmasını bizat Mimar mühendis odalarında Doksanlarda çok takibime takıldıydı. Yine Aksa gelişi ve anlaşma durumundan tutun, kirli yakıt masaları artık kulaktaki nini uyutan gece serüvenine dek geldi.

Kasım ayı bitiyor. Yeni faturalar zamlı olarak gelecek. Mırıltılı birşeyler olacak. Fırsatcı takkeci gazetecilerimiz göreve sarılıp “özeleşsiin” diyecek. Atresleri de malum. Tüm fatura ise herzamanki gibi da halka. Kabul edip destekleyince de bizim gibi azınlığa da söyleyecek laf brakmıyorlar. Hele de konuyla bölüşen makamcının önünde söylerseniz, makamcıdan önce onlar saldırır. Haydin bakalım Aralık ayına doğru..

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
244AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin