yaklaşımlarÖzkan YıkıcıDünyanın iki yüzü - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Dünyanın iki yüzü – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Son İsrail saldırıları bir turunsol rolü da oynadı. Salt İsrail filistin, Ortadoğu veya genel dünya deyil, sistemsel bakışın da aynasında herşey netleştirildi. Dünyanın kapitalist emperyalist genel sistemsel duruşu ile faşist devlet biçiminin işleyiş şekilerinin sistemleşen konumunu yaşamaktayız. İsrail hastahane yıkarken, çocukları katlederken, okulardan dini yerleri yerlebir ederken, yetmezmiş gibi insanları katliyam veya sürgün ikilemi kısgacında vururken, onca vahşete karşın, sistem gerçeği olmadıkça, doğruya ulaşamayacağımızın da düşünce felsefesini da ortaya koymaktadır. Kapitalist emperyalist gerçeklikle onca katliyam karşısında devletelrin hem de en başta ABD ve AB ülkeleri sıralandı. Adına güvenlik ve terörle mücadele algısını da koydular. İsraile birer birer yola çıkp kucaklaştılar. Hem de hastahane katliyamı olurken. Basit biçimi ile emperyalizmin sınıfsal genel yapısının pratikteki kendisini izliyorduk.

Devletelr odenli acayipleşti ki ateşkes dahi ilan edemiyorlar. İsraile katliyamları durdurma ortak çalıştaylarından dahi karar çıkamıyordu. En sonuncusu, Mısırda yapılan 35 ülkenin toplantısıydı. Mısır şovu ve kapitalist algı kuramlı bu toplantıda onca şova karşın, ortak karar dahi alınamadı. Sadece medyalar kendi liderlerinin konuşmalarını abartarak prim yapmaya uğraştılar. Bizim ve Türkiye medyası da TC dışişlri bakanı Fidanın sözleriyle şov yaptılar. Tabi bazı kesimler de Türkiyenin şu andaki K. Suriyede bulunuşu ve idlip emirliğini hatırlatıyordu. Ayni zamanda TC mevclisinden teskere geçti. Bir anlamda dış askeri varlıkla içte yabancı asker bulundurma kuralı iki yıl daha Erdoğanın iki dudağına brakıldı..

Elbet resmi idoloji partileri İsrail katliyamında buluştu. Örneğin Alman iktidar blokundaki Yeşiler ve Sosyaldemokratlar açık çek ile israilin arkasında dizildiler. Ayni resim ingilterede de muhavazakar ve işçi partisi arasında gerçekleşti. Amerikada da baydın resmen faşist devlet yayılma politikasının silah tüccarı gibi davrandı. Ne acıdır ki bazı Amerikan kesimi Baydının gerek Ukrahyna gerek se İsrail Filistin konusundaki tutumlarıyla “Trampı” aratığı ve Tranpın geri gelme olasılığına yardımcı olduğu görüşlerini açık sesle dilendiriyorlar. Acayip gibi gelip sistemi bilenler için ayni tarihi gerçek yaşandı. AB içinde sosyal demokrat partiler İsrail vahşetini desteklediler. Sosyal Faşist simgesinin eskiden konulan tanımı, yeniden hatırlatıldı. Ayni tutum kendine sosyal muhalefet ve barışçıl savaş karşıtı konumuyla başlayan başta Alman Yeşiler de de görüldü.

Kapitalist dünyada bunlar olurken, tek umut barış ve sol hareketlerin sokaklardaki öteki dünya da etkin olmaya çalışıyor. Ayni şekilde saldırgan İsrail içinde de egemen bloka varan karşı çıkışlar da oluyor. Bir düşünün, bugünkü en yakın bilgiğimiz Türkiyede idlip politikası veya iç politikada Kürtlere karşı yapılanlara tepki koymanın nedenli güç olduğunu da eklemek gerekir. İsrail gibi faşist Siyonist devlet içinde orduya varan karşı çıkışlar oluyor.

Yine, ABD senatosu resmen sıfır karşı oyla tümden evetle israile destek ve yardım kararı alırken, Vaşinkton sokaklarında Yahudilerin de olduğu kitleler israili protesto ediyordu. İngilterede geçen yazımda da yazdığım gibi, avan kamarasındaki parlemento oy birliği ile israilin yanında olurken, sokaklarda yüzbinin üstünde insan israili protesto ve Filistine destek diyordu. Almanyada tüm yasaklamalara rağmen israile karşı mitinkler yapıldı. Hem de iktidarda sosyal demokra başbakan olan ülkeden söz ediyorum.

Şimdilik hareketlilik savaşı durdurmaya yetmiyor. Ama, kapitalist gerçeği yansıtma bakımından da önemli turunsol görevi gerçekleştiriliyor. Savaşı destekleyenler, faşistleşme ve emperyalist çağın özüyle bunun ancak deyiştirilmesiyle dünya daha güzel günlere gideceği mesajları ders verici şekilde yaşanıyor. Bir önemli nokta da şu: Kıbrıstan konuya bakalım. Eğer Kıbrıs Cumhuriyeti AB üyesi olmasa, daha bağımsız davranabilse, şimdilerde daha tarafsız durma durumunda olacağı kesin. İngiltere üstlerinin kulanılmasına yüksek sesle da karşı çıkacaktı. Hatırlayalım: Filistin mücadelesinin dünyada en yoğun duyulduğu dönem sosyalist devrimci hareketlerin yükseldiği koşullardı. Hat da arap ülekleri dahi Filistin katliyamı yapmakta İsrail ile yarıştılar. Ürdünün Kara eylül veya Suriyenin Telzaatar katliyamları FHKC oldukça darbe vurduydu.

Görüldüğü gibi, B.M. toplantısında ve Mısırdaki 35 ülke zirvesinde de yaşandığı gibi, kapitalist emperyalist grçeklikle savaşın nasıl körüklendiğini acılar üstünden yaşadık. Yine savaşa karşı olmanın ancak demokratik sosyalist sistemle ancak engeleneceği gerçeğini de yeniden hatırlatı. Tıpkı kapitalist sistem krizlere girince Marksis iktisata baş vurulduğu veya şimdi İsrail saldırganlığını kkapitalist devletler deyil de sokaktaki asavaş karşıtlarının konuşulması gibi. Onun için, kapitalizmi konuşmadan, faşist devlet biçimlerini bilmeden, bunlara karşı anti ile başlayan faşist, emperyalist ve savaş karşıtı olmadan bu katliyamlar sonlanmaz. Daha acısı, katliyan ve soykırımın adını dahi konuşamadan seyredip algıların tutsağı oluruz. Unutmayın, Filistin sorunu bizat emperyalist yeni sömürge döneminde Ortadoğu planı çerçevesinde yaratıldı.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
241AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin