yaklaşımlarÖzkan YıkıcıTürkiyede ne varsa, bizde de olacak! - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Türkiyede ne varsa, bizde de olacak! – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Aslında olay yeni deyildir. Türkiye de ne oluyorsa, direk buraya da yansıması senelerdir oluyor. Fakat, bazen süsletilerek veya gizletilerek bunlar yokmuşçasına davranılıyordu. Ne zaman AKP yetkilileri bunu yüksek sesle söyleyince ve uygulamalar daha net peşpeşe gelince, biraz olsun birilerine de dokunmaya başladı. Nitekim, özellikle Binali başbakanlığı döneminde sık sık tekrarlandı:d “Bizde ne varsa, sizde de olacak” diyordu. Doğrusu bazı çevreler dışında da herkes memnundu. Yalakalıklı işbirlikçi ruhiyesi ile de “teşekkürler diliyor, şükranlar çekiliyordu”. Önemli handikap, hala Türkiyede olan gelişmelerin hen de buraya direk yansımasına rağmen buradaki önemli kamuoyunun hala görmezden gelmesidir.

Neden böyle bir giriş yaptığıma gelince: Türkiyede bugün Barış Pehlivan beşinci kez hapse girdi. Üstelik TC meclisinden yeni infaz denetim kuralalrının geçmesine rağmen. Cumhurieyt Yazarı Barış Pehlivan yazdığı yazılar nedeniyle beşinci kez hapse girerken, epey ders alıcı tamamlayıcı koşullar da vardı. Türkiyede yine dar bir çevre bunları konuştu. Fakat, şanlı K. Kıbrıs medyası bu konuda da “mezarına giren ölü gibiydi” ibaresini yaşıyordu.

Konuyu anlamanız bakımından bazı noktaları hatırlatalım. Türkiyede ek bütçe yasası konuşulup yasalaşırken, son anda eklenen bir made ile denetimli serbeslik de konuldu. Bütçe varken ansızın gelen bu yeni katgı, içeriğine bakılınca epey yansıtıcı gerçeklikelr vardı. Mafyacılar, tecavüzcüler, hırsızlar, sapıklar ve nice adi suçluları kapzamaktaydı. Fakat, bir yazı nedeniyle ceza alanı kapzamıyordu. Siyasal düşünceleri veya kendilerine damgalatıp terörist denilenleri kapzamıyordu. Böylelikle sapıklardan mafyacılara denetimli kural ile dışarıya kısa cezayla çıkarken, Barış Pehlivan gibi yazdığı yazı nedeniyle hapse girmekten kurtulunamayan bir “hukuki” anlayış yenileniyordu. Bu nedenle Barış Pehlivan kendisinin de kapzam altına alınması isteği de ret edildi..

Kuzey Kıbrıslılar elbet bu konuya ilgisiz kaldılar. Oysa yeni valimizin veya TC elçisinin sistemin önemli “hukukçusu” olduğunu akla getirmek de istenmiyor. Halbuki net şekilde gizletilmeden ve açık açık söylenen ne vardı: “Türkiyede ne varsa, burada da olacak”. Öyle deyilmi, Diyanetin Türkiye fetvaları ve özellikle kadına yönelik söylemlerinin aynen burada da olması bu nedenle tesadüf deyildir. Fakat, nedense onca kadın örgütümüz varken, doğrudürüs epki olmadı. Makamcılarımız ise herşeyi görmezden gelip koltukta kalmayı hedeflemektedir. Onun için sokakta dolaşan “ikiyüzeli bin sterlinlik araba, dostunun büyük seterlin borcunu ödeyen veya dostuna vila alan makamcılar pek de anormal gelmemektedir.

Barış pehlivan olayı önemli. Hele de çıkarılan denetimli serbeslik yasasının da dışında kalma gerekçesi daha da düşündürücü. Fakat, bizim burada buna dikat eden yok. Ben yine acayip beklentilere giriyorum galiba: Türkiyeye sokulmayan insanlarımız varken, burada tarikat tipi gericilik artarken, kadınlara yönelik resmen laflar resmi eksenlerden gelirken ki suskunluk varken, Barış Pehlivan üzerinden konuşulma bekleme hayaline düşüyorum. Ama, ne diyorlardı: Türkiyede ne varsa, burada da olacak! Ali kişmir olayı belkide yeni bir denemedir. Avrupa gazetesi zaten alıştırılan uygulama yargısı şekline sokuldu. Ama, şükran çekmek, teşekkür edip makam kapma kuralı işledikçe, bunlar devamlı işleyen makine gibi işletip sürecektir.

Cumhuriyet gazetesi köşe yazarı ve son Soylu kitabıyla epey yankı yaratan Barış Pehlivan beşinci kez hapse gidiyor. Yazdığı birkaç yazı nedeniyle. Kaldı ki yazdıklarının da yalan olduğunu kimse savunmadı. Başka suç uydurularak cezalandırıldı. Çıkan infazla serbes kalan sapıklar, tecavüzcüler, katiler ve mafyacılar varken, nedense aydınını hapiste tutma veya uydurulan suçla cezaların sürmesine devam ediliyor. Eski Türkiyef Barolar başkanı Turgut  Kazanın idiyası da dikate alınmalıdır: boşalacak ceza evlerine mutlaka birileri de sokulacak. Bunun da anlamı herkes tarafından kolayca anlaşılır. Son söz: unutmayalım: Metin Fevzioğlunun buradaki etkisi malum. İnce hukuk oyunalrını da gayet iyi bilir. Son öretmenler yasasında araya sıkıştırdığı cümleleri nasıl göz ardı edip önemli tehlikelerin de yaşandığı örneği de karşımızda. Ozaman: orada ne varsa burada da olacak tekerlemesiyle ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
248AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin