yaklaşımlarÖzkan YıkıcıFransa ve İsrail protestolarında, devletlerin bazı taktikleri - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Fransa ve İsrail protestolarında, devletlerin bazı taktikleri – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Sene başından beri iki ülke protestolarıyla gündemden eksik kalmadı. Fransa iki protesto ile İsrail ise ayni konudaki protesto eylemlerine devam ediyor. Devletler ise taktikler geliştiriyor. Önceki makalelerimde de deyindiğim gibi, sosyal muhalefet eylemlerinin dönüştürme deyil de var olanı koruma ekseninde olması nedeniyle iktidarları devirme ve deyiştirme hedefinden yoksundur. Tek muhalefet ekseni, alınmak istenen hakları ve devlet içi daha gerici otoriter yapının kurulmasına direnmekle sınırlıydı. Fransadaki son patlama ise kurumsalaşan sosyolojik yapıdaki gizletilen bazı olguların açığa çıkmasıyla oluştu. Tek gerçek, son sosyal patlamaları bizat devletlerin tavrıyla olmasıdır. Muhalefetin de var olanı koruma çizgisinde kalışıdır.

Hafta sonu hem Fransada hem de israilde protestolar gerçekleşti. Fransada şidetin dozu artı. Sokaklar resmen karıştı. İsrailde ise aylardır süren klasik protestolar gerçekleştirildi. Önceki yazılarda muhalefetlerle alakalı deyerlendirmeler yaptım. Bu yazımda devletlerin protestolar karşısındaki geliştirdikleri bazı taktiklere ağırlık vermeği düşünüyorum. Bu taktiklerin tutması halinde yarın bizdeki sosyal muhalefet tepkilerine de geleceği kesin olması bakımından önemlidir.

Genelikle gerek Fransa gerek se israildeki ayalrdır süren eylemlerde, yönetimler bazı taktiklere baş vuruyor. Amaç muhalefeti engelemek, kamuoyu desteğini lehine çevirme ve yarın için daha otoriter yapılar kurmak olarak özetlemek mümkündür. Fransada, sene başında başlayan emek eksenine karşı hareket nedeniyle sokaklar ısındı. Sendikalar direndi. Ama, salt var olanı destek çizgisinde olmaları sonucu ve devletin ısrarla egemen sınıfsal sermağe ile dayanışma içinde oluşu, hedefin sonunda gerçekleşmesine neden oldu. Önemli bir taktik te tutuyordu. Sokakla eylemde buluşur gibi olan Fransız faşist partileri, iş cidiye binince parlementoda tarafsız kalarak yasanın yasalaşmasına yardımcı oldu. Deyim yerindeyse tam bir Meral Akşener taktiği…

Ardından öldürülen Cezayirli genç sonucu bu defa yeni sosyal patlama başladı. Belli olan bunun öfkeği içermesi ancak örgütsüz olma ikilemi vardı. Şidetin her alana kontrolsuzca yayılmasında polisin tavrının da önemli tetikleyici rolü oldu. Bu defa Fransız devleti bazı önemli taktikler geliştirdi. Fransız faşistleri sokağa çıkıp protestoculara karşı yer aldılar. Olay bir anlamda sosyolojik patlama ve ırksal eksene çekilmek amaçlıydı. Üstelik devlet ve kitlesel faşist kesimler olaya örgütlü ve taktiksel siyasal hesaplarla çabalıyordu. Duygusal kültürel olguları da silah olarak kulandılar. Örneğin, Fransız aylelerine çağrı yaparak protestolarda epey yer alan çocuklarını kontrol altına almalarını istedi. Bu davranış sorunu başkalaştırmak ve devletin ayleleri de devreğe koyup protestoları kitlesel desteklerle kontrol altına alma düşüncesinin siyasal içeriğidir.

Genelikle son dönemlerde burjuvazi faşist taktiklere baş vuruyor. Oluşturulan kitlesel desteği sokağa sürüp öteki protesto eylemcileriyle karşı karşıya getirip devlet algı operasyonuna geçiliyor. Aynisini, İsrail de denedi…

İsrailde de sene başından beri her hafta sonu protestolar gerçekleşiyor.  Onca zaman dilimine rağmen hala eylemler hafta sonları gerçekleşiyor. Neden, Metanyahunun yargıda yapmak istedikleridir. Metanyahu hem yargının bazı yetkilerini eline geçirmek, hem de kendinin hapse gönderilme nedenini kaldıracak düznleme yapmaya çalışıyor. Aslında meclis çoğunluğunu da halk bile bile seçimlerde Metanyahu bloğuna destek verdilerdi.

İsrail muhalefeti ve öörgütleri protestolara başladı. Metanyahu iki taktikle karşılık verdi. Yasayı geri çekip, bazı madelerde deyişim önerdi. Bu muhalefet partilerinin ana eksenindekilerden karşılık buldu. Fakat, sokak direnmeğe devam edince, iş şimdilik donduruldu. Hat da protestolar devam etti. Bunun üzerine, muhalefet lideri bu defa yaptığı pişkinlik teslimiyetini kendisi yapmamış gibi son hafta sonu protestolarına katıldı.

Metanyahu tıpkı Makron gibi sokağa faşistleri de sürdü. Filistin konusunu teörizimle süsletip tehliesini vurguladı. Protestocuları güvenlik ve terör destekçisi olarak ilan yaptı. Klasik bilinen tutumlar sergilendi. Fakat, eninde sonunda Metanyahunun parlemento çoğunluğu var. Bunu kulanıp devlet içi kurumsal güç dengesini de bozmaya yetip artıyor. Şimdilik bütçe aşaması sonrasına dek beklemesi bekleniyor.

Gerek Fransa gerek se israilde, son gelişmelerde sermaye kesiminin daha otoriter geçiş süreci yaptığı kesin. Var olan ister devlet içi ister devlet insan eksenindeki dengeleri bozlma hamleleridir. Önemli işaret genelde kapitalist yapıda güçlenen faşizmin kitlesel tabanlarının yagınlaşmasıdır. Bu durum, kitlesel çatışmalarla devlet halk  çelişkisinin de örtülmesine yardımcı olunma hedefi vardır. Son eylemlerde net olan; kapitalismin çürüdüğü gerçeğidir. Karşıt ise hala seçeneksizlik sonucu ve dönüşümm taleplerinin eksik olması sonucu sadece savunma tepkielri ile gelen saldırıları önlemenin ötesine gidilemiyor. Bu nedenle egemen sınıflar devlet aracıyla ve gerektiği anda kitlelerini sokağa sürerek, daha otoriter ve kar etme gelişimini güçlendirmeğe çalışıyor.

Kısaca, Fransa ve israildeki protestolar çok yönlü derslerle doludur. Örgütsel konum, sermayenin gitmek istediği yol ve direnmenin önemi kadar, örgütsel dönüşüm yapısının siyasallaşması kaçınılmazlıkları göstermektedir. Ayların dirençleri yeni birm dünya ufkuna yöyönbelmediği için elbet sonuç da alamayacak. Sonuç alsa da sistem deyişmeyecek, aynen devam edecektir. Önemli fark burada gizlidir.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
261AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin