yaklaşımlarÖzkan YıkıcıFeci halde gerçeklerden koparken - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Feci halde gerçeklerden koparken – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Son günlerin konusu belediyeler. Belediyelr de önlerindeki metni dahi dikate almayan tartışmalarla da geçildi. Şimdi de o tartartışmaların tortularıyla uğraşılıyor. Başka gelecek yasalara kadar birçok örgüt sesizleşti. Tabi ki sıra gelenin ses çıkarıp olanı koruma refleksiyle sınırlı tepkilerden de söz etmekteğim. K. Kıbrısın sömürgesel gerçeği, yeni hamlelerin siyasal karşılığının ne olduğu sorgusunun da olmadığı kısr döngüyle geçilecek. Dünün asır gibi hafızalrdan silindiği, önlerindeki metni dahi dikate almayan yaklaşımlar, talimatlarla hızlanıp koltuk koruma aşkına girenlerin kısır döngüsüyle önemli siyasal yüklerin de altına sokuluyoruz. Belediyeler tartışmaları önemli yeniden sömürgesel gerçek ile ondan nedenli kopuk gündemleşmenin tekrarını ne yazık ki yaşadık. Hele de elektrikteki yakıt ihalesiz getirilmelerin ayukan çıkan yolsuzlukları artık kanıtsanıp bir yere çoktan konup hafızadan da sildirtildi..

Dünün asır gibi hafızamızdan silindiğini tesbit olarak koydum. Nitekim, sendikalar şimdi efsanesi okunmayan, birkaç ay önce “başbakan”koltuğunda oturan Sucuoğluyla görüştüler. Sucuoğlu onlara belediyeler yasası ve benzer diğerlerinin Türkiyenin dayatığını söyledi. Toplantı sonrası da sendikalar bunu açıkladı. Sucuoğlu da yalanlamadı. Böyle bir gerçeklik varken, hala tıpkı Çarşanba günü gibi meclisteki belediyeler yasasında ısrarla Muhalefetin hükümetle sınırlı saldırı yapması da yetersiz olduğu kesin. Tabi kısırdöngülü konuşmalar olurken, ilgili yasayı resmen hazırlamadıkları belli olan koltukçular, ne konuşurken içeriğini okuya bildiler nede birçok soruya yanıt verme bilgileri vardı. Bir acı kometyanlık kuralı oynanıyordu. Fakat, benim baştan beri gördüğüm gerçek, nedense onca bağırma ve susma ikileminde gündeme gelmedi. Bu daha kötü mesaj veren durumdu.

Çizilen belediye sınırlarında sadece K. Kıbrıs değil Kıbrıs cumhuriyetinin de yerleşimlerinden bazıları vardı. Büyük Kaymaklı, Eğlence ve Kiracı köy bunlardan birkaçıydı. Haritalanan ve belediyeler reforumuna konulan bu gerçeklik, konuyla alakalı kriterli sınırlarla belediyeler çizenlerin konuyla alakalı nedenli bilgisiz olduğunun. Burayı bilmediklerini itiraf ediyordu. Dahası, K. Kıbrısın sınırlarından da haberleri yok. Daha kötüsü, bu durum hesapta makamcılardan meclise birçok yerden geçti. Şu büyük yalanla da süsletildi: “büyük çalışmalardan sonrna” dendi. Demek ki neresinden tutarsan tut doğru bilgi veya kriter denen kuralın efsanesi dahi okunmama derecesinde bir taslaktı. Bir de şu gerçeklik de pek konuşulmadı: gelen ve meclisten geçirilen “yasa” tam bir türkiye yyerel yönetim kriter torba kurallı bezenmeleriyle doludur. Bunu da bilelim.

Şimdi kimisi yargı başka birileri beklentide devamı deniliyor. Tüzel kişilik ilkesinin dahi tasarı oluşturulurken bilinmediği de anlaşıldı. Sorulacak soru çok. Basit eksiklikler ise doğru ne var arayışını boğmaya yetiyor. Ama eski “başbakan ne dedi” Türkiyenin dayatması… Başka gerçek aranırmı. Ama, Meclisi seyredenler hep konuşma dinledi. Arada Zorlu Törenin saçmalama derecesindeki kürsü tutumları olmasa akılda pek bir şey kalmayacak. “Kan akmadıkça meclise ara vermem”! Bunlar hep K. Kıbrısın yeniden koşullarının tekrarı oluyor. Bir adımla yeninin de ne olacağının mesajıyla da önümüze konuluyor. Zaten sömürgesel gerçekte, ilhaklaşma hedefli sosyal oynama politikalarıyla gelişmelerin oluşturulduğu yerde doğrudürüs kendi koşularıyla gelişme beklemek de hayalin de ötesine geçti Zatem

Belediyeler adı gibi yerel yönetimler olup hizmetler getirmek görevlerinin hiç denecek derecede gerçekleştirdiler. Etrafın pislikleri, denizlerin kirlenmiş şekli, nefes alamayacak derecede binalar, yandaşlama istihtamlar ve başkanın derebeylik sömürge tipi konumu insanlara pek de bekleneni vermedi. Ancak, eksiklik olan, K. Kıbrıs yapısı normal ülke yaşamımı yaşamadı. Sömürge kültürüyle şekillendirildi, bu nedenle sanki kendi deneğimlerini algı oyunu ve resmi siyaset kısgacında dünyanın en iyisi diye de kabullendirilince, biz bu eksende debelenmeye devam etme tutumuyla günelrimizi geçiriyoruz.

Bu olumsuzluklar yetmezmiş gibi kabarık faturalarla da insanlar almadıkları veya kırıntısıyla yetindikleri durumların ödemesini de yapıyor. Suyun veyaetrafın çirkefliği bunun basit kanıtıdır. Zaten tüm ülkede olduğu gibi belediyelerin de nifusu belli değil. Her konuşulan yerde yasalın ötesinde yasadışı nifusun daha fazla olduğu hep pratikle vurgulanır.

Tekrar edecem: çizilen haritalarda dahi K. Kıbrıs sınırlarının bilinmediği gerçeği ve bunun meclisten de geçme sonucu olurken, biz hangi çalışma ve reforum kelimeleriyle bunu atlandırma şansımız kalır? Demek ki Büyük Kaymaklı, Eğlence, Bodamya, gibi yerleşimler Kuzey kIbrısın toprağıdır. Türkiye buraları da ele geçirdi de haberimiz yok. Fakat içsel bir duygu da var: gerçekten bazen Türkiyenin bazı kesimleri çizdikleri haritalarla ülke dışı toprakları da kendilerinmiş gibi göstermektedir. Yoksa, bu sayılan yerler gerçekten akılda başka bir düşüncemi taşır. Bu dahi koca yoldan hem de sıkı dneilen çalışmaya rağmen görülmemesi ise işbirlikçi teslimieytin, talimatla hızla gerçekleştirme tutsaklığının acı ama kopulan gerçeklerin acıtan kesimini oluşturmaktadır. Ozaman, biraz daha dikat edilse bakalaım daha neler bulacağız. Değişmeyen gerçek; AKP K. Kıbrısta resmen daha ilhaklaştırma ve yasadışı koşulların oluşturulmasına hız vereceği kesin. Yerel yapılar bir daha kısgaca alınıp hayat alma nefesleri kısılmaya çalışılınıyor.

Not, bu konuda ahkam çeken medya takkeci gazeteciler, nedense bu konuya hiç dokunmadılar. Birkaç kişi sınırıyla olaya deyinen oldu. İlk günden yazmamamın nedeni kaçı farkına varır beklentisiyle olduğunu da yeniden hatırlatayım. Doğrusu iyi de oldu.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
240AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin