yaklaşımlarÖzkan YıkıcıBilinçli şekilde bekledim - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Bilinçli şekilde bekledim – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Aysu Basri Artel: oda nasibini aldı. Önemli gazeteci olup BRT müdürlüğü dahi yapan Aysu da Türkiyeye sokulmadı. Önemli ilgili kesim yedincisi derken, benim gibi düşünen birkaç insan ise sekizinci sokulmayan insan olarak kabulleniyor. Nedense, ingiltereden gelip izmirde Türkiyeye sokulmayan Özayı kimileri hala görmezden geliyor. Şu  anda ingilterede yaşasa da Türkiyeye sokulmama nedeni mutlaka K. Kıbrıs ile alakalı tutumlardan dolayı olduğu kesin. Gerçi, tam bir psikolojik harp tutumu ve paramiliter hukuk davranışla bu uygulamalar yapıldı. Kontra tipi davranışla suç söylenmeden, önerilen yere baş vurmada da yanıt almama çenberinde resmen kontra psikolojisinin teknikleri uygulanıyor. Bunu da şimdilik pek seslendiren de yok. Dikatinizi çekti, herkes ibaresini koymadım. İlgilenenler dedim. Çünkü gerçekten önemli kesim duymazlığa hat ta pişkin işbirlikçi hamasiler gizliden gizliğe “herhalde bir şey yaptılar, durup dururken onlara kimse dokunmaz” algısına dahi sarılıp etraflarına vurguladılar. Sonuç olarak, Aysu gazeteci olmanın ve kendine has yayın tutumu sonucu resmen Türkiyeye sokulmadı. Girmesi engelendi. Suçunu dahi bilmiyordu. Ama hazeteciliği bilerek bu mesleği gerçekleitirdi. Bu son adım anlayana anlatan yeni net bir örnektir.

Başlığa şu cümleği boşuna koymadım: “bilinçli “ Çünkü olayın gerçekleştiği anda konuyla ilgili yazacak yeterli bilgim ve yorum yapacak epey deneğimim vardı. Ama, gerçekten bekledim. Öyle ya Türkiyeye sokulmayan bir gazeteciydi. Üstelik ülkemizde berlili bir yeri de vardır. Önemli dönemlerde kurumlarda dahi yöneticilik yaptı. Birçok medyada çalıştı. Kendine ana akım diğen amiral yayınlı gazete ve televizyonlarda da prokram yaptı. Bu nedenle onun uğradığı bu tutuma belirli bir karşılık verilmesi zemini de vardı. Nitekim, ertesi gün gazete mahşetlerini izledim. Aysunun çalıştığı, emek verdiği hat ta ilgili medyanın kamuoyunda yer bulmasında katgısı gerçekleşen bu gazeteci için mahşetlik haber yapma anlayışı olmadı. Konuyla alakalı bazı önemli değerlendirmeler de görmedim. Yine birkaç kesim bunu yaparken, adet yerini bulsunlar da şöylesine değindi. Bu önemli derstir.

Şu paradoksa bakın: ayni anda kısa zaman önce seçim döneminde kararları uygulamayıp yayın yapan BRT müdürü Meryem hanım da ceza evinden çıktı. Duygusal anlar vardı. Bir önemli eksikle; ona talimatı verip hapse göndernerin pek olmadığı görüldü. Ama, Aysunun aksine çoğu merkez medya haberi ilk olarak verdi. Çıkarkenki durumuna biraz dokundular. Yine önemli farkla, nedeni sorgulamadan sadece haber yapma amacıyla haberciliğin sonucu oldu. Bu önemli kıhas paradoksuydu…

Aysu belirtiğim gibi ilgilenen kesim için yedinci, benim gibi düşünenlerin ise Sekizinci kişi olarak Türkiyeye sokulmadı. Eğer kelimesi tam yerine oturuyor: kendine devlet veya bakan diyenlerin, öncelikle bunun nedenini Türkiyeden sormaları gayet doğaldı. Tekrar edelim: Eğer devlet veya bakan iseler. Demek ki konuya ilgilenmeyeyrek, dahası, belkide sevindikleri dahi söylenebilinecek bir gerçeklik vardır. Eşit egemenlik veya baiımsız devlet masalı ise her an sözleriyle ve yalanlarıyla havada uçmaya devam edilmektedir.

Olay K. KIbrısın sömürgesel gerçeği temelinde gelişiyor. Yeni hamlelerin ve yeniden yetkilerin ele geçirilip kulaştırılmanın yeni psikolojik harp tekniklerinden birisidir. Hangi ülke olursa olsun, öteki ülke yurttaşını ülkeğe sokmazsa, onun nedenini ve listelerde kimlerin olduğunu karşı tarafın istemesi halinde açıklar. Aksi taktirde direk mütakabiliyet ilkesi uygulanır. Bu elbet K. Kıbrıs Türkiye ilişkilerinde hiç mümkün değildir. Çünkü yapılanış sösmürgesel koşullarla geliştirilip, şimdi de yeni sömğürge ilhak hamleleri yaygınlaştırılmaktadır. Türkiyeye sokmama ve bilgisizlik ise korku, baskı ve kamuoyu tartma tutumudur. Bakalım daha kimler var.

Bir önemli not: Özayın İngiltere vatandaşı olup olmadığını bilmiyorum. Birileri bana net bilgi verirse, birkaç söz de ona ek olarak yazacam. Eğer Özay İngiltere vatandaşı ise ingilterenin kendi vatandaşının neden ülkeğe alınmadığını sorması gerekirdi. Yoksa, tıpkı birçok Kıbrıs oynunda olduğu gibi bu süreçte de İngiltere Türkiye birliktelikte yeni bir oyun mu hazırlanıyor sorusu akla gelir. Sakın olmaz demeğin: daha dün Ersin Tatarın İnterpol aramasından çıkarılma şeklini unutmayın.

Kısaca, Aysu Basri Akter, Türkiyeye sokulmadı. Etle Tırnağın nasıl bir yalan olmanın yeniden tekrarını izledik. Suçu belli değil, gösterilen atreslerde öyle bir birim yok. Buradaki tepkiler ise oldukça cılızlaşıyor. Muhalefet partileri dahi hükümet kapısından öteği görmemeğe, konuşmamaya direniyor. Ama, nehir akıyor. Giderek taşıyor ve etrafı sellerle sarsmasına zaman kaldı. AYsuyla hiç prokram yapmadım. Ama epey de dinleyenlerinden birisiyim. Soru şekli ve sorgulama yöntemiyle karşısındakini konuşturtma durumu gayet iyidir. Araştırma dosyalarını da okudum. Ama, baskıcı, karanlık lkve sömürge yerlerde bu tip yayın kolay kolay kabullenemez. İşte Aysu temiz ve gayet iyi mesleki görevini yaparken, rüşvet hamaset içinde boğulmamanın bedelini otoriter baskıcı sömürge efendili Türkiyenin onu ülkeğe sokmayarak, çocuklarına travma yaratarak oda yaşadı. Geçmiş olsun derken, şimdi sıra kimde merakım başladı.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
295AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin