yaklaşımlarÖzkan YıkıcıJet misali siyasi hareketlilik! - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Jet misali siyasi hareketlilik! – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Son dönemde siyasal dağarcığımıza 3  harfli bir kelime eklendi. Yaşanan ve yaşatılan hareketlilik, siyasal kağosun da yansıyışıdır. Özünde uçak anlamlı olan Jet kelimesi şimdi siyasal gelişmelerin de singesi haline sokuldu. Öyle uzağa gitmeden, birkaç yıldaki önemli gelişmelerin anlatısına Jet kelimesi konulmaya başlandı. Bunu sadece birlikte kulanmamaya hala dikat eden partisel parlementer politikacıların olması da düşündürücü olmaktan çıktı. Çünkü demeçleri olayın çok gerisinde kalıyor.

Jet kelimesi, son dönemde siyasetimize önemli Pandemi dönemindeki gelen jet ile girdi. Yasaklara rağme Konular böylesine birikirken, son dönemde Jet kelimesi iyice ihtiyaç haline geldi. Buna makamsal kabine krizi de eklenince, işler jet hızına da ihtiyaç duyuldu. Koşullar da hazırdı. Kendine parti lideri ve başbakan diyenin dahi söylediklerinin hemen sonra tersi olması, birilerinin de fırsatçılığını işdahlaştırıyordu. Son darmadağın olan yönetim makamı sonrası kurallar dahi hiçseleşti. Fırsat ve talimatla destek kuralı iyice pişirildi. Etrafta dolaşan birçok kötü uygulamanın anlamı da sıfırlanmadan negatife dönüştü. Yeniden günlük sona gelen kabine nedeniyle yükselen bir sesin “Türkiye Sucuoğlunu istemiyor” deyişinin de yutularak pratikte uygulanması sonucu, jet kelimesi daha bir kutsanma haline geldi.

Artık parti liderinin başbakan yapılmayacağı kesinleşti. Dalaveraların biri bin değerinde çirkinliklerle doluydu. Önce UBP parti başkanı dedi. Yutuverdi. Sonra gösterilecek adayı parti meclisi belirleyecek kararı açıklandı. Parti başkanı resmen yerden yere vuruluyor oda söylediklerini hemen sonra yutarak bunu adeta tetiklemeye devam ediyordu. Bu pişkinlik teslimiyetinin sonunda Jet yeniden imdada yetişti. Parti yönetimi pazartesi günü çarşanba gününde başbakan adayını açıklayacağını söyler. Ama birisi heycanlanır. Herkesin bildiği gibi işler normal halde işlese Ünalın aday gösterilmesi güçtü. İşi onuruna brakmak yerine, jete binip harekete geçmenin önemi ortaya çıktı. Bu arada herkesin bildiği ama resmi açıklama yapmama direncinde olduğu, saraya gidip gelmeler oldu. Sucuoğlu adaylarının Çarşanba açıklayacağını söyledikten sonra, birkaç saat içinde jet saraya konar. Ardından da atanan başbakan olup piyasada konuşur. Seçimin çarşanba olacağını söyleyenler şaşırır. Ama teslimiyet ve çıkar ödenli beyinleri esir aldı ki yine de parti meclisinin onayına sunulacak gibi tuhaf saçma açıklama yaptılar. Elbet, jet hızı artık durdurulamıordu. Fakat, nedense, özellikle parlementer muhalefet, olayları hala Jet sgandalıyla birlikte sorgulamaktan kaçmaya devam ediyordu.

Sonuçta bu jet hızı meclisi de ablukaya aldı. Bizat bazı UBP vekileri oylama değil sunuşla alkışlama yapıldığını söylediler. Zaten, parti meclisi kararının oy boyutu hiç söylenmedi. Sonra jet hava alanına alçaldı. Ayni hızla da kabine açıklandı. Şu şurda bu burdayı bir yere brakıp, onca ggerçeklik içinde ne yasa ne kural işledi. Kimse neden ünal üstel, Tahsin Ertoğlur oğlu ve daha geriden Ersin Tatarın Türkiye tercihi olduğunu konuşmak istemedi. Olaylardaki sınırlı müsaadeli alanda bol bol fetişizim yaptılar. Gerçekten, müdahalelerdeki Türkiye gerçeği ve nneden bu kişiler birliktelik sorgusu yapılmadı. Türkiyeye dokunmamak ve yapılanların sınırlı görülen gelgitlerle yetinilmesi, böylesi siyasal çirkinliğin teslimiyet yönü hep yok saydırtılamaya devam edilecek gibidir. Bu arada ekleyelim: Türkiyenin Kıbrıs gerçeği kadar ayni dönemde Türkiyede olanları da biraz konuşsak, neden jet sgandalı sürecin yaşandığını çok kolay anlayacağız.

Bazı gazeteci dostlara yeniden önerimdir: Jet sgandalı yaşandığı günlerde, gelen kişileri yemeğe getiren Gürleyen Cafere bir zahmet artık sorun: Bu gelenler kimlerdi ve niçin geldiler? yOksa sizin de mersedesinize toz mu düşecek. Olaylar bu denli net. Yine görüldü ki bazen kimileri yaşanan bu tür gelişmelerde, ilgili çevrelerin de rahatsız olduğunu anlatmaya çalışırlar. İlgili çevrelerin konumu hep unutulur. Son yaşananlar karşısında “UBP kesiminden de rahatsız olanlar var” denilir. Bu tatlı yallana inananlar  da olur. Hep yanılınır. Nitekim, son olaaydaa da son halkada birileri “parti meclisi ne diyecek” gibi tuhaf bir beklentiye girdiler. Yeniden yanıldılar. Bir yaşanan olayla konuyu bağlayalım:

Arkadaşın biri UBP meclisinde olan birine konuyu sorar. Oda “rahatsız olduğu, kendilerine sorulmadığını” söyler. Arkadaş da ona “ozaman üstele hayır diyecen” der. İlgili meclis üyesi sesini de yükselterek “para, para “ der. Yani detstekleyeceğini belirtir. Hala iki yüzlülüğe, teslimiyet anlaşılmaz görenlere ibretlik derstir. Bir de hhala Türkiyesiz K. Kıbrıs konuşma merakının bir yaygın düşünce hastalığı olduğunu artık kavrayalım. Tam da biz Jet sgandalını anlatırken, türkiyede CHP İstanbul il başkanı Cananın Yargıtay onaylı ceza karaarı geldi. Hani HDP yyetkilileri tutuklanırken tarafsız duran CHP şşimdi kendilerinin bedel ödemesi dersini de aklınızın bir yerine ekleyin.n gelindi. Biraz gürültü çıktı. Ama makamcının görevden alınmasıyla birisi sanki “ddemokrasi” koşullu izlenim oluşturuldu. Sonra unuturuldu. Jet sgandalı makamcı başka makama getirildi. Orada da Adapas gibi önemli sgandaları geliştirmeyerek örtmekle görevini yaptı. Dahası, hatırlayanlar Adapas ve Pisiyar gibi önemli Jet sgandalı makamcının kurumunda yaşanmasına rağmen bunlar da kapatıldı. Atres hep bilinen yere denilip isim de konulmuyordu.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
296AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin