arşivUlus IrkadDiktatörlükler, işgaller ve baskılar kalıcı değildir - Ulus Irkad
yazarın tüm yazıları:

Diktatörlükler, işgaller ve baskılar kalıcı değildir – Ulus Irkad

Yeniçağ podcastını dinleyin

Şimdi 47 yıldır Kıbrıslıtürkler dalga dalga baskıları ve ilk zamanlarda kendilerine sürpriz gibi gelen birçok hukuk dışı olayın açıkça delilini yaşamışlardır. Örneğin 47 yıldır devamlı Türkiye tarafından seçimlerine müdahaleler yaşanmaktadır. 1974 yılı ile Rum Baskısından kurtulunmuş diye zannedilirken, gelenin rejimindeki ve zihniyetindeki farklılıklar,evrensel hukuka ters olmasına rağmen burada da yaşanmaya başlanmıştır. Önceleri bu yaşanılanların geçici olduğunu düşünen Kıbrıslıtürkler bir bakıp görmüşlerdir ki, Kuzey Kıbrıs’ı terkeden Kıbrıslırum nüfusun toprağının ve malının bölüşülmesinde de gene adil olduğuna inandıkları Türkiye sistemi, aslında uluslararası hukuk ve evrensel demokratik değerlerden oldukça uzaktı. Kıbrıslıtürklerin başındaki liderlik ise aslında daha çoktan misyonunu bitirmiş, taksimi gerçekleştirmiş ve hem mal bölüşümü hem de Türkiye’ye bu stratejik bölünmeyi sunan bir klik olarak, Kıbrıslıtürklerin bu saldırı dalgalarında direncini kırmak için misyonunu devam ettirmekte, ilhak olacaksa bir an önce engelsiz olsun görüşündeydi. Direnme gösterenleri pes ettirme görevini üslenmiş ve kendi kliklerine ve işbirlikçilerine de gelecek için mutlu olma şartları yaratmaktaydı. Önceleri perde önündeki muhataptı ama perde düşünce herşeyin anavatandan kaynaklandığı da belli olmuştu. Yeraltı paramiliter gruplarının araba ve parti merkezlerine koyduğu TNT kalıpları, gereken korku ve dehşeti yaratıyordu.

Muhalefeti ezerek tanklarına balans ayarı yapacakları tehditleri ayyuka çıkıyordu.

Sendikaları bu 47 yıl içinde etkisizleştirmeye ve yapılacak kanunsuz çifte standart baskılara karşı ses yükseltmelerine engel olmaya çalıştılar. O olmadı bazen dirençleri kırmak için taleplerini kabul eder gibi oldular. Sessizleştiklerinde ellerini oğuşturdular, seslerini yükselttiklerinde ise tehditler yükseldi, tekrar saldırılarına devam ettiler. Türkiye’nin amacı, çözüm olmaması, zamanın uzaması ve zaman içinde nüfus da taşıyarak kendiliğinden ilhak şartlarını yaratmak, bir de taşıdığı nüfusun da yarattığı oy olanaklarıyla kendi gizli planını, ki “İstirdat Planı”-Eski Osmanlı topraklarını yeniden elde etme- olduğu biliniyor, gerçekleştirmekti. Görüşmelerde sudan sebeplerle çözüm ertelendi. Çözüm başka zamanlara ertelendi. Gerçi zararı Kıbrıslıtürklere dokundu ama ne beis vardı, Türkiye’den nüfus ithali mümkündü. “Giden Türk, gelen Türktü” …Bu arada gene 1974 yılından kalan sanayi tesisleri iflas ettirildi, işçiler dağıtıldı. Kıbrıslıtürklerin kalıcı bir ekonomisi olmaması için her türlü çalışma yapıldı. Gayret gösterildi. 47 sene sonrasında tamamıyle eli Türkiye’ye açık, naçar bir toplum yaratıldı. Türkiye’nin her an değiştirebileceği bir sözde demokratik yapı, ağzını açan örgüt, kişi veya partilerin her an ekarte edilip ağızların kapatılacağı bir sistem yaratıldı.

Şu anda yaşanılanlar da artık sürpriz değil. 47 sene sonrasında dalgalar halinde gelen saldırılarla şimdi de Türkiye’deki orotiter yönetim saldırılarına devam ediyor. Fütursuzca ve pervasızca saldırıyor. Türkiye’deki saldırıları gibi Kıbrıs’ta da herşeyi tahrip etmeye çalışıyor.

Fakat tarih bize şunu isbat etmiştir;

Diktatörlükler, İşgaller, ve baskılar kalıcı değildir. Birgün özgürlükler gelecek ve istenen barış da bölgemizde etkili olacaktır.

 

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
240AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin