arşivUlus IrkadÜlkemizdeki sol niye belirleyici olamıyor - Ulus Irkad
yazarın tüm yazıları:

Ülkemizdeki sol niye belirleyici olamıyor – Ulus Irkad

Yeniçağ podcastını dinleyin

Aydınlanma Çağı Avrupa’ya geldiğinde Avrupa’da boğazlaşmalar, Orta Çağ’da dinin olumsuz etkileri devam etmekteydi. Ama Orta Çağ’la birlikte aniden Rönesans ve Reform Hareketleri Avrupa’nın kaderini değiştirmeye başlamış, dinde, sanatta ve felsefede büyük adımlar atılmaya başlanmıştı. 1789 devrimi de evrimleşmeyi hızlandırmış, bu devrimin öncüleri “Yeryüzü memleketim, Millettim insanlık” diyerek tüm dünya insanlığını kucaklamaya başlamıştı. Ne yazık ki kısa zamanda bu devrim akamete uğrayarak, etnik köken kan, boy, dil ve din gibi insanlar arasında farklılık getirmeyen Fransız Milliyetçiliği yerine, Alman Milliyetçiliği boy atarak acımasız kapitalist ilişkiler ve ulusal sınırlar belirleyici olarak, insanlar arasında farklılıkları öngören Alman ulusçuluğu etkin olmuştu. O dönemlerde İsviçre veya başka Avrupa ülkelerinde ortaya çıkan ulusal ihtilaflar, Burjuva Demokratik Devrimleri ile çözümlenmiş ve İsviçre gibi ülkelerde ortaya çıkan altı milliyetin bir arada tüm farklılıklarına rağmen yaşamaları devam etmiştir. Self-Determinasyon ilkesinin demokratik bir cumhuriyette uygulanabileceği ilke haline gelmiştir. Kapitalizmin ve sömürü koşullarının liberal dönemde ortaya çıkmasıyla dünyada tekrar farklılıkları benimseyen ve aynen Birinci veya İkinci Dünya Savaşlarında gördüğümüz gibi insanların birbirleriyle boğazlaşmalarını öngören ihtilaflar ortaya çıkmıştır.

Günümüzde de maalesef hemen krize götüren veya hemen savaş kararı verecek acımasız liderlerin, Batı’da bile ortaya çıkarak gözlerini kapamaksızın, hemen çoğulcu demokrasiyi ezerek, savaş kararı vermeleri, Sultan buyruğu gibi dudaklarından çıkan yanlış ve kinci kararlarla savaşa gitmeleri, oldukça kanıksanır olmuştur. Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarındaki süreci yaşayan devlet büyükleri, aslında büyük savaşları yaşamış ve o acıları çekmiş insanlardı hatta savaşın da ne kadar zararlı olduğunu çok iyi biliyorlardı. Son zamanlarda bazı ülkelerin, örneğin Türkiye gibi, son zamanlarda Doğu Akdeniz’de hemen sorun yaratıp savaşa gitme eğilimleri ise oldukça dikkati çekmekte.

Ülkemizde bu olgular içinde, aslında 1980’li yıllarda meydana gelen gerilemelerle birlikte, aynen Türkiye solu gibi sol örgüt veya sol gruplarımız da bir kargaşa içinde karar alamamakta, ittifak yapmaları ve uzlaşma, işbirliği veya güçbirliği içinde hareket etmeleri, maalesef ülke insanlarının ve de işçi kesimlerinin sömürülmesi ve ezilmelerini de gündeme getiriyor. Elbette Türkiye’de daha fazla CHP gibi güya sol görünümde olan bir partinin, daha fazla milliyetçi içgüdülerle hareket etmesi, Türkiye’de 12 Eylül 1980 sonrasında ezilen Türkiye solunun da eksikliğiyle, maalesef Sol mücadeleyi de akamete uğratmıştır. Daha fazla Kürt halkının başını çektiği HDP , Türkiye egemenleri tarafından yakın zamanlarda olduğu gibi ezilmektedir ama kabul edelim ki Batı tipi özgürlükleri de daha fazla bu parti savunmaktadır. CHP, HDP’nin oldukça gerisinde kalmıştır.

Avrupa Aydınlanma Çağı Doğu Akdeniz, Orta Doğu ve Kıbrıs’tan geçmemiştir. Ülkemizdeki sol örgütlenmeler esasında Sovyet Devrimi veya 1789 Fransız Devrimlerinde büyük rol oynayan yüzlerce grup veya fraksiyonun çoğulcu demokrasi anlayışı, Aydınlanma Çağı, Demokratik

Cumhuriyet normlarının olgunluğu  ve anlayışına varamadı. Ülkemizdeki birçok solcu, hoşgörü ve farklılıklara saygı bilincinden mahrum olarak bu aşamalara geldiğimizi ve de geçmişte her iki toplumda da yapılan sol mücadelelerin aslında bu gerçek  genel değerlerden mahrum olarak geçtiğini, dogmatizmin aslında sol olmadığını, 1789 yılının adeta bir devamı olan 1917 yılındaki devrimde de birçok farklı grubun birleşerek Sovyet Devrimini yaptığını bilmiyorlar.  Orta Doğu’da Batı tipi demokratik kurumlar eksiktir ve Suriye, Irak gibi ülkelerde yaşanılan eksiklikler bunlardır ama gene de doğru tavır içinde demokrasi örnekleri de görülebilmektedir (Kuzey Suriye’deki demokratik örgütlenmeler).

Kıbrıslıtürk Solu bu değerleri tartışıp birlikte hareket etmeyi öğrenip, yanlışlarını eleştiri süzgecinden geçirip yeniye şekil verdik sonra, ülke demokrasisi de toplumun tüm değerleri de aslında demokrasi ve emek mücadelesinde büyük kazanımlar elde edecektir.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
216AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin