arşivUlus IrkadDünyanın ve ülkemizin geldiği hal ve ne yapmak lazım - Ulus Irkad
yazarın tüm yazıları:

Dünyanın ve ülkemizin geldiği hal ve ne yapmak lazım – Ulus Irkad

Yeniçağ podcastını dinleyin

Üç haftadır eve kapandık. Şimdiye kadar pek karşılaşmadığımız bir salgın var ve öncelikle kendi sağlığımızı korumaya çalışıyoruz. Elbette kendi sağlığımızı korurken aslında birlikte yaşadığımız toplumu da koruyoruz. Bizim bu şekilde sorumluluğumuz varken, onların da sorumluluğu kendilerini korumak. Güney Kıbrıs’ta da durumlar aynı ama şark toplumlarında görülen kayıtsızlıklar, hükümet edenlerden tutun vatandaşın hal ve davranışlarına kadar uzanmakta. Örneğin Almanya artık orada yaşayan Türkleri birbirine komşu gitmemeleri için uyarmaya, hatta komşuluğa gidenleri de ziyaret ederken tutuklamaya başlamış. Güney basını da benzer şikayetleri dile getiriyor. Orada şimdilik bize göre artan salgının en büyük nedeni maalesef Kıbrıslırum vatandaşların uygulamaması ve sosyal yakınlaşmayı ihlal etmeleri oluyormuş. Birbirine komşuluk onlarda da gırla devam etmekte ve pek tabi ki salgın bize göre daha da artmış. Ama kim bilir, şimdilik bizde de salgınlardan etkilenenlerin oranı belki de toplum sayımıza göre bayağı fazla. Bu arada Almanya’dan gelen turistler için karantina uygulayan Kuzey Kıbrıs’taki hükümet, maalesef turistleri karantinaya almasına rağmen şöförü almamış, şöför de köyüne gidince üç köy halkını etkilemiş, şu anda denildiğine göre Karpaz’da üç köy halkı karantina altında. Son haberlere göre bu onbeş köye kadar çıkmış diyorlar. Olaylar bizim de aynen Türkiye’deki ve Güney Kıbrıs’taki insanlar gibi olayı ciddiye almadığımızı gösteriyor. Hele hele Türkiye’deki AKP hükümeti parti çağrılarına kulak asıp da AKP’li imamları Umre’ye gönderince, bu defa da haberlere göre kayıpların iki milyona çıkacağı konuşulmakta ve İtalya, İspanya veya İngiltere’de olduğu gibi büyük kayıplar günden güne yükselmeye başlamış. Aynen İtalya’da olduğu gibi Türkiye’de de yoğun bakım üniteleri ve de özel hastahaneler bile hastalarla dolmuş durumda.

İngiltere’deki başbakan daha birkaç ay önce büyük bir zaferle çıkmış, İşçi partililer bile kendi partilerine değil de Boris’e oy vermişlerdi. Jeremy Corbyn sağlığa önem vermiş ama maalesef halkını inandıramamıştı. Salgından dolayı kayıplar yirmi binlerde durursa başarı olarak görülüyor çünkü Boris de bunu kaale almamış ve basit bir grip vakası olarak görmüştü olayı. Veya daha önce denildiği gibi ihtiyarların ölümüyle sigortalardan para alanlardan, ölümleriyle kar yapma güdüsü bunda önemli olmuş. Tabi Boris olayın daha da büyümesi ve halkın da tepkisiyle güya politika değiştirmiş gibi görülüyor ama ne kadarı doğru bilemiyoruz. Ama gerek İngiltere’deki gerekse ABD’deki Trump’ın Liberal ekonomi danışmanları, halka pervasızca ihtiyarların ölmesi gerektiğini, kalan sağların bizim olduğunu fısıldayıp kafalarındaki faşist teorileri de dışa vurmaktaydılar.

Dünya insanları eski çağlardan beri hep sağ ve milliyetçi iktidarlardan yana, günü birlik menfaatler için oy kullandılar. Türkiye’de 1968 yılından beri 1971, 12 Mart Darbesi dahil hep ezilen sol kesimler, sendikalar ve aydınlar oldu. Askeri darbeleri yapanlar dini, milliyetçiliği dile getirdiler ve halkı uyuttular. Bu tip diktatoryal eğilimli , detaylı düşünmeyen, çözümü yayılmacılıkta ve savaşta bulan kafalar ulusalcılıkla hep seçimleri aldılar.

Ama dünya şu anda koronavirüs salgınıyla, ki korona virüs salgını da işte insanlığın ihmalkarlık ve detaylı düşünememesinin, çevreyi doğayı ve de tehlikeleri, demokrasi, çoğulcu demokrasiyi kaale alamamasının cezasını ve bedelini çekmekte. İngiliz emekliler birkaç ay önce sırf yabancı işçiler memlekete dolup kendilerine verilen maaşların veya harçların kesilmesini engelleyecek olan ve Brexit’i savunan Boris’in, 60 yaşından sonrakiler ölebilir öngörüsü ile karşı karşıya kaldılar. Brezilya Borsenaro’nun Amazon ormanlarını yakmasının bedelini Koronavirüsle ödeyecek. Sosyal patlama noktasında… ABD’de Trump, salgını kaale alamamanın ve de danışmanlarının ihtiyarların ölmesi normaldir öngörülerine karşı ne olacak merak ediliyor.

Dünya insanları, gerek çevre, gerek politik yanlış tercihlerinin bedelini ödeme noktasına geldi. Ya değişecek ya da cellatlarına hiç de layık olmadıkları özellikler vererek yokolmaya devam edecek. Ama şunu da söyleyelim; Koronavirüs felaketi devam etmekte. Evlatlarımıza ve yakınlarımıza söyleyeceğimiz tek şey hayatlarını korumaları…

İnsanlık bir hesaplaşma ve bir yeni düzenin arifesinde…

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
216AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin