arşivAli SarıtepeCambaza bak cambaza - Ali Sarıtepe
yazarın tüm yazıları:

Cambaza bak cambaza – Ali Sarıtepe

Yeniçağ podcastını dinleyin

Seçim sath-ı mahalline girildiği zaman, var olan düzeni kendi siyasal meşruiyet halinin varlık nedeni olarak gören siyasal oluşumlar; bu düzende ki seçim zamanlarında kendi aralarındaki amaç ve söylem farkını ayırt edici hale getirmek istedikleri zaman; onları en iyi anlatan ifade ‘cambaza bak cambaza’ halidir.

Yeni düzen gazetesinde Sami Uslu köşesindeki 16 Temmuz tarihli yazısında “UBP’nin yarım kalan işleri” makalesinde:

“ Dağıttıkları yurttaşlık sayısını 1 milyona tamamlamak!”

“…Mersin’de ki Akdeniz Oyunlarına KKTC olarak TC ve KC bayraklarının yan yana geçişlerini alkışlamak!”

“Bizi Türkiye karşısında küçük düşüren hükümet!”

Aynı tarihli ve aynı gazetedeki köşesinde ise Ferdi Sabit Soyer, “ Türkiye ile yapılan bir anlaşmaya bağlı olan prosedürler şartları zamanında yerine getirilmedi” diyerek maaşların o an ödenmediğini ifade ederken, ödendikten sora ise “UBP çevreleri ‘gördünüz mü, eğer biz yoksak, Türkiye’den para gelmez ve maaşlar ödenmez propagandasına girdi.’ Demektedir.

KKTC’de bol keseden ve Türkiye büyükelçiliği kararları ile yurttaşlıklar verilirken CTP-BG partilerinin de hükümet oldukları, Cumhurbaşkanlığının kendilerinde olduğu dönemde, kendileri de bu uygulamalar içerisinde değillermiydi. Ve bunun da TC’nin adaya yönelik demografik karakterli sistematik bir uygulama hali olduğunu bilmiyorlarmıydı.

UBP hükümet ettiği dönemde Akdeniz oyunlarında TC ve KC bayraklarını alkışlamalarsa; her halde yaptıkları nadir doğrulardan bir tanesini yapmışlardır. TC’nin siyasi bağımsız bir devlet olduğunu ve aynı zamanda KC devletinin de Kıbrıs halkının asli devleti olduğu ve KKTC’nin de devlet niteliğinin olmadığı halinin tespitini ifade etmiş halleridir bu yaptıkları.

Ferdi Sabit Soyar başbakanlık yaptığı için iliklerine kadar hissetmiştir, TC’nin talimatlarının dışına çıkmalarının mümkunat içerisinde olmadığını ve KKTC’nin tek görevinin bu ilişki biçimini perdeleme hali olduğunu.

UBP ve CTP-BG adlı her iki siyasi partide hükümet etme hallerini yaşadıkları için, icraatların devamlılığı noktasında; kendilerine oynamaları için ayrılan alan dışında devamlılık halinin tamamlayıcısı olmuşlardır.

Bunlar bu haldeyken, hükümet etme bahtiyarlığına erememiş olan TDP ise de sıranın artık kendilerine gelmiş olduğuna inanmış olacak ki;

16 Temmuz tarihli Ortam gazetesinde:

“Ya bu düzen partileri dersini alacak, ya da bu düzen daha da kalıcılaşacak” perspektifiyle;

“1974’ten sonra ülkede yağma-talan-vurgun düzeni kurulduğunu, bunun kurucusu olan partilerinse değiştirmek için göreve gelen ancak düzene uyan partilerin ortada olduğunu belirten TDP genel sekreteri Özyiğit “40 yıldır değişmenin zamanı daha gelmedi mi!” diye soru sormaktan kendisini alıkoyamamaktadır.

Özyiğit o kadar desteksiz sallamaktadır ki, ya bu onun bilmezliğinin anlatımıdır ya da doğruyu saklamanın  sahtekarlığını yapmaktadır.

1974 düzeninin kurucuları olarak eleştirdiği siyasi parti ya da partileri göstermekle, Kıbrıs adasının ve dolayısıyla Kıbrıs Cumhuriyeti topraklarının TC devleti tarafından işgal edildiğini örter halde olduğudur.

İki işgal hareketiyle tamamına erdirilen Kıbrıs Cumhuriyeti toprak parçası; üzerinde işgalcisi tarafından bizzat kurdurulan ve son ismiyle de KKTC’dir.

UBP VE CTP-BG düzen partileri kategorisi içerisine koymakla kendisini düzen dışında tutmaya çalışmaktadır TDP.

Bir partinin düzen dışı ya da içi olması onun hükümet olmasıyla mutlak ilişkili değildir. Onun, kendisini siyaseten konumlandırma biçimi ve parti programındaki stratejik açılımlarını ne kadar pratikleştirdiği halle yakından ilgilidir. Bir parti stratejik olarak kendisini düzen içinde konumlandırmışsa, onun hükümet olmaması ona düzen dışındadır payesini vermez.

Bu vesileyle TDP kendisini askeri işgale karşı nasıl konumlandırmakta, demografik işgale ne demekte ve bunun üçüncü ayağı olan ekonomik işgal hakkında ve asimilasyon politikası hakkında nasıl tutum almaktadır.

Kendisini bunlara son vermesi üzerinden konumlandırıyorsa; evet düzen dışı halindedir.

Yok eğer böyle bir meşguliyet içerisinde değilse; o, henüz iktidar olmamış/edilmemiş düzen partisi durumundadır.

O da sirkteki her hangi bir cambazdan öte değildir.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
341AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin