arşivUlus IrkadKıbrıstürk halkı karar vermeli - Ulus Irkad
yazarın tüm yazıları:

Kıbrıstürk halkı karar vermeli – Ulus Irkad

Yeniçağ podcastını dinleyin

Denktaş Bey’in ölümü Kıbrıstük halkı için bana göre artık bir karar verme aşamasına gelindiğini göstermekte. Denktaş Bey’in ölümü ile artık bir dönem kapanmış ve yeni bir dönem başlamıştır. Şunu da söylemek gerekir ki Denktaş Bey’in ölümü ile artık 1950’li yıllardan başlayan benzer kuşakların Kıbrıs konusundaki karar üretmeleri veya temasta olmaları da artık yeni bir döneme girmiştir. Kıbrıstürk halkının karar verme aşamasında olanların artık toplanıp da yeni bir dönem ve ortam oluşturan bu süreci değerlendirip yeni bir vizyonla topluma gerçekleri açıklayarak harekete geçmek ve yeniden örgütlenerek hareket etmeleri için yeni bir mücadeleyi başlatmalıdırlar. Son zamanlardaki AKP hükümetleri ile meydana gelen sorunlar bu görüşü destekler niteliktedir.AKP ile anlaşmazlık konularına baktığımızda Türkiye ile kuşak farkı ve anlayışların farklığından ötürü büyük bir sorunun olduğu görülmektedir. Bu aşamada artık sağ unsurlar için bile hareket olanağı kalmamıştır. UBP kendisine bağımlı olan sermayeyi bile küstürme durumunda bırakmakta ve dıştan AKP ile daha fazla temasta olan sermaye kesimlerine alan açmaktadır. En son olarak görüldüğü gibi inşaat kesimi de şu anda dıştan inşaat şirketlerinin buraya gelmesiyle tökezlemeye başlayacaktır. Yoksa UBP buradaki sermayeyi mi gözden çıkarmıştır diye düşünmeliyiz ki bu da bana göre akla ve fikre yakın gelmektedir. Kıbrıstürk sermayesi gittik sonra dizleri üzerine bile yürür olmaktan çıkacaktır. İşgücü zaten ucuzdu ve zaten işgücünün dıştan gelmesi için açık kapı çoktan yaratılmıştı. Şu anda o da elde edilecek. Zaten dışarıdan, yani Türkiye’den de inşaat malzemeleri geliyordu ve belki de gelecek olan şirket veya şirketlere çeşitli kolaylıklarla bu malzemeleri ucuza kullanmaları için olanak yaratacaklar. İşgücü ve malzemeler dıştan ucuza gelince hiç de zorluk kalmayacak, buradaki inşaat şirketleri yakında iflasın eşiğine gelecektir. Bu kolaylıkları nasıl tanıdılar? Şu UBP niye kendi sermayesini batırmaya çalışmaktadır? Niye bunca kolaylığı tanımaktadır denirse , bu adamların zaten başından itibaren irade olarak bağımsız olmadıkları ta başından da belliydi. Tüm eldeki olanakları AKP ve yeşil sermayeye sağlayacakları da belliydi. Yakında havaalanı ve belki de limanlar da artık bu şirketlere peşkeş çekilecek. Sen oluşmakta olan bir dönemi kendi halkın yararına değerlendirmez ve yabancı şirketlere pazarlar yaratırsan olacağı da buydu. UBP için ne siyasal ne de ekonomik irade kalmamıştır da diyebiliriz.

Bu aşamada ne yapılmalı? Bu aşamada acil olarak hemen sendikalar, ki ben hala daha bizdeki sermayenin ileri görüşlülüğüne güvenmiyorum, ama bilhassa sendikaların acil toparlanmaları ve tedbir almaları gerekir diye düşünmekteyim. Bizdeki sermaye çevreleri AKP paketlerini sunmaya başladıklarında nasıl çalışanların menfaatlerinin kesilmesi için önerilerde bulunduklarını da hatırlamaktayım. Bunun yanında sanki de Pazar ellerine verilecek diye nasıl ellerini ovuşturduklarını da biliyoruz. Ne oldu? Şu anda UBP daha fazla AKP taraftarı şirketleri pazarda etkin kılmaktadır. Yakında burada ekmek ve plastik fabrikaları açılıp da bizimkilerle rekabete girişildiğini görünce bizimkiler de şaşıracak. Sendikalar içinde yapılacak eylemlere bile karşı çıkanlar şu anda ne diyecek? Gitgide Kıbrıslıtürklere bir manevra alanı bile kalmamakta. Ellerindekini de tüketme noktasına geliyorlar. Asgari ücretin elde daha da azaldığı gerçeği vardır. Asgari ücrete bir artış getirilmemiştir. Getirmeyenleri de birkaç ay sonra göreceğiz. Onlara da dıştan rakip geldiğinde ve artık fabrikalarındaki ürünler getirilen bu mallarla rekabet etmeye çalıştığında ne olacak? Gene halkı yanlarına çağıracaklar. Ama sen halkının mahvına davetiye çıkardığından ötürü bu halk da seni o zaman dinlemeyecek. Gerçekten Kıbrıslıtükler için durum oldukça vahim.

Halk, esasında oldukça küskün çünkü kendisine güvendikleri de onu umutsuzluğa sürükledi. İnandıkları da hükümete geldiklerinde aynen UBP gibi hareket etti. Sonra onların da başarısızlıkları meftayı mezardan çıkardı. Kurtulmak bir kez daha seçim işi değil. Seçimle olacak bir durum yok Kuzey Kıbrıs’ta. Öncelikle herşeyiyle kurtulması gereken ve kendi içerisinde üreteceği politikalarla harekete geçmesi gereken örgütler var. Örgütler açıkça bir platforum oluşturarak bir siyaset belirlemeli. Bu platform, oluşturacağı komite veya komitelerle hem Ankara’ya hem de gerekirse Avrupa’ya taleplerini iletmeli. Gerekirse bir kez daha Brüksel’e gidip Kıbrıslıtürklerin kaderi konusunda yüksek sesle konuşulmalı ve ocaktaki görüşmeler için de bir baskı oluşturup umut yaymalı. Umut yaymalı derken herşeyin daha bitmediği konusunda demeçler verilmeli konuşmalar yapılmalı. Veya herşeyin bitmeyeceği , esas gücün halkta olduğu şeklinde ısrar edilmeli.

Bu yapılabilinir mi? Niye yapılmasın? Kıbrıstürk halkı çok zorlukların içinden geçmiştir. Bunu da geçer. Yeter ki istek olsun…

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
300AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin