arşivUlus IrkadEkonomik büyümelerini sevsinler ve bu nasıl büyüme! - Ulus Irkad
yazarın tüm yazıları:

Ekonomik büyümelerini sevsinler ve bu nasıl büyüme! – Ulus Irkad

Yeniçağ podcastını dinleyin

Ekonomik büyüme nasıl sağlanır? Ekonomisi büyüyen bir devletin veya ülkenin parasının değeri şu anda ekonomik kriz içinde olan ülkelerin paralarından daha da aşağıya nasıl çekilir? Veya şu çok övünülen, büyük yatırımlar yapıyoruz diye pohpohlanan ekonomi nasıl olur da bir rüzgarda kağıttan kaplanlara dönüşür anlayamıyorum. Ekonomik olarak büyüdük deniyor ama çarşı hareketsiz ve esnaf bir müşteri bile görmeyerek iflas sinyalleri vermekte. Memleketin en elit kesimleri bile faiz ve borç batağında hapislere düşüyor. Asgari ücret artırılmıyor. İşçi çok zor durumda. Her allahın günü açılmadık ev, karşılaşılmadık sosyal olay ve suç, soyulmadık dükkan kalmamış. Ve tekrarlıyor beyefendiler. “Büyüyoruz” diye. Yani kalkınma nasıl anlamlandırılmalı bir ülkede. Vergilerle, söğüşlenmedik kişi kalmamacasına postekisi kalmış vatandaşa yeni yeni vergiler çıkarılarak maliyenin veya devlet kasasının para ile dolması mı? Katı ve mutlak bir kapitalizmle ve de hiç insan faktörünü bile muhatap almayan mali sistemle mi? Peki hani vatandaşının eğitimi? Hani vatandaşının sağlığı? Ve de her şeyden önemlisi refahı nerede? Büyüyoruz ha ? Daha ayın 15’i bile dolmadan cebinde parası kalmayan memuru bir düşünün. Hele hele ondan da kötüsü asgari ücreti senelerdir değişmeyen işçisinin durumu daha da vahim. Zamları koyuyorlar acımamacasına. Daha geçen gün tüp gazın fiyatı gene arttı. Ve bunun adı kalkınmak. Büyümek…Neyin büyümesi Allah aşkına!…

Oysa bir ülkede büyüme nasıl olur? Yani bilimsel olarak büyümenin esas anlamı ne? Vatandaşının, daha fazla refah, daha fazla sağlık ve daha fazla özgürlük ve eğitim elde etmesiyle. Daha fazla adalet ve daha fazla insan hakları ve demokrasi elde etmesiyle… Bu konuda en bencil bir zihniyet nasıl olur da büyüme ve zenginleşme yaratır? Yaratamaz…Türk Hava Yollarını nasıl ki halk batırmadı ve bugünkü ekonomik durumdan nasıl ki halk mesul değildir, halkın bu yapılan yanlışlıklara karşı bedel ödemesi kadar haksızlık ve yanlışlık da dünyanın hiçbir ülkesinde görülmemiştir ve bu da daha fazla baskıcı otoriter ve totaliter rejimlerde görülen bir olaydır. Bu alınan tedbirler Kıbrıstürklerinin daha da fazla ülkelerinden erimeleri ve de azalmalarından başka bir durumu da getirmeyecektir. Bütçeye bir bakar mısınız? Bütçede en fazla pay hangi sektörlere ayrılmıştır? Halkın midesini doldurması, sağlık ve eğitimini tamamlaması olayına değil herhalde. Karnı doymayan, eğitimi zayıf olan, gün be gün refahı azalan bir halk nasıl zenginleşecek ve nasıl kültürlü olacak? Midesindeki açlıkla meşgul olan bir halk nasıl demokrasi, eğitim ve kültürle ilgilenecek? Söyler misiniz? Veya bu sorulara yanıt bulabilir misiniz? Ha, ülkeye Kuran-ı Kerim ithal ediliyormuş. Ama bunun kültüre, refaha ne katkısı var? Elbette din okulları deyip de Sunni Mezhebine yöneliş yerine her türlü inanca, her türlü dine saygı gösterecek bir yapılanmaya da karşı çıkılmamalı. Din dersleri yerine dinler felsefesi okutularak daha çağdaş insanlar yetiştirilmesine kim karşı çıkabilir ki? Kaldı ki dünya küçülürken şu anda aramıza çeşitli milletlerden de insanlar devamlı katılmakta ve her gün için çeşitli uluslara mensup çocukları okullarımızda görmekteyiz. Ama amaç o değil, sadece Sünnilik yaygınlaştırılarak, toplumun çağdaşlığa kapanacak bir karanlığa hapsolmasıysa amaç ve de refah yerine , midesini doldurmak yerine sadece din dersleriyle vaktini geçirmesi hedefleniyorsa bu çok yanlış. Laiklik deniyorsa, Alevilik dahil bütün inançlara hatta hristiyanlığa da sahip çıkılarak bütün çocukların din bilinçlerini artırmak, sadece tek yönlü dinciliği onaylamamak başlıca hedef olmalı. Büyüme büyüme diyenlerin esas amacı da çağdaşlığa açılacak pencereleri kapamak olduğunu da buradan söylememiz gerekmekte.
2012 yılı içinde çalışanlara %3’lük bir artış verileceği söyleniyor ve yıllardır çalışanların CTP ağırlıklı iktidarında bile hiç zam almadıklarını da belirtmek gerekiyor. Maaşlarda gerileme %14’leri gösteriyor. 1974 sonrasında bavul ticareti öngörülürken, Türkiye’den gelen kredileri paylaşanlar gene sermaye çevreleri ve de partizanlar değil miydi? Halk gene ezilmiyor muydu 1980 önceleriyle 1980 sonraları? Bu kredilerden yararlanan ve bavul ticareti ile bedelsiz ithalat yasalarından yararlanan halk kesimleri miydi? Halk gene o zamanlar da ezilmekteydi. 1974’lü yıllardan beri hala daha iktidarda bulunan köhnemiş zihniyetler maalesef hep halkı hakir görmüşler ve şimdiki sorunların da zeminini yaratmışlardır.
Liberal ekonomi diyorlar ama ülkemizde liberal ekonominin hiçbir zemini yok. Daha çözüm olmamış. Sen Elektriği ve telefonu özelleştireceğim diyorsun ve özelleştirmenin de bu ülkede ne gibi acılara sebep olduğunu zaten yaşadık ve hala daha yaşamaktayız. İktidar partisi kendi oy tabakalarına bile bugün ihanet içinde. Dünya üzerinde ABD’de olsun Avrupa ve daha uzak ülkelerde olsun alternatif çözüm yolları tartışılıyor. Sosyal Keynes’çilik, Sosyal Piyasa, Venezuella ve Küba modelleri de bu konuşulanlar arasında. Bizde solcu mahlasıyla ortaya çıkanlar ise bu yoğunluk içerisinde ekonomik modeller önerirken görüşlerine oldukça dikkat etmelidirler çünkü Liberal Ekonomi- Serbest Piyasa Ekonomisi dünyada da pek artık tavsiye edilmiyor ve çalışan kesimler ABD’de dahil bu modele karşı artık Wall Street dahil işgale hazırlanıyorlar.
Büyüme büyüme diyenler, İtalya, İngiltere, ABD ve diğer dünya ülkelerindeki tepkileri çok iyi değerlendirmelidirler. Çünkü dünyadaki benzer tepkiler bizdeki sendikalarda da ortaya çıkınca hayretle karşılanmamalı.
Büyüme derken, halkın refahı göz önüne alınmalı. Halkın refahını ve rahatını öngörmeyen modeller elbette tepki görecektir. Ülkemizdeki tepkiler de bu çerçeve içerisinde algılanmalıdır…

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
300AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin