yaklaşımlarÖzkan YıkıcıTunus’ta siyasal kotlar uyuşmuyor – Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Tunus’ta siyasal kotlar uyuşmuyor – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Son günlerde Ortadoğu’nun en karışık ülkesi olan Tunus’ta, başkan yetkileri eline aldı. Bir anlamda darbe gerçekleştirdi. Meclisi dondurup, başbakandan meclis başkanına birçok yetkilinin görevlerine son verip, yetkilerine el koydu. Yetmedi, sabaş savcılığın da görevini işleyeceğini belirti. Meclis, adalet ve hükümet üçkeninin yetklerine bir anlamda el koydu. Sorun, ülkede yaşanmakta olan protestoalr ve buna bağlı sorunlar. Artan işsizlik, derinleşen ekonomi ve pandemideki yükselen ölümler halkı sokağa döktü. Hükümet yönetemezken, başkan Sayit de tüm yetkileri eline alıp orduyu da sokağa döktü. Şimdi Tunus yeni bir girdaba girdi. Düne dek bölgenin en demokratik ülkesi dneilen Tunus, şimdi başkan Sayitin resmen yetkileri eline alıp kurumların gücünün hakimi olarak sıkı yönetimle ülkeyi yeni bir bilinmezliğe doğru sürdü.

Tunus dneildiğinde akla birçok olgu gelir. Ama, belkide en ince olup oldukça önemli başlangıcı çoğu akılda tutmadı. Ben aslında o  dönem Ratyo Mayısta Rengül Enerin prokramında dış konular üzerinde yorumcuydum. Obana dönemiyle yeni Ortadoğu tatktikleri gelişirken, Tunusun ayırıcı özelliğini yaşananlarla ilk anlatanlardandım. Çoğu, Tunus konusunu tıpkı öteki bölge ülkelerde yaşananlar gibi direk müdahalelerle oluşan devlet gibi algılgılıyordu. Oysa, Tunus böyle dyeildi. İlk olma hesabında hiç olmadı. Ama, Tunustaki dinamik muhelfetin örgütlenme şekli bazı ayrıcalıklar da oluştu. Tunusta ekonomik kriz nedeniyle ateşlenen muhalefet sokaklarda haftalarca protesto yaparken, batı önce sesiz durdu. Olayların dinmemesi üzerine de müdahalelere girişti. İngilterede bulunan ılımlı İslamcı Ganubi, ile anlaşma yapıp onu Tunusa gönderdiler. Tunus olaylarında Fransa ABD dengesi de deyişti. Tunustaki gelişmeler böylesi bir karışık süreçle gelişti. Ancak, çok yönlü güçlerin olması ve denklemin tam tuturulamaması kadar dış müdahalerlin de gerçekleşmesi, ülkede siyasal kotlar devletde tutmuyordu. Özellikle solun hastalığı yeniden hortladı. Ulusalcı devltci sol sınıfsal kesimle itifak  yapmaktan hep kaçtı. Hat ta yeri geldi İslamcılarla dahi uzlaştı.****

Bu deyerlendirmeleri Ratyo Mayısta Rengülün ilk prokramlarımızda özellikle Tunusun dierk proje olmadığını, tam aksi oluşan tepkilerle yükselen belirsiz dalgayı yönetme adına müdahalelerin gerçekleştiğini yorumladım. Bunun üzerine de Rengül,, bir sonraki prkramda Tunusun incelenmesini söyledi. Halbuki sonradan, sanki Libya, Suriye gibi Tunusta da batının direk müdahalesiyle başlayan olaylar algısıyla Tunusun da ilk devlet olma ezberi kolayca yerleştirildi. Tunusun kendi dinamikleri ve olayların başlama özü hep kaçırıldı.***

Yaklaşık 11 yıldır Tunus bu siyasal başlangıcın devamını yaşıyor. Ama, siyasal kotlar hiç tutmadı. Yetmediği gibi birçok ülke de Tunusta hegemonya kurmaya çalıştı. Türkiye siyasal Müslüman kardeşler çevreleriyle Tunusta etkin olmaya uğraştı. Fransa konumunu korumaya çalışırken, ABD bölgeye daha güçlü olma çabasındaydı. Ayni ikilem çevre ülkelerle Tunus arasında yaşanıyordu. Seçimler ise hep kualisyon zorluyordu. Son seçilen ve darbeyi gerçekleştiren Sayitin hikayesi de başka konu. Sayit Muhavazakardı. Müslüman kardeşler zayıf aday koyup, ikinci turda Sayiti seçtirdi. Hukukcu kimliği ve muhavazakar oluşu başta endişelere neden oldu. Fakat, sol güçlü olmasına rağmen ortak adayda buluşamıyordu. Parlemento çoğunluğunu kazanamıyordu. Nitekim, Sayitin el koyma durumuna sendikaların önemli kesimi tarafsız gibi açıklama yaptı. Ulusal devltci solun bir bölümü olayı destekledi. Garip olan, yetkisi elinden alınan başbakan da karşı çıkma yerine, olayda sesiz kalıp onayladı. Meclis başkanı Ganubi direniyor. Bu denklem Tunusta yeniden bir zorlama olacağının mesajıdır. Ama, kötü ekonomi, pandemi ağırlaşan koşullar, halkın sokak gücüyle hala ayakta. Bu deyişik denklemin çözümü de zor.

Tunus örneği, yeni sömürge koşullarındaki dyeişmez durumla sorunların aşılamayacağının br örneğidir. Ayrıca, itifaakların dahi oluşturulamadığı, dış müdahalelerin açık alanı haline gelmesi de hesaplaşmaları çok yönlü hale soktu. Seçilen başkanın meclisi kapatması, başbaknı görevden alması, baş savcı görevini de üstlenmesi gibi tek adam eylimi, ilerde çok soruna gebedir. Güç ile soruna yaklaşım popilizim adıyla örtülse de aslında faşizme giden yolun da açılma tehlikesinin ta kendisidir. Bakalım, Tunus bu karışıklıklarla nerelere dek gidecek?

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
240AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin