seçimlerBaşka bir Lefkoşa mümkün 2014"Söz sahibi olmak için bir başkaldırı"

“Söz sahibi olmak için bir başkaldırı”

Yeniçağ podcastını dinleyin

soz_sahibi_olmak_icin_bir_baskaldiri_h13672Gazeteci Kartal Harman’ın Genç TV’de hazırlayıp sunduğu “Ayaküstü 1 Saat” programının Pazartesi akşamki konuğu Yeni Kıbrıs Partisi’nin (YKP) Lefkoşa Türk Belediyesi Başkan Adayı Halil Karapaşaoğlu oldu. Karapaşaoğlu, Belediye Başkanı olması durumunda gerçekleştirecekleri projeler hakkında bilgi verirken, belediyenin mevcut durumu hakkında da eleştirilerde bulundu. Karapaşaoğlu, ülkenin ekonomik kriz ve siyasal yozlaşma içerisinde olduğunu ifade ederken, kendini toplum ile ilgili karalar veren siyasilere ve otoritelere müdahale etmek zorunda hissettiğini belirtti.

“Gençler geleceklerini göremiyor”

Ülkede birçok yolsuzluk olduğunu belirten Karapaşaoğlu, askerlik probleminden, ekonomik nedenlerden ve partilerin siyasal rantlarından dolayı insanlarımızın yurt dışına göç ettiğini söyledi. Karapaşaoğlu, ülkenin ekonomik anlamda bir kriz içerisinde ve siyasal olarak yozlaşma içinde olduğunu ifade ederken, ülkenin tüccarlarla birlikte bazı partilerin işbirliği içinde yönetildiğini vurguladı. Gençlerin ülkelerinde bir gelecek göremediklerini ifade eden Karapaşaoğlu, ülkede büyük bir umutsuzluğun hâkim olduğunu anlattı.

“Söz sahibi olmak için bir başkaldırı”

Siyaseti bir var olma biçimi olarak gördüklerini belirten Karapaşaoğlu, “Siyasi mevkiye gelmek istemiyoruz. Geleceğimize sahip olmak istiyoruz. Düşüncelerimizi, hayallerimizi, projelerimizi ortaya koyamıyoruz ve bu nedenle büyük bir sıkıntı içerisindeyiz” dedi.

Ülke gençliğinin bilimden sanata kadar bütün alanlarda umutsuzluk ve boş vermişlik içinde olduğuna dikkat çeken Karapaşaoğlu, Belediye Meclisi’ne 15 gencin aday olduğunu ve bunun söz sahibi olmak için bir başkaldırı olduğunu belirtti.

“Kurumları sorgulayabilecek tek organ basın”

Partilere bakıldığı zaman başkanlık kurumunun öne çıkarıldığını belirten Karapaşaoğlu, bunu medya sayesinde yaratıldığını ileri sürerek, karar merciin Belediye Meclisi olduğunu ve ancak ikinci planda kaldığını belitti. Karapaşaoğlu, partileri yalan söylemekle suçlayarak, demokratikleşmenin böyle olamayacağını ifade etti. Her sene seçimlere katılım oranının düştüğüne de işaret eden Karapaşaoğlu, insanların hayal ve umutlarıyla oynandığını, bunun ancak basın yoluyla değiştirilebileceği ve bütün kurumları sorgulayabilecek tek organın basın olduğu görüşünü ortaya koydu.

Mahalle komitelerinin kurulması

Katılımcı demokrasiyi ve katılımcı bütçeyi savunduklarını belirten Karapaşaoğlu, “mahalle komitelerinin kurulması” yönünde bir çalışmayı savunduklarını, insanların katılabileceği komitelerin kurulması gerektiğini belirtti. Bölgelerin sıkıntılarının bu şekilde belediyeye aktarılabileceğini ifade eden Karapaşaoğlu, tespit edilecek sorunların muhtar aracılığıyla da belediye meclisine taşınabileceğini anlattı. Karapaşaoğlu, belediyenin icraatlarının belediye meclisinin ürettiği kararlarla şekillenmesi gerektiğine inandıklarını belirtti.

“Kendi ayaklarımız üstünde durmalıyız”

Karapaşaoğlu, teslimiyetçi bir politika altında yaşamak istemediklerini ifade ederek, TC hibe programlarından, AB’den veya Amerika’dan para alarak proje gerçekleştirmek istemediklerini söyledi. Ülke siyasetinin teslimiyetçi bir politika üzerinde şekillendiğini ileri süren Karapaşoğlu, “Öz kaynaklarla kendi insanımızı harekete geçirmek istiyoruz” dedi.

Karapaşaoğlu, “Bu ülkenin özgürleşmesini istiyorsak, demokratikleşmesini savunuyorsak kendi ayaklarımız üzerinde durmaktan başka bir çaremiz yok” diye konuştu.

Toplum bilincinin sabit bir doğası olmadığını belirten Karapaşaoğlu, bu değişken yapının ekonomik ve kültürel ilişkilerle alakalı olduğunu, bunlara müdahale edilmesi halinde bir değişim yaratabileceğimizi belirtti. Karapaşaoğlu, kendini toplum ile ilgili karalar veren siyasilere ve otoritelere müdahale etmek zorunda hissettiğini belirtti.

“Adalet mekanizmasının çalışması gerekir”

Karapaşaoğlu, borçları üç şekilde yapılandıracaklarını ve bunların “bankalara”, “finansal kuruluşlara” ve “devlete” olan borçlar olduğunu belirtti. En büyük problemin hesap sorulmaması olduğunu belirten Karapaşaoğlu, adaletsizlik yapanların, hukuka aykırı davrananların yargılanmadığını savundu. Karapaşaoğlu, mahkemeye başvurarak, belediyenin ödeyebileceği bir şekilde borçların tekrardan yapılandırılmasını gerçekleştirmek istediklerini belirtti.

Adalet mekanizmasının çalışması gerektiğini belirten Karapaşaoğlu, yargı sistemini eleştirdi. Karapaşaoğlu, belediyede görev tanımlaması yapılması gerektiğini, hizmet satın almanın israf olduğunu ve mevcut belediye çalışanlarına görev tanımı yapıp görevlendirme yapılması gerektiğini kaydetti.

“Kriz döneminde bunların yaşanmaması gerekir”

Belediye Başkan maaşının 135 binden 170 bine çıkarıldığını belirten Karapaşaoğlu, Belediye Meclisi’nin buna itiraz etmediğini ve Mehmet Harmancı’nın bu konuyla alakalı “siz özlük haklarını savunursunuz, belediye başkanının özlük haklarını savunmaz mısınız?” dediğini belirtti.

Karapaşaoğlu, özlük haklarını savunduklarını, fakat bir kurum içerisinde mağdur çalışanlar var ise belediye başkanının maaşının artırılmasını onaylamadıklarını belirtti. Bu gibi konuların yeniden düzeltilmesi gerektiğini vurgulayan Karapaşaoğlu, kriz döneminde bunların yaşanmaması gerektiğini belirtti.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
217AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin