YKP Sekretaryası emek alanında yaşanan sorunlara dikkat çekti. Konu ile ilgili açıklama şöyle:

Sorun varsa çözülür. Çıkmaz ancak kafalardadır. On yıllardır sorunlar durur yenileri eklenir.

Asgari ücret uygulaması çok düşük orandadır ve emekçiler işlerini asgari ücretin çok altında çalışmaya hazır yabancılara kaptırmaktadır.

Ülkemizde kapitalist bir ekonomi anlayışı vardır. Ancak aynı zamanda asgari ücret zorunluluğu da vardır. Sendikal örgütle hak arama da anayasal bir hak haktır, sendikalarımız da vardır. Ancak uygulama o kadar edepsizce yapılmaktadır ki sendikalar asgari ücret denetimi yaptırarak üyelerini koruyamadığı için üye kazanacağına kaybetmekte olmasına rağmen başarısızlıkla suçlanmaktadır.

Devlet, çalışma dairesi memurlarıyla denetim yapıp uygulama yaptırımlarını becerememektedir. Siyasi iktidarın başındakiler bunu umursamazlar, utanmadan sendikaları eleştirmekten çekinmezler.

Bir yerde bir suç varsa oraya kum dökersiniz veya kar serpersiniz diye bir deyim vardır. İdari bilimler bu konuda asgari ücretliyi iş yerinde denetlemeye olanak sağlamak için işçi çalıştırılan tüm iş yerlerinde ücretini öderken eline bir alındı belgesi verme, iş yerinde bir bordroyu hazır bulundurma ve sosyal güvence kesintilerini güncel bulundurup tümünü denetim görevlilerine sunmak gibi saptamıştır. Bunlar serpilen kumlarla, karla temsil edilir. Ondan sonra da çalışma dairesi müfettişlerine denetleme programları ve konuları yazılı olarak sunulur, tümünün elinde yazılı olarak güncel bulunması emredilir de programlı olarak denetlenir. Çünkü çağdaş devlet halka hizmet için düzgün olarak memurları çalıştırma zorundadır. Halk da kamuoyu kanalarıyla bilgi alıp denetlemekle görevlidir.

Ülkemizde yabancı işçi sorunları yüzünden artan bir düşmanlık ve rahatsızlık yaşanmaktadır. Yabancı işçi çalıştırmanın zorunluğu tartışılır ama kaçak işçi durumuna düşürülen işçilerin bir kısmı yabancı bile değildir. Tüm kaçak işçilikle mücadelede iş yerlerine kum veya kar dökmekle temsil edilen önlemleri almakla başarılı uğraş verilebilir. Tüm iş yerlerinde bordro zorunluluğu, denetim için kurmay memur ve başarı göstergelerini sürekli izleyenlerin olması ile sistem tamamlanır. Kaçan olmaz veya çok az olur.

Bu sistemli çalışmayı sağlamayanlar çağdaş devleti anlamamıştır, anlamaya çalışmamaktadır veya istese bile ne yapacağını bilmeyen bir gafildir veyahut kendi çıkarına bakmaktadır.

YKP, bu böyle bir sistemi, kurmak, işletmek ve yabancı işçiler üzerinden düşmanlık yaratılmasına da engel olmak ve sendikalara üye olmayı yasal zorunluluk haline getirme gibi bir hataya düşmeden sorunları çözmek kararındadır. Sendikaya üye olmayanı çalıştırma yasağı olamaz, anayasa aykırıdır, ancak yabancı işçiler için sendika ile toplu iş sözleşmesi olmayan yerde çalıştırılabilir ancak ücret denetim komisyonu gibi bir komisyonun denetimi varsa işçi çalıştırılabilir kuralını uygulatmak olabilir. Böylece toplu sözleşme ve sendikasız işçi çalıştıran yerlerde de komisyon denetimi getirilmiş olur ve sistem birbirini tamamlar.

Bilelim ki yıllar önce Almanya ile Türkiye’nin işgücü antlaşmasında da bu kural vardı. Uydurma bir öneri değildir. Antlaşma süresince şikâyet de çok azdı, duyulmadı idi. Ama antlaşma süresi bitince Türk düşmanlığı Almanya’da da güçlendi.

Kıbrıs’ın kuzeyinde bu mekanizmaların hiçbiri çalışmadığı için Türkiye ile imzalanan ve dün meclisten geçen antlaşma bu yönü ile emek alanında çok ciddi sorunlara neden olacaktır.

Böylesi koşullar YKP, yürürlükteki İş Yasanın, meclisten geçen ILO sözleşmelerinin madde madde, tam ve eksiksiz uygulanmasını talep eder. Bunun için ilgili ve yetkilileri önlemler almaya çağırır…

YKP, bir kez daha Avrupa Sosyal Şartı’nın tüm maddeleri ile Kıbrıs’ın kuzeyinde hemen şimdi uygulamaya konulmasını talep ettiğini de hatırlatır…