yaklaşımlarÖzkan YıkıcıPandemi sürecinde Çin algısı - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Pandemi sürecinde Çin algısı – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Korona salgınının kabullenip gelişmesi üzerinden 1  yılı geçen süreç yaşandı. Bu krizin Çin ile başlaması ise ülkeyi hep tartışılan çeşitli yönleriyle de dünya gündemine taşıdı. Bir anlamda, Çin tartışmalarında bilgi ile algı ikileminin gayet net yaşatıldığı da yakalandı. Gelinen aşamada Korona salgınının en yaygın olup ölümlerin en yüksek olduğu ülkeler arasında Çin yok. Bir anlamda, Çin ilk olmasına ve en büyük nifusa sahip durumuna rağmen, Kovit19 salgınını şimdilik atlattığı izlenimi var. Ençok hala hastalığın sürdüğü ülkeler Amerika, Brezilya, Hindistan, Meksika ve İngiltere olarak devam etmektedir. Peşinden öteki Avrupa ülkeleri de gelmektedir. Yine de dünya kamuoyuna hep Çin suçlayıcı ve başarısızlıkları üzerinden probaganda yapılmaktadır. Daha önceki yazılarımdan birinde dünya Sağlık deyerlendirmelerinde Korona öncesi en sağlam sağlık merkezi ülkelerin şimdidlerde Koronayla birlikte çöküşü, buna karşın zayıf denilen ülkeler “Çün ve H.Kora” başta oluyordu” bunların başarılı oluşu da piyasa sektörel değerlendirmenin nedenli yanlışlar içerdiğinin praktik kanıtları olarak belirtim. Kısaca, hala Çin üzerinden olumsuzluklar algısına sarılıp batının muhteşem gelişimiyle de kıyaslattırılıp algı kuşatılmasına devam denilmektedir…

Korona salgınının ilk belirtileri üzerinden yaklaşık 15 aya geldik. Koronanın kabullenmesi ise yine bir yılı geçti. Hernekadar başlangıç Çin denildiyse de bazı bulguların daha önceden Avrupada görüldüğü de kanıtlarla açıklandı. Şimdilik, Çin paranoyasını aşıp da bu bilgiler genel deyerlendirme sıra yaratmaya konulmadı. Sonuçta, Çin önce tanımadığı, sonra kabullenip mücadeleye girişti. Bilinmeyenle karşılaşıp da sarsılmalar çelişkilerin de olmlası normaldır. Bunu büyük eleştiriyle yermeye dek taşımak da yanlıştır. Sonuçta, Çin raslayıp ülkesel tehlike olan Korona salgınıyla mücadelede tartışılmaz bir başarı öyküsüyle şimdilik mücadele rahatlığında. Yine de artık Kovit19 imkar edilmez verüs hastalığı olarak dünyada yaşamaya devam edecektir. Nedenlerinden önemlisi de insanlığın sermaye seçkisiyle yerlebir etmekte olduğu doğa katliyamlarının, iklimleri bozmalarının sonucu uüranılan mutasyondan kaynaklanmaktadır…

Aradan yıllar geçti, Aşı gibi konuda kapitalist öz sonucu kar paylaşım rekabti başladı. Buna dünya örgütlerinden devletelrine gücü olan katılıyor. Çin hakında oldukça deyişik algılarla küçümsetirmeğe, yaptıklarının bir bölümünü alıp başarısız hikâyelerle düzüp porbagandada sürdürülmektedir. Aslında, dünya kapitalist sistemdeki yeni ikilemin aynası halindedir. Başta Amerika olmak üzere batı Emperyalistlerin Çin kuşatma stratejisi sonucu, sağlık alanında da Çini çökertme hamlelerinin bir parçası parçası olarak sürddürülmeye uğraşılmaktadır. Algı ile bilimin, probaganda ile gerçeğin birbirine karıştığı süreci  yaşamaktayız….

Bu alanda önemli siyasal kurguların algısalaşmasında önemli katgıları vardı. En önemlisi, Doksanlar sonundaki Çin stratejilerinin etkileridir. Batı girilen Neolibral krizin çıkıllamaması sonucu, yeni alan açma adına Çin ve Hindistan planları yaptılar. Hindistan ve Çin sermaye yerleşmesiyle oluşacak büyük orta sınıfla Neoliberal finansman tüketim krizini aşmaya uğraşmaya başladılar. Bir anlamda, Çin ve Hinsdistan Yeni sömürgeleştirilerek, orta sınıf oluşarak tüketim piyasasını rahatlaytıracaktı. Üstelik özellikle Çinde çok büyük uucuz emek de mevcutdu. Nitekim algıyla da hep Çinin geri kalmışlığı ile sömürge algısını ve kalitesiz ürünle piyasada güçlenmesini engeleme probagandası da tutuyordu.

Halbuki batı Emperyalistlerin önemli yanılgısı vardı. Çin sömürge deyil, devlet kapitalizme yönelen ve  ÇKP denetimli devlet yapısına sahipti. Sadece ucuz emek deyil, gitikçe biriken teknolojik gücü ve kamusal alan kontrolü vardı. Bu iki nokta, Çinin gelen sermayeyi denetlemesi, kontrol etmesi ile kendi teknolojik bilgi birikimini kulanıp yapısal devlet eksenli durumunu kuvvetlendirdi. Sermaye hareketlerini denetleyerek gelişitirdi. Korkut Boratavın özetlediği gibi: “Batı sermaye eksenli piyasa modeliyle hareket ederken, Çin ÇKP kontrolunda yönetiliyordu”. Bu adeta Çin farklılığının da temel noktasıydı. Giderek, pandemi süreçlerinde Çin ÇKP kontrolunda krizi yönetirken, batı sektörel sermaye bakışıyla ele <alışının da farklılıkklarını yaşadık. Bir anlamda,Çin yeni sömürge ülke diye algılatılırken, şimdi kuşatılıp kontrol altına alınacak güç olarak karşı eksene konuldu. Rekabetin ikileminde konuldu.

Genelikle Çin hep kalitesiz, sahte ürün yapmakla suçlandı. Bazen tekel karı gizlensin diye yapılırken, bazen de çok yönlü Çin bakışının ekonomik konunu görmezden gelindi. Örneğin, Çin de deyişik kalitede ürün üreterek basitden oldukça deyerli ikilemleri pazarlarken, kimisi de hem ucuzu alıp hem de pahalı satarak karı yükseeltme alıcılar da buldu. Bu bilgisizlikte, Çini gerektiğinde kötüleme algısına dek getirdi. Aslında, Çin kendini sömürgeleştirmek isteyenlerre, emeklerini kulanıp krizi ötelemeye çalışanlara, kendini tanımlayamadıkları için, birikimini kulnanıp, devlet denetimini de uygulayarak, yeni Çin modelini Kapitalist dünyada gösterdi. Şimdi, Devlt Kapitalist Çin ile Neoliberal batı yeni rekabet ile karşı karşıya gelmektedir. Daha da garibi, Çin piyasa serbesliğinin devamını savunan devlet konumuna geldi.

Bunları bilince, son aşı uygulamalarından tutun, dünya rekabet ticareti sorunlarına bakınca, birçok konuda olduğu gibi batılı sermaye kesiminin herşeyi kendi çıkarıyla yorumlama sonucu, Çinin gerçeğini de göremediklerini ve yanılgıların da olduğunu defalarca tanık oluyoruz. Ucuz tek sömürge emek modeli Çin yerine, şimdi düşman algılı ticaret rekabetçi Çin aşamasına geldiler. Tıpkı zamanında gelmekte olan Neoliberal ekonomik krizleri öngörmeme gibi….

Çin bir anlamda, son pandemi süreciyle kendini idare etme konumyla batı ekonomik büyümede negatif olurken Çin Y.3  cıvarında büyüdü. Yine Çin Korona mücadelesiyle rakiplerinden daha başarılı olduğunu da kanıtladı. Aslında, Korona olayında kamusal sağlık sistemlerinin sağlık sektörlerinden çok daha iyi sonuç aldığı da tartışmasızdır. Hatırlayın, Batı Avrupalı bazı ülkelerin halkı kendi AB doktorları yerine Kübalı ve Çin doktorları istiyorlardı. Tüm bunlar bize net şu gerçeği kanıtlıyor: Çin ÇKP gerçeği ile yaşamını sürdürürken, batı sermaye çıkarlı davrandı. Bu ikilem, pandomi krizinde de tekrarlandı. Sonuç ortada. Ama algılar da probaganda operesyonunda uğraşmaya devam ediyor.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
236AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin