yaklaşımlarÖzkan YıkıcıMadrid rüzgarlarından NATO - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Madrid rüzgarlarından NATO – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Haziran Nato zirvasi canlı geçti. Türkiye isveç ve Filandiya mutabakatı, Anastayadisin Erdoğan sohbeti, Baydının hamleleri ve en sonda yayınlanan yeni Nato stratejik belgesi, alışılmış Nato zirvelerinden daha zenbin konuşulan konularla doluydu. Belkide en önemlileri gözden kaçırıldı. Herkes, işine geleni aldı. Türkiye iç politik kulanımdaki mutabakatı zaferle ilan ederken, Baydın hamleleriyle Natonun merkezi olduğunu yeniden kanıtlıyordu. Gözden kaçırılan nokta, isveç Filandiya üyeliğinibn özüydü. Odaklanma türkiye engeleme modunda oluyordu. Oysa isveç Filandiya üyeliği oldukça önemliydi. Özellikle Kuzey Kutbundaki buzul erimesiyle açılan alanların Rusyaya kaptırılmama stratejisi pek de konuşturulmadı. Bunu daha bilimsel yaklaşan siyasal kesimler zancak konuştu. Ayrıca, ilgili üyleikler resmen genel stratejideki Rusyayı kuşatma planının da önemli hamleleriydi. Rusyayı kuşatıp etkisiz kılma böylelikle kuzeyden de çevrilerek alan daraltılıyordu. Oysa gündemde Türkiyenin pazarlıkj politika tartışmlalarıyla gözden kaçırıldı.

Son Madrit zirvesi zengin gündemleşmelerle geçti. Bu son açıklanan otuzların planlamalarıyla tamamlandı. Şimdiden net olan, askeri gücün epey artırılacağı, Rusya kuşatma hamlelerinin alevleneceğini gösteriyor. Kuşatma hareketiyle Rusyaya komşu ülkelere ABD askerleri de yerleşecektir. Bu arada sosyaldemokratların bağımsız model isveç ve Filandiyası ise şimdi Natoya teslim olup militarizimle birlikte yeni rollerine dönüşmeğe başladılar. Bunlar kısa zaman sonra tartışmanın ötesinde gündem belirleyecek gelişmelerdir. Bir de Madrit de Kıbrısla alakalı bir fotoğraf çıktı. Nato üyesi olmadığı ama Tüm Nato oyunlarıyla şekillenen Kıbrıs cumhur başkanı Anastasiyadis ile Erdoğanın görüşmeleri haberiyle birlikte geldi. Bu bir ezberin yeniden bozulmasıydı. Kıbrısta Türkiye hamleler yaparken, iki devletli hamasilik uçuşurken, bu görüşme, en azından  tanımayız denilen tutumun nedenli yanlış olduğunun tekrar tekrar yaşanmasıydı.

Ben daha toplantı başlamadan, Erdoğan kesin ifadeleri yüksek sesle tekrarlarken dahi, bunun olmayacağını söyleyenlerden birisiydim. Nitekim, Nato toplantısı öncesi daha konferans yapılmadan, Mayıs ratyo ve tv prokramında, bana sorulduğunda, net ifadeyle “isveçve Filandiya natoya üye olacak” yanıtını verdim. Çünkü tarihi Nato gerçeğini gayet iyi biliordum. Türkiye Nato ilişkilerini ve neden engel olamayacağını birçok örnekle de yaşayarak tanık olma birikimim vardı. Tahminimde de yaanılmadım. Yanılmadığım başka bir gerçek de Natonun merkezindeki Baydın gerçeği idi. Yaptığı müdahalelerle Türkiye isveç ve filandiya durumunu çözdü.Yeni stratejik belgeği sancısızca kabullendirdi. Avruppaya yeniden Amrikan gücünü artırdı. Rusya kuşatmasını derinleştirdi. Anbargoları artırdı. Bunlar bir anda peşpeşe gerçekleşti. Bize yeniden ezberletilmek istenen değil gerçek Natoyu yeniden sundu. Öyle demokratik özgürleşme değil de emperyalizmin askeri saldırgan kurumu oluşunu kararlarla kanıtladı. Nitekim hiçbir otoriter Nato üyesine laf bile söylenmedi. Tüm güç rekabet eksenine konulan devletlere yönlendirildi. Halbuki hala bu gerçeklere karşın Natonun demokratik yönü ezberi hala söylenmektedir. Buda kolay aldatmacanın ta kendisidir. Hele artırılan militarizim, yoğunlaşan askeri makinenin işletilmesi ve faşist hareketlerin yükseltilerek hegemonya mücadelesine girişmek, hala anlamayanlara, atılan yanıt tokatıydı.

Ne gariptir ki bu planlar tutuyor. Karşılığı oluyor. Taraftar buluyor. Nato karaarlarını emperyalist eksenle değil de doğru eksenle kavrayıp yorum yapan çok çevre vardır. Öyle ki Sosyaldemokrat ve Yeşiler hareketleri dahi militarizmi, savaşı savunur çizgisinde kendilerini buldu. Kıbrıslılar ise hala ders almadılar. Nato oyunlarıyla adanın hali ortada. Hatırlayanlar hala vardır sanırım: Özal Amerikaya Kıbrıstan asker çekmeği söyleyince, o  dönemin ABD dışişleri ve savunma bakanları Özala Kıbrısta olmasının Nato gereği olduğunu hatırlatıldı. Kıbrıstan çekilme karşısında, kendilerine haber verilip yerine başka askerler yerleştirileceği söylendi. Bu Natonun Kıbrıs gerçeği için canlı kanıtlarla belge olarak da yayınlandı.

Kısaca, nato Matrit zirvesi sonlandı. Çekilen resimlr güler yüzlü. Erdoğan ve Anastasiyadisin dahi resimleri sevimli, Bir kandırmaca medya fotoğrafı çekildi. Ama kararlar, önümüzdeki günlerde oldukça yakıcı. Belli ki Rusya kuşatması hızlanacak. Militarizimle faşizim de yükselecek. Herkes iç politikasında kulanacak mavzemeği de buldu. Bunların başındaa da Erdoğan olacak. Şimdiden zafer ilanları başladı. Ama algı ile gerçek arasında da uçurum çok. Gerçekten uzaklaştıkça, tehlikeli mayın alanında da kaybolma olasılığı da yüksek. Bu Nato zirvesi, belli ki son yıllarda gördüğümüz, yaşadığımız toplantılardan önemli farklılıkları var. Stratejik hedefler somut. Buda kriz ve savaşla besleneceği kesin. Timsahın beslenip tehlikeli hale gelmesi gibi olacak. Bize de resim ve algılarla oyalanmak kalıyor.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
216AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin