YKP Sekretarya üyesi Alpay Durduran son siyasal gelişmeleri değerlendirdi. Açıklama şöyle:

Sanki emrinde uçak gemileri, denizaltılar, uçaksavar ve denizaltılar var, savaşacak bol asker ve masraflar için de bol para var, Yavuz araştırma gemisinin denizimize gelmesine memnun olmuş; “denge kuruldu” buyurdular! Artık Rum Yunan ikilisi karşılıksız atıp tutamayacak Kudret de tüm kudreti ile oyuna katılabilecek. Bu inancı tüm duygularıyla yansıtıyor.

Gelecekleri varsa görecekleri de var havasını tüm diplomatik bilgi ve becerisi ile yansıtıyor.

İsteyen akademik becerisini kullanıyor desin ama onu seyretmekte olan bir sosyal medya var. Türkiye ile en ufak ihtilafı olabilecek olsa koca bir halk kitlesi ve belki Kudret’in devre arkadaşları yakıştıramasa gırgıra alacaklardır. Ancak öyle bir şey olmadı. Onun için emin olmalıyız ki Türkiye adına da o meydan okumayı yapmıştır. Ancak İş ciddiye bindiğinde Türkiye’deki tutuklu Amerikalı Papaz evine dönebildi idi. Şimdi AB de işe karıştığına ve kolektif bir karşılık düşündüğü açıklandığına göre Kudret’in çok hukuki kudrete ihtiyaç duyacağı ve ateş gücünden fazla yararlanamayacağı düşünülebilir. Ancak ağzından hukuk ve barışçı çözüm arayışı hiç duyulmadı. Etrafa bizimle anlaşırsanız daha fazla MEB alanı almanıza yardımcı oluruz diyerek çıktılar ve Kıbrıs’ın diğer yarısına hak iddia edebileceğinden çok azını uygun buldular.

Okullarda dış politikayı başkalarını kazıklama sanatı olarak öğrenenler hak ve adalet aramaz. Bir zamanlar Türkiye’nin tek siyasal bilgiler üniversitesi olan Ankara’da okutulan devasa kitaba bakın ve eski dışişleri bakanı Davutoğlu’nun Stratejik Derinlik’ine bakın şimdiki Kıbrıs politikasını “sorun çözmeme ustalığı’nın bir sonucu olduğunu herkes anlar.

Şimdi ustalıkları ayaklarına takılacak. Kudret “Yavuz gemisiyle denge kuruldu” dedi. Yani Kıbrıs’ın içinde birbirimize girdiğimizi müjdeledi! Malum bir lafı da “masada olacaksınız yoksa menüde olursunuz”’dur ya kavgaya devam ya da masada meze olmak kaderimizmiş.

Bunun övünülecek veya özenecek tarafı mı var? Halkımıza barış içinde refah için çalışma yerine saldırganlarla denge kurup didişmek mi düştü?

ABD, AB, İngiltere, Rusya gibi uluslar arası güçler ile Mısır, İsrail, Yunanistan, Suriye ve Lübnan gibi tüm komşu devletler ilgili uluslararası hukuku okudular ve Kıbrıs Cumhuriyeti’ne hak verdiler ama iddialarının haritasını bile yayımlamadan Türkiye hepsini haksız ve düşmanca tavır içinde olmakla suçladı. Bunu da bizim adımıza yaptı.

Bazı ülkeler yurttaşlarına Kıbrıs’a gitmeyin savaş kapıda demeye başladı ama bize tehlikeli mecralara yöneliyoruz diyen yok. Ya Kıbrıs’ın deniz hak alanının %65i Türkiye’ye verilmek isteniyor iddiası da doğru ise halimizi kime anlatacağız! Maraş VAKIF MALI İMİŞ peki Kıbrıslı Rum’un denizde de hakkı kalmadı mı?