arşivUlus IrkadKıbrıslı Türklerin zor zamanları - Ulus Irkad
yazarın tüm yazıları:

Kıbrıslı Türklerin zor zamanları – Ulus Irkad

Yeniçağ podcastını dinleyin

Kıbrıslıtürkler bir toplum olalı beri belki de şimdiki gibi bu kadar zorlukla karşılaşmamışlardı tarihlerinde… İşin tuhafı şu anda Kıbrıslıtürklerin oy verip de seçtikleri insanlar onları başka bir devletin egemenleri ile işbirliği yaparak yok etme yolundadırlar. Daha önce de yazmıştım. Örgütlü toplum kuvvetli bir toplumdur ve böyle toplumlar yokedilemezler. Asıl yok olan toplumlar umutlarını gelecek için kaybeden toplumlardır. Victor Frankle bir psikolog; ama bu psikolog İkinci Dünya Savaşı sırasında yakalanarak ailesi ile birlikte Austwich Kampına konmuş. Orada aynı ırktan (Yahudi idi) olan yaştaşları gün be gün fırınlara konup da yakılırken, Victor Frankle umudunu hiç kaybetmemiş ve mücadeleye yani yaşamaya ve ayakta kalmaya devam etmiş. Mesela umudunu hiç kaybetmemiş. Çok ama çok umutsuzluklar arttığında yapacaklarını düşünmüş. Bitmeyen araştırmalarını, bitmeyen makalelerini ve yazacağı kitaplarını düşünmüş.  Etrafındaki insanları gözlemlemiş Frankle, tutsaklık yaşamı boyunca. Fırınlara girmeyip de devamlı umutsuzluk içinde olan arkadaşları eğer umutlarını yitirmişlerse en erken onlar ölmüş. Bu yüzden Frankle zaten bu deneyimlerinden ötürü ölümü de umutsuzluğa bağlamış ki oldukça haklıydı. Gene Austwich’de aç bırakıldıkları için insanların devamlı akıllarında yemek olduğunu söylüyor yazdığı kitabında. Ve gene bu açlığa karşı umudunu yitirmemiş Frankle. Tutsaklığı sırasında tutsaklarda umutsuzluktan ötürü intihar olayları olmuş. Bu intihar olaylarının da umutsuzluktan ötürü olduğunu söylüyor kendisi.

Frankle,  Austwich’te uzun bir dönem kaldıktan sonra kurtuluyor. Bu süre içinde aynı kamplarda hamile hanımını, ailesini de yitirmiştir. Fakat buna rağmen hayata olan bağını kaybetmiyor. Kurtulduğu gün kampın etrafında hiçbir Nazi askeri kalmamıştır. O ise kamptan çıkarak tutsak elbiseleri ile upuzun ufuk çizgisine kadar yürümek ister. İşte bu ufuk çizgisine yürürken, kendi düşmanlarını, kendisine eziyet yapanları da affetme duygusunu elde eder. Ona göre uygar ve çağdaş insan kin tutmamalıdır. Bu yüzden kin ve nefreti bu yürüyüşü sırasında silmeyi kararlaştırır. Kin ve nefreti siler ama umudu silmez aklından.Devamlı bir umut içindedir. Yazacağı kitaplar, yazacağı makaleler onun için bir umuttur ve onu ayakta tutan da bunlardır. Sonra yalnız başına ABD’ye gider ve 1945 sonrasında gene evlenip bir hayat kurar. 90’lı yaşlara kadar yaşayan Frankle için hayat hep umutla ayakta kalınacak bir nesnedir. Psikolojik hastalarına da hep bu özgüveni verir ve hep başarıya ulaşır. Umut fakirin ekmeği değildir ona göre. Umut yaşamanın sırrıdır  ve oldukça haklıdır.

Kıbrıstürk toplumu da umudunu yitirmeden yaşamaya bakmalıdır. Israrla umutla yaşamalıdır Kıbrıstürk toplumu da. Geleceğin kendisi için olduğunu gelecekte de mutluluk olduğunu bilmelidir. Hayat sadece yenilgilerle dolu değildir. Hayatta elbette yenilgilerden sonra yenile yenile galibiyetler de vardır. Zaferler de vardır. Yeter ki bir gaye ve bir amaç olsun ve bilinçli bir şekilkde mücadele edilsin. Viktor Frankle’a göre ölümle karşılaşanlar da hayatta umudu yitirenlerdir. Umudu olanlar ve yaşamak için bir amacı bir gayesi olanlar ısrarla hayatta kalmakta ve yaşamaktadırlar. Elbette hayatın sonunda bir ölüm nedeni vardır ama vakitsiz ölümü istemek de aslında umutsuzluğun bir nedenidir. Kıbrıstürk toplumu beş yüz yıldır bu adada yaşamaktadır. Beşyüz yıldır bu adada çok olumsuzluklarla karşılaşmıştır bu toplum. Ama birgünden bir güne umutsuzluğa kapılmamıştır. Şunu da düşünmek lazımdır. Her doğan güneş ve her yeni bir gün aslında tekrar hayata gelmektir. Üstümüzdeki sorunların aslında geçici olduğuna inanacağız ve güneşin doğacağı ertesi gün tekrar hayata yeni bir doğmuş insan olarak geleceğiz. Örgütlülüğümüzü ve umudumuzu yitirmeyeceğiz. Evlatlarımızın mutluluğunu görmek, bağımsız ve sorunsuz olacağımızı  ve de mutluluğa erişeceğimizi umut etmek bizi hayata bağlayacak. Şu anda Kıbrıslıtürk toplumunun içinde bulunduğu durum sadece bir kabustur. Bu kabustan kurtulmak için umudumuzu kaybetmeyecek, örgütlenecek ve ne istediğimizi bileceğiz. Her zor şartta da direnecek ve hayatta kalacağız. Örgütlü olacağız. Haklarımızı kolayca vermeyeceğiz. Direnecek ve  hayatta kalacağız. Kıbrıslıtürkler nice savaşlar, nice çarpışmalar ve nice zor anlar geçirmişlerdir. Hiçbir zaman umutlarını yitirmediler. Gene direnecek ve gene kazanacaklar.

Başka alternatifleri de yok zaten. Kazanmaktan başka bir alternatifleri yok başka…

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
236AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin