arşivUlus IrkadBabamın Klerides’e yazdığı mektuplar; Murad Özad, Klerides ve Kaymaklılı - Ulus Irkad
yazarın tüm yazıları:

Babamın Klerides’e yazdığı mektuplar; Murad Özad, Klerides ve Kaymaklılı – Ulus Irkad

Yeniçağ podcastını dinleyin

ulus1974 Savaşı bir fırtına gibi geçmişti Kıbrıs’ın üzerinden. Bu savaşta birçok arkadaşımızı, birçok tanıdığımızı, dost ve akrabayı yitirmiştik. Savaş sonrasında Baf düşmüş, EOKA B ve Yunan Ordusunun eline esir veya tutsak düşmüştük. Yapılanları burada yazmak istemem. Bu yapılanlar sadece bize de yapılmadı elbet. Bütün Kıbrıs halkları acı ve zarar gördü bundan. Savaş sonrasında, hele ölüm tehlikesini de atlattıktan sonra bu defa başka ihtiyaçlar da ortaya çıkmaya başlamıştı Baf’ta. Ama öncelikle pek tabi ki yönetim işleri askeri merciye bağlandığından ötürü ve de İkinci Harekat sonrası Kıbrıslıtürklerin tüm askeri personeli, komutanlar da içinde olmak üzere Yeroşibu kampına götürülünce, en başta Murad Hüsnü Özad ve Necmi, İmamoğlu Beyler, ki bu iki kişi sivil işlerde sorumluydular. Necmi Bey daha fazla kaymakamlık işleriyle sorumluyken, Murad Dayı ise sosyal yardımla ilgileniyordu, yönetim işlerini mecburen devraldılar. EOKA B gibi faşist bir örgütle muhatap olan daha fazla Murad Dayı yani Murad Hüsnü Özad’dı. Murad Dayı’nın daha fazla İkinci Dünya Savaşı’ndan ibaret bir tecrübesi vardı . Hatırladığım kadarıyla İkinci Dünya Savaşı sırasında Stalag esirliğinden sonra İngiltere’de kalıp bir müddet memurluk yönetimi ve uygulanması üzerinde epey de kurs görmüştü. Tabi bu arada Murad Hüsnü Özad’ın bir de Clerides’le Stalag’dan kaynaklanan bir arkadaşlığı olmuştu. Murad Hüsnü Özad, İkinci Dünya savaşı’nda Yunanistan dağlarında Nazilerle çarpışırken esir düşmüş ve Çekoslovakya’nın Stalag kampına dört bin esir Kıbrıslıtürk ve Kıbrıslırum’la birlikte götürülmüştü. Hamburg üzerinde uçağı düşürülen genç hukuk öğrencisi Glafkos Clerides de bir müddet sonra aynı kampa getirilmişti. Kemal Susuzlu ve Murad Hüsnü Özad adlı iki Baflı Kıbrıslıtürk, lideliğini tuttukları kampın esaret altındaki liderliğinden ayrılıp liderliği ona devteretmişlerdi. Özad’la Clerides burada en az dört yıl birlikte yaşadılar. Dostlukları bu yüzden oldukça derindi. Kıbrıs’ta 1974 , 15 Temmuzunda, Makarios’a yapılan darbe sonrası, Samson Birinci Harekat sonrası Cumhurbaşkanı ilan edilmiş ama daha sonra tüm uluslararası hukukta meşru bir devlet görevlsi sayıldığından ötürü, Clerides cumhurbaşkanlığına vekalet etmeyi üzerine almıştı. Tabi Cenevre Görüşmeleri sonrasında arkasından İkinci Harekat gelmiş ve Faşist EOKA, bu arada Baf’ta ve birçok yerde katliamlar da yapmıştı. Bu katliamlara misilleme de muhakkak Türk tarafından geldi ki İkinci Harekat sırasında maalesef Kıbrıs’ta çok kan aktı.

Pek tabi ki bu acılar yaşanırken Baf’ta başka ihtiyaçlar da ortaya çıkmaya başladı. Murad Hüsnü Özad’a ve Necmi İmamoğlu’na yardımcı olan memur ve öğretmenler de bulunmaktaydı ama yüzlerce çocuk bu arada okullar kapalı olduğu için sokakları doldurmuştu. Babam bu arada babaları veya kocaları esir alınıp Yeroşibu Kampı’na götürtülen asker ikomutanların ve polislerin eşleri ve çocuklarına, babalarının veya eşlerinin yanına dönmeleri, bu çocukların sokaklardan kurtulması için Cumhurbaşkanlığına vekalet etmekte olan Sayın Clerides’e devamlı dilekçe göndermekte ve yardım istemekteydi. Babam Hüseyin Irkad , Sayın Clerides’e yazmış olduğu bir mektupta şunları belirtiyordu:

“Savaş sonrası rehinelere ve mahkumlara dönüştürüldük. Baf’a gelmesi planlanan liderlerin ziyareti şu anda gerçekleşmemiştir ama biz hala daha rehineler ve mahkumlar gibi yaşatılmaya devam ediyoruz. Bu arada hastahanemiz tam müteşekkil çalışmadığından ötürü son zamanlarda sağlık koşullarından ötürü birkaç insanımızı yitirdik. Kıbrıs vatandaşları olarak sağlık ve eğitim ihtiyaçlarımız giderlilmemektedir ve bu ihtiyaçlarımızı gidermek sizin de sorumluluğunuzdadır ve bu bizim insan haklarımızdır. Kuzey’e geçip, bu yerine getirilmeyen ihtiyaçlarımızı gidermek ve de sokaklardaki çocuklarımızı toparlamak mecburiyetindeyiz.Bu arada bu çocuklarımız maalesef kötü koşullardan ötürü cahil kalıp kapkaranlık bir gelecekle karşı karşıyadırlar”

Bu mektubun etkisinden olacak ki Baf’taki koşulları görmek için Sayın Clerides ve Sayın Denktaş 1975 yılının Mart ayında Baf’a gelirler. Denktaş’ın yanında Hüseyin Pof ve gazetecilerden de hatırladığım kadarıyla Halil Kaymaklılı bulunmaktaydı.Babam devamlı Clerides’e Baf’taki kötü koşullar dolayısıyla mektup gönderdiğinden dolayı Clerides babamla da tanışır ve o gün birkaç aile Clerides ve Denktaş’la birlikte derhal Kuzey’e gönderilir. Daha sonra ise biliyorsunuz , Güney’de kalan çoğu Baf dolaylarından en az onbeş bin Kıbrıslıtürk Güney’e geçmiştir. 1975 yılının Ağustos ayında Güneyde Kıbrıs tüümüyle Kıbrıslıtürkler tarafından tamamıyle boşaltılır.

Babam, 1980’li yılların ortalarında Mağusa Kaymakam yardımcılığından emekliye ayrılarak bir müddet Sema İçki Fabrikası’nda muhasebecilik, bir müddet de Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde öğretim görevliliğinde bulunur. Daha sonra 1993 yılında kalp krizi geçirir ama yaşamına artık kalp hastası olarak 2004 yılına kadar devam eder. 2004 yılında ise ani bir kalp krizi ile yaşama veda eder. Bu arada Halil Kaymaklılı da muhabirliğine son 20 sene öncesine kadar devam etmiştir. Halil Kaymaklılı, babam ölmeden sanırım Clerides cumhurbaşkanı iken, onu ziyaret eden ve ropörtaj yapan gazeteciler grubundaydı, Clerides, Denktaş’la, Baf’a ziyaretlerini hatırlayacak ki babama birkaç defa selam gönderir Kaymaklılı aracılığıyla. Babam, 2004 yılında, Bafliıların korkusuz lideri Murad Hüsnü Özad geçen sene, Kaymaklılı birkaç gün önce ölüp gittiler. Kısa bir süre önce de Clerides ölüp gitti. İşte yazılmasa bilinmeyecek olan birkaç anı ve hatıra. Murad Dayı muhakkak o günlerde Clerides’in de dostluğuyla bir bakıma cesaret alarak Baflıların liderliğinde tutundu. O kriz dönemlerinde dostlukların oldukça büyük bir önemi vardır.

Şimdi artık yaşamayan Baflıların bu anılarını ben size yazmak mecburiyetinde bulunuyorum. Kaymaklılı da bu anıların bir parçasıydı. Halil Kaymaklılı’yi 1963 sonrasında tüm kazalarda ve tüm olaylarda, Kıbrısıtürklerin çoğu tanımıştı.

Tüm yitirilen bu Kıbrıslı figürlerin anısı önünde saygıyla eğiliyorum…

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
236AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin