YKP Sekretarya Üyesi Alpay Durduran, Akıncı’nın son açıklamalarını değerlendirdi. Alpay Durduran’ın açıklaması şöyle:

Halkımız her şeyden önce içinde yaşadığı “KKTC” gerçeğinin ortada olduğunu duymanın neden sırasının geldiğini düşündüğünü Akıncı için sorgulamalıdır. Çözüm bulunamadı ise elbette daha çok çalışmak gerekir ama ‘KKTC vardır ve var olmaya devam edecektir’ diyenlerle beraber ‘KKTC gerçektir’ demek ne demektir? Görüşmeler durdu duralı ‘artık işimize bakmalıyız’ demek ‘elini tutan vardı’ demek gibi bir saçmalık ama Türkiyeli bakanlarla beraber ‘artık işimize bakma zamanı, görüşmelerle zaman yitirilmemeli’ gibi sözlerle laf sokuşturmalar neyi anlatıyor? Bu soruları sormalı ve değerlendirmelidir.

Görüşmeleri dış güçlerin arzuları yönünde karşı tarafı suçlatmak için yaptıkları iddiamız doğru ise şimdi halkı kendilerini kusurlu görmemesi ve Rum tarafının çözüm için kabul edilebilecek bir noktaya asla gelemeyeceğini kabul etmesi için etkileme çabasındadırlar. Onun için çözüm umudunu kaybedip susmasını sağlamak istiyorlar.

KKTC’den vazgeçin diyen varsa anlaşma yokken hangi kurallara göre Kıbrıs birleşecek? Akıncı söz söylerken bunu yanıtladı mı? 1975’te her ilgili BM kararını kabul etti ve Kıbrıs’ta iki tarafın da kabul edeceği yeni bir anayasal düzen kurulsun maddesi oy birliği ile geçti.

Madem Kıbrıs sorunu çözülmedi başka iş yapmak yok diyen mi var ki o sözleri söylüyorlar. Kıbrıs işleri bakanı da öyle deyici oldu; neden?

BM taraflara çalışma gurupları kurup iç ve dış güvenliği federal devlette nasıl sağlayacağınızı formüle edin ve hazır olduğunuzu bize bildirin görüşmeleri başlatalım dedi. Ne çalışma gurubu var ne de formül. BM genel kurulu çalışmaları diye New York’a yola çıkarken güvenlikten vazgeçilemez demenin anlamı ne? Anlamını çöz ve çözüm formülü bul diyen BM’ye ziyarette sen bul mu diyeceksin?

Ağızlarında ‘artık başka işe bakacağız’ tehditleri ve daha çok iç işlere maydanoz olma çabaları ama netice hiç! Paraya başkası sahip, yetki başkasında, kurumlar TC’li bürokratlara emanet ve üç yıllık kamu hizmeti sosyal, ekonomik ve kültürel işbirliği protokolleri ile ihale edilmiş ama artık işlerine bakacaklarmış, görüşmelere umut bağlanacak değilmiş.

Bu oyunu görmek gerek ve artık aldanmamaya bakmak gerek.