yaklaşımlarÖzkan YıkıcıYanlışlarla koşullar ve gerçekler – Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Yanlışlarla koşullar ve gerçekler – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Mayısın ilk haftasını hem dünya hem de çevresel olarak oldukça yoğun geçirdik. 1  Mayıs gerçeklerinden başlanıp Venezuela darbe girişimi ve peşpeşe gelen ekonomik göstergeler, mesaj olarak oldukça çeşitlemelerle yüklü aya girdiğimizin kanıtlarıydı. Şimdi Pazar ikindisinde Mayısın ikinci haftasına girmeğe saatler kaldı. Peşinen daha ilk Pazartesi ile değişken gündemlerle karşılaşacağız. Devrimcilerin idamı ve TC YSK karar beklentileri, karşımıza Türkiye gerçeğini tarihi, siyasal ve ekonomik üçkeniyle sergileyecektir. Ben yazıyı yazarken, aylardır tartışılan, başlangıçları dahi olay olmaya aday, seçim günleri de bolca itiraz ve tartışmalarla Türkiye adı yerel fakat yükü geneli de aşan seçimler, hala sonlanmadı. Seçim sonuna uzatılarak “itirazlı” iktidar kısgaçlı zaman akmaktadır. YSK resmen Erdoğan tarafından tehtid edilerek İstanbul seçiminin yeniden yapılmasını dayatmaktadır. Garip, tuhaf ve resmen saçmalıkları da hafif brakan itiraz gerekçeleri oluştu. Kelimesi söylenip içeriği konulamıyan veya ayni zarfa atılan oydan ikisine kabul birine itiraz etme tutarsızlkları artık zamana yağılınca da normaleşti. Pazertesi YSk açıklaması bekleniyor. Yaratılan gerilim ve ayrışma, sonuçta siyasal ve ekonomik mutlaka depremler tetiklemeye adaydır.

Yine Pazartesi, Tarihi 12 Mart darbesinin idam etiği Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin inanın da  yıldönümü olmaktadır. YSK karar açıklaması ve tarihi idamların çakışması ise konuşulacak eğer olanak olursa, belekler zorlanırsa, çok laf vardır. Tüm bunlar olurken, Türkiye hem hala seçimin kısgacından çıkamazken, ekonomik göstergelerin onca oynamalara rağmen kötü çıkması, dış politikada Sudan ve şimdi Lipyada da Müslüman kardeşli eksenin darbe alışları yaşanırken, sanki bunlar yokmuşcasına K. Kıbrıs Türkiyeye bakarken, protokolun imza sırasında sabırsızca bekliyor! Buda Kıbrıs paradoksal ironinin artık acayipliğine de az gelen gerçeğidir. Ama, koşullar da yanlış olsa da böyledir.******

Galiba bazı önemli ilkeleri veya insanların doğru düşünmeleri için gerekli olan koşulların birkaçını yeniden yazıp, koşul ile gerçek uçurumuna aydınlatma getirmek şart oldu. İnsanlar gelişmeleri özellikle haberlerden alır. Hani 3  Mayıstaki Basın özgürlük gününün de anlatım anlamı da buydu!Demek ki yaşananların anlaşılmaması ve tam aksi hareket etmenin önemli durumları vardır.

İnsanlar haberlerle öğrenirler. Demek ki habercilik önemlidir. Ozaman, insanın haberlerden doğruları öğrendikten sonra bilgi edinme gerçeği vardır. Bu nedeni iyi kavramak gerekir. Size haber aldığınız kaynaklar, yanlış ve eksik veriliyorsa, bunu medya yapıyorsa, demek ki insanlar haberlerin verdiği ile algılarını oluşturur. Kitlesel koşullar da böylesi kuramın işlevi ile oluşur. Ozaman da medya bağımsızlığı önemlidir. Demokrsinin de gerçekleşmesi için de önce doğruyu bilerek düşünce oluşturmakla başlanır.

Son Uluslararsaı olsun yerel haldekiler de yetersiz hat ta geriye gitme ile sansürlemenin gayet normal hale geldi. Ozaman da Faşist Göbel kuralı akla gelir! Bir yalanı haber olarak tekrarladıkça bunun kabulu da kolaylaşır. Siz haber vererek ve yanlışlarla doldurtarak insanlara bilgi olarak kaydırırsanız, oluşacak koşullarda da yalan ve yanlış elbet öncelikli olacaktır.

İkinci nokta ise bilgi edindikten sonra Haberin doğru olarak sunumu sağlandıktan sonra, yorumlama yapma gelir. Bunun da önemli kuralı eğitimli olma ve konu hakında önemli bilgilerle bunu bütünleştirecek felsefesine donanımına ulaşmakla sağlanır. Oysa, medya taraflı ve yanlışları ponpalarsa, eğitimsel süreçerlde de sistemin kişilik yönü ile sektörel karyerlilik öne çıkarsa, yaşanılanın değerlendirilip, sunularak kitleseleşmesi de mümkün olmamaktadır. Bunu öyle uzun uzun düşünmek de gerekir. Hangi ülkede yaşarsanız yaşayın, dünyadaki gelişmeler de oluyorsa, siz yetersizlikle kitleselen  kültürleşme sonucu, bu olayları fark etmeme noktasında normaleşirsiniz.

Yukardaki girişteki K. Kıbrıs indirgemesi önemlidir! Türkiye bağınmmlı gerçeğini konuşmadan, Türkiyede olanları hiç dikate almadan ve salt sunulan tektip olguyla ilişki ağı oluşturursanız, şimdiki normal K. Kıbrıs koşularında kalırız. TC gerçekleri düşünülmeden, paketlerin içeriği verilmeden, izlenen politikaların sonuçları irdelenmeden, sırf ayni ilişkilerin yeniden üretilme noktasında konu sıkışıp kalır. Hele muhalefet de salt koltuğa gelip gelecek parayı yandaşa dağıtma siayseti girdabında kalıyorsa, bilginin değil cihalet ile teslimiyetin gerçeğine geliriz. Fakat, anormal şartlar öylesine kabulenildi ki TC beklentileri veya K. Kıbrıs gerçeklerinin hiçbir anlamı yoktur.Buna da Demokrasi, çağdaşlık veya markalı gelecek olarak da etiketlendirilir.Öylesine bilgisizlikle teslimiyet  yandaşlama oluştu ki imzalanacak paketin içeriği dahi merak edilmeyecek aşamaya gelindi. Sadece bu cendere girdabında tartışmalar yapılıyor, bazı ifadeler “Sosyal kalkınma” gibi konularak içi boş probaganda esrumanlığı çalınmaktadır.

Basit gelecek ve önümüzdeki günleri etkileyecek konular net. Ayni netlik, burada hiç konuşulmadan da geçiştiriliyor. Onca medya boluğu ve ünüversite yapısına karşın, bilimselik ve dar anlamda bilgiye önem verilmeme şartları da keskin toprağa saplanmış şekilde yerleşti.Kapitalis krizin konuşulmadığı, TC yaşananlarına sakıncalı korkuyla yer verilmediği koşulalrda ekonomik çözümlemenin de yetersizliği netdir.Oysa beklenen YSK kararı, AKP türkiyesindeki krizler, krizle sorun yönetmedeki Kıbrısın yeri, bunlar direk buraya yansıyacak sonuçlara gebedir.

Amerikan yeni hamlelere beklenen Müslüman Kardeşler ve iran hamlelerinin bölgesel kayışları, Türkiyenin batı yapısındaki konumunun geleceğindeki gidrek belirsizlikle Erdoğanın geleceğinin sorularla dolu oluşu, K. Kıbrısta hala konuların çok uzağında oluşu, bunlarn bizim yarınlarımızı görmememize yardımncı olmaktadır. Siz hiç yoğun birşekilde bir İngiltere veya Almanya gazetesinin yarısı kadar TC seçim sürecinde yorum yapıldığına raslandınızmı? Bu basit eksiklik dahi haberdeki yanlış ve sansürün, kitlelerdeki haber bilgisinin de eksik olmasına neden olmaktadır.Ayni şekilde, son açıklanan ekonomik hedefli prokram ile dünya yankısı ile uygulanırlık koşulu burada hiç yazılmadı. Sadece, çoğu kesimin dünyada birleştiği Türkiyenin iktisat gelecek belirsizliği dahi K. Kıbrısta hiç konuşturultmama, haber yapılmama seçkisi gerçekleşti.

Özellikle, son açıklanan Türkiyedeki eflasyon veya daha geneldeki ekonomik prokramlarda da görüldü ki verilen iktisadi bilgielrde de yanlışlar yapılarak gerçek örtülmeye çalışılınıyor. Özellikle son TC eflasyon tüketim endeksindeki rakam ile Gıda eflasyon gerçeği arasındaki uçurum sonucu, çoğu resmi olmayan ekonomislere göre, “Ölçüm birlmleriyle oynayarak istenen sonucu alma” nedeniyle inandırıcılık da oluştu.

Eskiden iki yalan denilirdi: birincisi yalan, ötekisi daha da kuyruklu yalan olarak ifade ediliyordu. Son dönemde, özellikle kapitalist krizleri ve eşitsizlikleri gizleme adına istatisliklerle yapılan rakamsal saptırmalar gelişleyince, yalan bir de “rakamsal yalanlar veya istatislik yalanı” olarak bu kurama üçüncü boyut da eklendi.

Yazıyı 5  Maayıs Pazar günü yazıyorum. Yarın Denizlerin idamının yıldönümü. Onları anımsayanlar anarak, ve sistemin salt tek değil onun değişmesi için mücadele edenlerin olmasıyla değiştirme olgusu da hatırlanacak. Devrimci sıcaklıkla gelecek umutlandırılacak. Ayni anda bilmece ve saçmalığı da aşan YSk kararı da açıklanınca, şimdiden oluşturulan koşulalrla sarsıntıları pek de iyi olmayacağı belli. Hele seçim görevlilerine dek genişletilen soruşturmllar veya bolca suistimal denip içeriği boş brakılıp tehtitle tekrarlanma sözleri uçuşması, Türkiyedeki yapının nerelere geldiğinin canlı işaretleridir. Tabi galiba sadece K. Kıbrısta tek çıkarla imzalanacak protokol iyimser ve fırsatcı paketi olmaktadır. Oysa, adamıza gelen dışişleri bakanı Çavuşoğlu Baf açıklarında sondaj yapma tehtidini savunurken, Kıbrıs krizlerine de ihtimal dışı brakılmamasının işaretidir.

Olayların nedenini bilmeden, yanlışlarla başlanan koşullanmalar, sonuçta gerçeklerle değil, yanlışlarla başka yanlışla doğru bulma fantezisine gerileriz.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
234AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin