Üzgünüz, bu yıl da eğitim emekçileri yalnızca nutuk dinleyecek!

2835

YKP Sekretaryası, 5 Ekim Öğretmenler günü nedeniyle açıklama yayınladı. Açıklama şöyle:

5 Ekim günü, 1966 yılında Paris’te gerçekleşen “Öğretmenlerin Statüsü Hükümetlerarası Özel Konferansı”’nın sona erip UNESCO temsilcileri ile ILO tarafından “Öğretmenlerin Statüsü Tavsiyesi”’ni oybirliği ile kabul edilişinin yıl dönümüdür.

Uluslararası belgeler yalnızca iyi niyet beyanı olan dökümanları değil, ayni zaman uygulama için yol haritası da içerir. Öğretmenlerin Statüsü Tavsiyesi dökümanı daha en başında olması gerekenler sıralanmaktadır. Belge “Öğretmenlere uygulanabilen yürürlükteki uluslararası sözleşmelerin ve özellikle, Uluslararası Çalışma Örgütü Genel Konferansı’nca kabul edilen 1948 tarihli (ve 87 sayılı) Sendika Özgürlüğü ve Sendika Hakkının Korunması Sözleşmesi, 1949 tarihli (ve. 98 sayılı) Örgütlenme Hakkı ve Toplu Pazarlık Sözleşmesi, 1951 tarihli (ve 111 sayılı) Ayrımcılık Sözleşmesi (İstihdam ve Meslek) ile Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü Genel Konferansı’nca kabul edilen 1960 tarihli Öğretim Alanında Ayrımcılığa Karşı Savaşım Sözleşmesi kurallarını not eder” demekte yani uygulayın der. Bugünkü nutuklarda bol bol öğretmene verilen değerden bahsedilecek ama kimse buna inanmasın çünkü özel okullardaki öğretmenlerin, eğitim emekçilerinin sendikalaşması yani Tavsiyede yazılan hakları açıkça çiğnenmekte, bugün güzel açıklamalar yapanlar da buna göz yummaktadır. Yalnız Tavsiyedeki hakları değil bu coğrafyadaki hakları da çiğnenmekte, örneğin sözleşme hakkı uygulanmamaktadır. Sözleşmeler çift taraflı olması gerekirken, tek kopya imzalar atılmakta ve idarede kalmaktadır. Bu da İş yasasındaki kurallara uyulmadığı ortaya koymaktadır.

Tavsiye’nin 5. Maddesi “Öğretmenlerin statüsü, eğitim alanında ulaşılacak amaç ve hedefler göz önüne alınarak, bu konudaki gereksinmelere yakışır (uygun) olmalıdır; bu amaç ve hedeflere ulaşılması için, öğretmenler hakça bir statüden yararlanmalı ve öğretmenlik mesleği, hak ettiği kamusal saygınlığı görmelidir” denmektedir ama Kıbrıs’ın kuzeyinde özellikle özel okuldaki öğretmenlere bu statünün sağlanmadığını da bilmekteyiz. Kamu okullarında da öğretmenler hazırlık ödeneği maskesi altında saldırıya uğramaktadır. Okullar açılalı haftalar olmasına rağmen hazırlık ödeneklerinin ödenmeği koşullarda başlayacak tartışmalarla öğretmenin statüsü bir kez daha idare edenler tarafından tartışmaya açılmış olacaktır.

Tavsiyenin 8. Maddesi son bir aydır haberlerde okuduğumuz kamusal okulların ihtiyaçlar listesi ile birebir tezat oluşturmakta ve “Öğretmenlerin çalışma koşulları, eğitimin en yüksek derecede etkililiğini sağlayacak nitelikte olmalı ve öğretmenlere, kendilerini tümüyle mesleksel uğraşlarına adama olanağı vermelidir” denmektedir. Okullardaki eksiklikleri gidermeye çalışmaktan, bu maddeyi kamusal okullarda tam anlamı ile hayata geçirmenin olanağı yoktur.

Madde 46’da “Mesleksel süreklilik (istikrar) ve istihdam (iş) güvencesi, öğretmenin çıkarı (yararı) için olduğu kadar öğretiminki için de kaçınılmazdır ve bunlar, okul (eğitim) sisteminin bütününün yada bir bölümünün örgütlenişinde değişiklikler yapıldığı zaman bile güvence altına alınmalıdır” denmesine rağmen özel okullardaki öğretmenlere iş güvencesi sağlanmamakta, patronların iki dudağı arasında öğretim faaliyetlerini yürütmeye çalışmaktadırlar.

Bunun gibi Öğretmenlerin Statüsü Tavsiyesi dökümanındaki birçok madde ihlal edilmekte, özellikle özel okullardaki öğretmenlerin birçok hakkı çiğnenmektedir.