“Denktaş’tan sonra Özersay da Rum olsa kendi de çözüme hazır olmazmış”(!)

2881

YKP Sekretarya üyesi Alpay Durduran Kıbrıs sorunundaki son gelişmeleri değerlendirdi. Açıklama şöyle:

Türkiye ile birlikte uluslararası aktörlere net mesaj vermekte olduklarını vurgulayan Özersay, “Mevcut şartlar değişmeden Rum tarafı çözüme hazır noktaya gelmez. Çözüm olmadan yasal hükümet olacaksınız, AB üyesi yapılacaksınız, doğalgazı paylaşmayacaksınız. Siz olsanız siz de yapmazsınız” diye konuştu.

Aynı zihniyetteki insanların birbirlerini anlamalarının en güzel örneğini vermeye devam ediyorlar.

Kıbrıs uluslararası bir sorundur. Onun için çözümü konusunda binlerce sayfalık anlaşma ve diğer biçimlerde kararlar açıklanmış ve durumun daha vahim hale gelmemesi için büyük masraflar göze alınmıştır. Ancak taraflar becerebilirlerse durumu kendi çıkarlarına ve diğerinin zararına değiştirmek için direnirler. Dünya ne yazık ki barışçı çözümlere direnenlerle ve zararı göze alıp karşısındakini de zarar uğratmaya hevesli davranırlar. Milli çıkar adını da verebilirlerse iç politikada araç olarak kullanırlar. Halkı milli politika adını taktıklarına karşı çıkmağa korkuturlarsa uzatıp dururlar.

Bu gerçek dünyanın acı gerçeğini de anlatır. Yığınla küçük sayılan sorunlar çözümsüz durur ve tarihi uzlaşmazlıklar da irridentistler (istirdatçılar) tarafından baştan yaratılırlar.

Mevcut şartlar değişmeden çözüme hazır noktaya gelmez. ‘Siz olsanız siz de yapmazsınız’ dediğine göre bizim dışişleri bakanı da ayni zihniyeti Rum liderliği ile paylaştığını söylemektedir. Ne yazık ki Denktaş tarafından da ayni değerlendirmeyi duyardık.

Nitekim BM askerini Kuzey’e sokmamayı düşündüğünü açıklarken de şimdiki gibi görev süresini uzatmamayı da söz konusu ederdi ve Dışişleri bakanı da uzatma kararını reddetti.

Ancak BM barış gücünü ufukta kara bulutlar varken karşıya almak ve Trump’ın sorunu olanın durumun maliyetini de karşılaması gerektiği açıklamalarından sonra sorunun çözümünde elini taşın altına koyup sorumluluğunu yüklensinler politikasına destek olmak demektir. ABD’nin görüşüne rağmen Güvenlik Konseyi yani önemli devletler barışı koruma için gerek var deyip uzatma kararı vermesi düşünüldüğünde bizim tarafın macera aradığı bellidir.

Umarız bu hatadan geri dönülür. BMGK’nin bu kararla Genel Sekreterin önüne geçtiğini bile iddia edebilen dışişleri, barışın ve güvenliğin tehlikesinden çıkarı olacağını düşünebilir ama büyük risk alıyor. Aynı zamanda BM’nin sürekli ikili sorunları ve kişisel hakları korumakta olduğunu da unutmamak gerekir.

Halkımızı rahatsız edecek olan adımlar atılmamalıdır. Tek çare görüşmelerle çözüm bulmaktır.