BM Guta kimyasal saldırısı hakkında Rusya’yı yalanladı – Alpay Durduran

2581

Türkiye televizyonlarında dünyayı Türkiye’ye düşman ve tamamen kötülük ve entrika yöntemlerinin egemen olduğu şeytanın dünyası olarak algılayanların ülkesidir. Eğitimde dış ilişkiler ki onlara göre temelde yer işgal etmek veya yenilip yer kaybetmek demektir, başarı da söz değil çıkar sağlamaktır. Dış ilişkilerden bilgi diye İngiliz bir dışişleri bakanının İngiltere’nin dost değil çıkarları vardır sözünü belleten profesörlerin verdiği bilgilerle mezun olmuşlardır.

İngiliz başbakanın dış ilişkilerde ülkenizin sözünün eri olması çok önemlidir dediğini ise es geçerler.

Onlar Suriye’de zehirli gaz kullanılmasını değerlendirdiler. Sonunda bunun Suriye’yi ve destekçisi Rusya’yı itibarsızlaştırmak için yaptılar dediler. Bir yığın da geçmiş dışpolitik entrikayı ve bilhassa Irak’taki ABD işgalini anlattılar.

Ancak onlara göre bu çok doğaldı ve kazançlı çıkmak esastı. Bu suçları bir daha işlememek için gereken yapılmalıdır demediler.

BM Suriye’ye gözlemci olarak bağımsız bir kuruluşu gönderdi. Ancak onlar Suriye’de ne ile karşılaştıklarını bilmiyorlardı. Bildikleri bunun bir komplo olduğu idi. Nereden emin oldular derseniz körün yanıtını anımsatırım. Köre “nereden biling” dediklerinde “gendimden” demiş.

Hâlbuki halkların yani dünyanın çıkarı söze sadakattadır. Yani ülkelerin BM anayasasına uyma sözlerini tutmasında ve uymayı taahhüt ettikleri BM sözleşme, karar ve sairelerindedir. Orada dikkat edilirse metin olarak eleştirilecek bir şey bulunmamaktadır ki eleştiren yoktur. Yalnız güvenlik konseyinin beş daimi üyesi olmasından ve genel kurlunun kararlarının zorlama unsurlarının uygulanmasında bile Güvenlik Konseyi’nin kararına gerek olmasına yapılan şikâyetlerdir. Bu şikâyetler haklıdır ama üye devletlerden şikâyet çok daha fazladır. Üye devletler kararlara uyma sözlerini tutmazlar. Anında egemenlik akları gündeme gelir ve kendi özel çıkarlarını güderler.

Örnek mi istersiniz? Doğu Guta’ya bağımsız gözlemci gönderildi ama göreve Çarşamba 18.04. 2018 günü bile ulaşamadı. Dışpolitik tartışmada ise “işte ekip gitti ve araştırma başladı” diye konuşuyorlardı. Bu kadar kuşkucu insan emindi ki yorumlarına temel alıyorlardı. “bekleyin yahu bakalım daha ne çapanoğlular çıkacak”!

Hemen her gün dünyaya savaş açan bir ulusun mensupları olarak böyle değerlendirmeleri dinliyoruz. Ama daha iyi bir dünya için ne yapmalı ne olmalı diye değerlendirme yok. Buralarda halk ne yapsın!

Onlara göre halkın görevi milli konuda iktidarı desteklemektir.

TAK ajansı da bu arada bu görevi yerine getirdi. Haberine göre AB, Türkiye ilerleme raporu hakkında TC dışişlerinin değerlendirilmesini yayımladı ama kendinden bir şey katmayı düşünmedi. Hiç değilse Kıbrıs ve Doğu Akdeniz konularında rapor ne dedi diye ekleme yapmadı, AB raporunun haklı olabilecek yanlarına da işaret etmedi. Dahası BM genel sekreterinin ve AB sözcüsünün Kıbrıs sorunu hakkında iki tarafı da eleştirdi diye suçu taksim etme kabahati yaptığını anımsatmadı. Halkına haberi sundu.

Üstümüze vazife değil diye üçüncü dünya savaşından bahsedilirken bizi ilgilendiren konularda bile bir aydınlatma çabasını esirgiyoruz. Gün ola Ağrotur’a atılan bombalardan çocuklarımızı nasıl esirgeyeceğiz diye düşünürken kendi suçlarımızı ve katkımızı da anımsayacak zaman bulamayacağız.

Barış demeye alıştık ama Rabbena hep bana diyenler hak etmezler.