YKP Sekretarya üyesi Alpay Durduran yeni hükümet sürecini değerlendirdi. Açıklama şöyle:

Parlamenter rejimde adı üstünde patron olan parlamento görevlendirdiği hükümeti sorumlu tutmak zorunluluğunu ortak sorumlulukla gerçekleştirir. Yani hükümet tek tek bakanları sorumlu tutmaz başbakanı sorumlu tutar.

Anayasada bu gerçek meclise karşı başbakan sorumludur diye ifade eder. Sonra yapılan değişiklikte bakanları sorumlu tutan ifadeler bunu zayıflatır diye uyarılara rağmen bakanlara da ayrıca sorumluluk yüklenmişse de bunun hükümetin koordinasyonundan başa görevi olmayan başbakanın sorumluluğunu azaltmayacağı iddia edilmişti. Ancak bizde yazılanı okuyan olmadığı gibi sözlü olarak halefine sözle anlatan olmaz. Onun için 1982’deki bir koalisyon çalışmasında hükümet tek ve bakanlar birbirinden habersiz adım atmaz, bakanlar kurulu kararları karara varıldıktan sonra hepsini bağlar yani karara itirazı olanın da uygulamayı kabul etmesi için kararlar oybirliği ile alınır diye ısrar UBP tarafından kabul edilmemiş ve sonuçta koalisyon kurulamamıştı.

Bu gerçekleri şimdi her kafadan bir ses çıkan koalisyon deneyiminden sonra konuşamaya başlayanlar olduğunu görüyoruz.

Demokrasi deneyimi henüz yeterli düzeye çıkmayan ülkemizde dünyanın deneyimlerinden yeterli yararlanmaya da henüz alışmadığımız ve Osmanlı usulü “biz kendimize uyan yanlarını alırız” yolu yürünmektedir. O yüzden de başkalarının çoktan geçtiği yollardan yürümeğe çalışıyoruz.

Halkımız bu gerçeği kendi bulmak zorundadır çünkü şimdiki dörtlü koalisyon da eski hükümetten çok daha namuslu olacağı ve çok daha iyi işler yapma hırsı ile çalışacağı beklense de YKP’den başka dünyayı anlama ve dünya sorunlarını ve çözümleri Kıbrıs sorunu dâhil hep dikkate almamaktadırlar. Hatta Kıbrıs tarihindeki deneyimleri de aramaktan ve seçilmiş dahi olsa göreve gelenlerin görevlerini öğrenmek için bir süre bilgi alma sistemi yaratmaya kalkan yoktur. Sanki seçilen aday olduğu görevi doğuştan bilmektedir.

Halkımız seçiyorsa sorumluluğunu da üstüne almalıdır. Sonradan ağlamak yaptığımız iştir ve sonuçtan memnun değiliz. Boykot edilse idi ve boykotun anlamı anlaşılsa idi şimdi daha iyi bir düzen için ne yapılması gerektiğini sorgulama başlardı. Halbuki daha çok çalışıp küskünleri memnun edeceğiz diyenler görülüyor. Ama halkın neden suçluluğu dile düşenlere rağmen onlara bu kadar oy verdiğini aramak için çabalayacağını söyleyen yoktur. Onun yerine halkı suçlamamak lazımmış demekle yetiniyorlar. Halbuki halk suç değilse bile yanlışı kendisi konuşmaktadır.