YKP Sekretarya Üyesi Alpay Durduran, BM Genel Sekreterinin son açıklamalarını değerlendirdi. Alpay Durduran’ın açıklaması şöyle:

Sözde karşı tarafın anlaşmaya yanaşmadığını kanıtlayacak ve mesela, Rum tarafını Türklerle yetki paylaşmak istemediği için anlaşmaya varılamadığını gösterecek olan da; Türk tarafının anlaşmaya yanaşmamak için zaman harcamaya çalıştığını gösterecek olan da başarılı olmadı ve Guterres tek taraflı suçlamaya gitmedi. İki görüşmeci de başarısız oldu.

Türk tarafının uzlaşmaz hükümetinin mensupları ve gerisi emellerine ulaştı ve statüko yerinde saydı. Ama çözüm yok diye BM’den cezalandırmaya son vermesi çağrısını ona değil bize yapabildiler. Akıncı, Guterres’in güney seçimlerinden önce yeni adım beklemediğini söylemiş gibi yaptı ama o ‘Ekim, Kasım hazırlanırsanız başlarız’ dedi, Anastasiades de ‘Guterres belgesi aynen kabul edilsin biz hazırız’ dedi.

Bunlar bile lafazanlıktı. Guterres’inki belge mi sözlü konuşma mı ve kayda nasıl geçti diye tartışıp duruyorlar.

Suçlama ve BM ile köşe kapamaca oyunu buralara kadar geldi. Dünya, BM’yi kurdu ve masrafını paylaşıyor ama sözünü desteklemek için gereğini yapmıyor. Onun için küçücük güçler bile onunla oynayabiliyor. Sonra da ‘BM işe yaramaz diye’ konuşuluyor.

Bizimkiler utansalar BM parasını boşuna harcatmamayı olsun düşünürler ama yeni ve barış içinde bir dünya isteyenler BM’nin desteklenmesi ve misyonunu yürütmesini isteriz. BM direnmese başımıza neler geleceğini düşünmek ve BM desteğinin değerini bilmek gerekir.

Onun için taraflar Guterres çerçevesi içinde konuşulan iç ve dış güvenlik düzenlemeleri hakkında hemen iki taraf da çalışma gurubu kursun ve Türkler bir daha EOKA benzeri örgütlenmelere ve Rumlar da bir daha TMT gibi örgütlenmelere izin vermeyecek ve yeraltında devletimizden başka hiçbir devletin yeraltı örgütlerini barındırmayacağından emin olsunlar. Garantör devletler, AB ve BM anlaşmanın uygulanmasının tamamlanmasına kadar çalışmalara katılsınlar ve tamamlandığında ne olacağını da gördükten sonra uzaktan izlemelerine de izin verilsin, sonra garantörlük rolünü bu şekle çevirsin. Guterres bunu istedi ve iddiaya göre taraflar da hayır demedi.

Ama bu çerçevenin dışında şunu bunu dedi diye kavga çıkarıp masadan kaçtılar.

Şimdi zaman, madem ki karşı değiller yani Türk tarafı Annan zamanında yaptığı gibi Rum tarafını masadan kaçırmak amacında değildir, Rum tarafı da evet dediği güç paylaşımlarını aslında sonunda reddetme oyununu oynamıyorsa çalışma guruplarını kurup önerilerini hazırlasınlar.

Yoksa inandırıcı olamazlar ve statüko değişmez. Maraş’tan bahsedenler bu yılın ilk altı aylık raporunda bile BM, Maraş Türk ordusunun sorumluluğundadır diye uyarısını okusunlar. Statüko öylece kalacaktır. Değiştirmeye kalkan BM’yi karşısında bulur.

Halkımız bu gerçekleri görmesin diye Guterres sözlü belgesinin ancak eleştirileri ve hakkında değerlendirmeleri yayımlıyorlar. Ancak artık mazeret olamaz. Uyanıp, nereye gittiğimizi görüyoruz, hesap sormalıyız.