Kıbrıs Nükleere Hayır Platformu nükleer faaliyetlere karşı ortak mücadele çağrısında bulundu

11866

Kıbrıs Nükleere Hayır Platformu, ilk atom bombasının atılmasının yıldönümü vesilesiyle yayımladığı mesajda, Türkiye’nin Akkuyu bölgesinde inşası devam eden nükleer santrale karşı ortak mücadele çağrısında bulundu.

Kıbrıs Nükleere Hayır Platformu tarafından yayımlanan mesajda, Hiroşima’ya atılan atom bombası nedeniyle 140 bin kişinin öldüğü, toplamda 200 bin kişinin etkilendiği, Nagazaki’de ise toplamda 150 bin kişinin hayatını kaybettiği, atılan bu atom bombalarının yaydığı radyasyonun ise bugün bile insanların hastalanmasına neden olduğu kaydedildi.

Nükleer silahların halen dünya üzerinde tehdit olmaya devam ettiği ifade edilen açıklamada, “Hepimizin özlemi içinde olduğu barış, özellikle dünyanın en özel noktası olan Doğu Akdeniz Bölgesi’nde yaşanan gerginliklerle barıştan her gün biraz daha uzaklaşılmakta, barış giderek bir rüya, bir hayal halini almaktadır” denildi.

Açıklama şöyle:

6 Ağustos 1945 tarihinde Harry Truman, ABD Başkanı olduğu dönemde ilk atom bombasının Hiroşima’ya atılmasını emretmişti. Bu kararını, “kara istilasında binlerce Amerikan askerinin hayatını önlemek için” aldığını söyleyerek savunmuştu. Oysa, bazılarına göre bu saldırı, Japonya yenilgiyi daha önce kabul ettiği için zaten gereksizdi. Diğerlerine göre ise bu karar Amerika’nın gövde gösterisiydi ve Dünya’daki soğuk savaşın başlangıcının en önemli nedeni oldu.

Hiroşima’ya atılan atom bombasıyla, ilk etapta 70 bin kişi, 1 yıl sonunda ise 70 bin kişi daha hayatını kaybetmiş olup, toplamda 200 bin kişi çok kötü şekilde etkilenmiştir. Nagazaki’de ise toplamda 150 bin kişi hayatını kaybetmiştir. Atılan bu atom bombalarının yaydığı radyasyon, insanların günümüzde dahi hastalanıp, hayatlarını kaybetmelerine neden olmaktadır.

Bu olayların üzerinden 72 yıl geçmesine rağmen, dünyamız hala daha bu nükleer soykırımın tehditliyle yüzleşmektedir. Nükleer silahlar halen dünya üzerinde tehdit olmaya devam ederken, çevremizde her gün başka ülkeler de bu kervana katılarak, örneğin İsrail, İran, Pakistan da nükleer güç elde ederek tehdit haline gelmektedir. Hepimizin özlemi içinde olduğu barış, özellikle dünyanın en özel noktası olan Doğu Akdeniz bölgesinde yaşanan gerginliklerle barıştan her gün biraz daha uzaklaşılmakta, “BARIŞ” giderek bir rüya, bir hayal halini almaktadır.

Kıbrıs’ta, savaşın, özellikle çatışmaların ve şiddetin olumsuzluklar getirdiğini unutmadık ve adamızda bunu bir kez daha yaşamak istemiyoruz. Biz farkındayız ki, nükleer güç ancak askeri amaçlar için ya da enerji üretirken sorunlar yaratan “Tehlikeli bir tercihtir”. Bunu da bize Hiroşima ve Nagasaki’ye atalın atom bombaları ve Çernobil ile Fukuşima’daki nükleer santral kazaları hatırlatmaktadır.

Radyasyon kontrol edilebilecek birşey değildir. İster yakın olsun, ister kilometrelerce uzakta olsun, mesafe tanımadan, insanların sağlığını ve refahını ciddi şekilde etkiler. Nükleerde ısrar; ölümü, kanseri ve doğum kusurlarını yayacaktır, doğayı olumsuz etkileyecek; yaban hayatını ve bitkileri etkileyecek, yiyecek ve su kaynaklarını kirletecektir.

Alternatiflerimiz vardır: “Nükleer silahsızlanma” ve “Yenilenebilir enerji kaynakları”. Bu temiz bir gelecek için biz Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum Örgütlerin paylaştığı ortak hayalleridir ki, bundan dolayı Kıbrıs Nükleer’e karşı Platformunun altında birleşmişlerdir.

Bizlerin ortak hedefi, nükleer enerjinin tehlikeleriyle ilgili farkındalığı artırmak ve ayrıca, Girne’den sadece 90 km uzaktaki Akkuyu’da inşaatı devam eden nükleer santrale karşı birlikte mücadele etmektir.

Gelin birlikte sesimizi çocuklarımızın geleceği için yükseltelim