Yeniçağ gazetesine mail yolu ile gelen yazıyı yayınlıyoruz

Kıbrıs görüşmeleri yeniden tıkandı. Bildik klasik tartışmalar da hemen başladı. Rumları suçlama aldı başını gidiyor. Bu kervana sonunda eski katılımcılar da katıldı. Bunlardan birisi de Derviş Eroğlu’ydu! Eroğlu, hemen bildik görüşleri yeniden ısıtı verdi. Sonra, yine klasik talebini vurguladı. “KKTC yaşatılmalıdır” dedi. İşler yolunda gidiyordu. Ganimet paylaşımı da gözden kaçıyordu. Ülkemizin küçük olduğu ve bilginin tüm engellemelere rağmen sızdırılma ihtimali hep unutuluyordu. Adeta, büyülü Kıbrıs sorunu tıkanışı ile sihirli zemin olacağı inancı hakimdi. Öyle ki, sızan yeni bilgiler, hanedan tipi yağmanın da hızla devam ettiği yolunda olduğu da anlaşılıyordu. Kıbrıs sorunundaki bilmeceleşme, ganimet iştahını da artırıyordu….

Eroğlu Rumlara veriştirip sistemin kalıcılaşmasını savunurken; kızı da yeni bir Kültür miraslı eseri ele geçirme hamlesini yaptı. Öğrenildiğine göre mukavelesi dahi yapıldı. Sızan bilgilere göre ilginç olan “hem protokol hem de anlaşmanın kısa vadeli olma” çelişkisidir. Genellikle uzun vadeli mukavele şekli nedense bu konuda kısa zaman dilimine sınırlandı. Aylarla ifade edilecek şekilde yapıldı. Uğraşlara rağmen ilgili yerin adı şimdiye kadar öğrenilemedi! Ancak, mukavelenin yapıldığı ve yukarda anlatılan dikkati çeken çelişkilerin olduğu bazı kaynaklarca kesin gibi konuşuluyor.

Kafa karışıklığı yaratan bu konuyu, kamu çalışma döneminde önemli birikimi olan bir yetkiliye sorduk. İlginç yanıtlar aldık. Olayın anlatılanların özeti aşağıda aktarılmaktadır.

******

“Bence şaşılacak bir şey yok. Yeter ki olayları doğru bilelim. Son dönemde bilinip de gözden kaçırılan önemli koşullar gelişti. Bir yanda daralan içsel paylaşım, hanedanlık sınırına denk geldi. İkinci koşul ise dış geliş sermayesi özellikle kamusal ve orman alanlarına yoğunlaşıp, peşkeşler oralarda yoğunlaştı. Biz hala iskân hikayelerini anlatırken, aslında yağma çoktan kamusal alanlara açıldı. Bu konuda özellikle orman konusunda Yüce yargının kararı tetikleyici rol aldı. Alçak Orman arazi kararıyla bu alanların icarına karar verilmesi ile orman alanları peşkeşleşme cenderesine girdi. Dikkat edilecek uygulama, bu bölümdeki uygulamaları direk müdürlerin yapması ve çalışanların dahi çoğunu bilmemesidir. Öteki kamusal alanlar da adeta peşkeşli yağmaya sokuldu. Üstünden teşviklerle de taçlandırıldı. Çünkü, yabancı sermaye biliyor ki Kıbrıs sorunu çözülse dahi, alınan mülkler Rum malı değil de kamusal yer olduğu için, sorun yaşanmayacaktır!…

Gelelim konu olan eski eserler veya kültür miraslı yerlere; bu konuda bana deneyimim şunu öğretti! Bu yerler iki şekilde veriliyor. Bir Kültürel amaçlarla restorasyon edilip amacına uygun kulanımdır. Kültür dernekleri bu olanağı tepe tepe kulandı. Ancak, rant amaçlı ganimet tipi olgu da olaya sokuldu. Uzun vadeli kiralama ile protokoller yapıldı. Yutulursa, sorun yok. Yok yutulmazsa yine kiralayan mağdur olmaz. Unutmayın sit alanı olaylarında mağdur olundu diye milyonlarca sterlinler tazminat olarak ödendi. Burada cezayı halk ve halktan alınan vergileri yandaşa bile bile veren yönetimlerdir.

Gelelim konu olan ve Eroğlu’nun kızının adının geçtiği olay, yer hala net olarak öğrenilemedi! Ama, bu tip mukavele şekli şunun işareti: siz birine uzun vadeli vereceğiniz ve belki de adını kültürel kullanım koyduğunuz yapıyı kısa vadeli mukavele ile yapmazsınız. Bunun adını doğru koyalım: Belli ki eğer Yüksek Anıtlar Kurulu ile Eski Eserler Komisyonu’nu çaktırmadan yürürlüğe koyup bu yerin kültürel değerden normal konuma geçirme eylemi vardır. O zaman da kısa vadeli ön mukavele ile birlikte ileride bu yeri rant amaçlı kullanma sıçramasında elinizde tutacaksınız.

Bu tip uygulamalar hep fesatlarla doludur. Zaten, dikkat edin, genellikle uyarı yapan memurlar görevden alınıp, daha kolay ne denirse yapan memur tercih edilir. Bu tip dosyalar hep saklanır. Daire içinde çalışanlar dahi bunları öğrenmeme psikolojik baskılanması vardır. Bu birikim bana, yapılış şeklinden, hanedan tipi ayni kişilerin olması sonucu, birçok olasılıkla konunun gelişeceğini ima ediyor. Bunun çok kanıtını yaşadık. Hatta, birçok peşkeşi çok sonra öğrendik. Kültür miraslı veya tarihi eserlerle, orman arazileri bu nedenle oldukça dar çerçevede mukaveleleri yapılmaktadır. Yargının uzun vadeli işlemesi ve yönetimin sonunda eğer kaybederse, alanı tazminatla ödüllendirme ikilemleri, bu tip yağmaların hanedan dar çevresinde epey iş yapmasına olanak sağladı.”