yaklaşımlarÖzkan YıkıcıG20 zirvesi ve Çin – Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

G20 zirvesi ve Çin – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Son G.20 zirvesi de gösterdi ki burada ne kadar sistem ezberi tekrarlansa, yine de hiçbir alaka olmadığı anlaşıldı. Kapitalizmin önemli güçlerinin toplandığı, ekonomik krizin senelerdir dalga dalga yaşandığı gerçeklerine karşın, yine de ne zirve konu edildi, nede alınan sonuç bildirgeli ortaklık yankı buldu. Bir basit demecin ötesine dahi geçemedi. Sadece liderlrin görüşmesi ve bazı abartılı beklentielr le gündem yapılıp, saman alevi gibi sunuldu. Bu durum bize çok önemli sinyaler veriyor. Tabi anlayana!

Ülkemiz de ikidebir “dünyada olanlar, Kapitalist yapının hedefleri ile güzel günler, liberalizmin işleyişinin tıkırtıkır oluşu” hep anlatılır. Bazıları çıkıp “Dünya Bankası, İMF” lafları ile buradaki sorunların çözümünü de aktarırlar. Dünya denip alakasız olup, yaşananları da algıalr la kavrayınca da Kapitalist ekonomik kriz yaşanırken, burada ekrana çıkan kesimlerin “kapitalizmin tıkır tıkır işleyişi ile yarınlarımızın hedeflerini” anlatıyorlar. Garip olan Marksis geçinenlerin de direk haklı çıktıkları kapitalist gerçeklere karşın, liberal tezler le sosyalist ekonomi anlatma ezberlerine devam etme gerçeği de yaşanıyor.

Ülkemiz de hep sakız gibi çiğnenen durum vardır: tekrarlanır ne güzel sistem işleyiş, dünyada olanların dersleri veya birçok uluslar arası karar lafı kondurtulur. Sonra da dönüp bunlar olmamasına rağmen yeniden ayni martaval okunur. Halbuki denilen şekli ile dünya incelense ve örneğin G.20 zirvesinin Çin toplantısı yakınan incelen se dediklerinin nedenli yalan oldukları da kabulenilir di. Güzel deidedikleri sistemin kriz le boğuşup ortak yönetim dahi gerçekleştiremediği, yarın için önerdikleri “reforumların” nasıl en gelişkin ülkeleri dahi krize soktuklarını,Dünya algılarının dedikleri gibi olmadığı ve sistemin onca sorununa karşın Kıbrısa nedenlği önem gösterdiklerini de anlayacaklar dı! Ama bunlar olmadı ve belli ki olmayacak.

G.20 zirvesi Çin de yapıldı. Çinin önemi, ABD ile giderek yoğunlaşan ekonomik rekabet, sistemin 2008 yılından beri girilen Finansman ekonomik krizi brakın atlatmayı, yönetme biçiminde dahi başarısız kaldıkları koşulalr da gerçekleşiyor. Eyer biraz ortak umut veya yarına ışık verebilme şansı olsaydı bu zirve abartılarak gündem yapılacak tı. Oysa ikili lider toplantıları dışında zirvede tartışılanlar dahi konu olamadı. Sonuç bildirgesi de bazı yerlerde şöyelsine geçilip gidildi. Geriye önemsenecek ortak karar dahi kalmadı.

Doksanlar döneminden sonra ister İMF veya Dünya Bankası toplantıları veya G.20 yapılı zirveler toplantıları ikili bir gündemleştirilme koşulları vardı. Bir yanda sisteme karşıtların yoğun protestoları ve alternatif toplantıları, öte yanda sistem güçlerinin halklara yönelik sömürge açılımlı piyasa özlü kararları gerçekleşiyordu. En azından ortak bazı görüşler adına uzlaşma oluyordu. Ancak;bozulan sistem yapısı ile girilen ekonomik kriz sonucu çözüm üretilememesi, krizi yönetememe idare şekleri bu toplantıların karar alma eksenini etkisizleştirip anlamsızlaştırdı. Ayni şekil de sistemi sorgulayan muhalif protestoalrın da zayıflayıp hiçeleşmesi sonucu da duyarlı kesim de umutsuz ca kayboldu. Bunlar G.20 Zirvesinin de gündemleşmeme noktasına düşmesini getirdi.

Nitekim; son zirve de olduğu gibi sadece liderlerin abartılı beklentili toplantı yapacakları ile başlayıp, sonuçta bir şey çıkmayınca, sönen balon hikayeleri oluştu! Zirve geneleği bozmadan ortak metin açıkladı. Ama kimse önemsemedi. Temel konularda hele de ekonomik finansman krizi ile alakalı hiçbir denecek sonuç olmaması da görüş farklılıklarının da yoğun olduğunu kanıtladı.

Konuyla alakalı iyi bir tarama yaptım. Hayri Kozanoğlu ve Umut Akçayın gerçekten toparlayan gerçekelr le makaleleri konuyu aydınlatılar. Kapitalist iktisatcılar ise kimisi yine de umut arayan simsar gibi kelime fetişizmi yaparken,bazısı da yoğunlaşan Çin ABD ekonomik rekabetin tehlikesine kendi gözlükleri ile şaret etmeye başladılar. Bazı ABD iktisatcıları olayı Atina Isbarta geçmişi ile özdeşleştirdiler. Yunan eski şehir siteli devletlerin bunalımı ile şimdiki kriz de Çin ABD rekabetini kıyas la benzetiler.

Isbartanın güçlü devlet oluşu, Atinanın ekonomik büyüyerek refaha ulaşma ikilemin de Isbartanın rahatsız olduğunu yazdılar! Isbartanın yükselen Atinayı durdurma adına “savaşarak” yendiler. Ayni benzetmenin Yükselen Çin ile gerileyen güçlü ABD ikilemine koyup güç le müdahale tehlikesine işaret ediyorlar. Bunun da bölgesel kuşatım la Çini kendi alanına sıkıştırarak, ABD de elini ovuşturacağı yazılıyor. Gerçekten son örnek doğrudur. ABD başta Japonya olmak üzre, bölge ülkeler le Çinin ısınan sıcak savaş ilişkilerini zorluyor. Sınır veya deniz alan sorunlar la gerilim artıyor.

Batının zaten Avrasya stratejisinde Çini kuşatma uzun vadeli planı vardı. Ortadoğu Sonrası Pasefik alana yönelecek ti! Obama planı ile Ortadoğu stratejisi bölgesel ülke ağırlıklı oynatıp da Çin sahilrine askeri kaydırım da başladıydı. Bunlar şimdi kriz ve Çin rekabeti ile G.20 toplantısında gölge gibi hisetirerek yaşanıyor du!

G.20 toplantısının önemli başka bir gerçeği de şu: artık İMF reçeteleri tüm kapitalist çevreler ce kabulenmiyor. İMF önerileri başta Japonya tarafından ilgi görmedi. Ortak buluşma sağlanamadı! Sistemin nasıl ayrıştığı ve krizle daha yaşamaya devam edileceğinin başka bir örneklemidir. İMF klasik reçeteyi sunup “reforum la” süslerken, korumacılık eylimli ülkeler buna artık ilgi göstermedi. Üstelik şimdi yaşanan krizin de özünde yine İMF önerili reçetelerin uygulanmasının etkisi de çoktur. Bunlar ortak yönetme veya çıkış aramanın da olmadığını kanıtlıyor.

Yukarda deyişik açıdan özetlediğim G.20 toplantısı, sayılan başarısızlıklar ve ortaklaşamama nedeniyle sönük ve ilgi görmeden sonlandı. Zaten sonuç bildirgesinin dahi doğrudürüs haberleşmemesi de durumu açıklıyor. Belli ki kriz daha da deyişik dalgalar la devam edecek. Çin gerilimi ekonomik alanda yoğunlaşacak.Beklentiler yine liderlerin şov la yeni krizlere oynama “sanatına” brakıldı. Zaten Erdoğanın görüşmeleri genel toplantıdan fazla yorumlandı. Tahminler ve beklentielr le izlendi!

Bunlar bize öyle ezberletilen dünya ile alakası olmadığını gösteriyor. Kapitalizim denildiği gibi normal ile eşitliği daraltma noktasında deyil. G.20 gibi toplantılar aslında aşmazlar ile nasıl gündemleşemediğini de işaret ediyor. Eyer sistem krizi yönetse ve kendine has ortak payda da buluş sa bakın siz medya günceliğine! Halla ezilenleri buldozer gibi ezen İMF reçetesi ne güzel imajlar la süsletilip anlartılıyor du!

Tüm bunlar yeniden sistemin kendisini üreten G.20 toplantısının nasıl sonuç belgesi ile sıfırlanmaya doğru gidildiğini söyletmeye yetiyor. Onca dünya lideri eyer abartılı toplantı da umut vermiyor, ortak probaganda algısı bulamıyor sa, bizim geriye konuşacak neyimiz kaldı! Sadece olayları izlemeden “dünyalı” olan Kıbrıslılara bal çalıp yalana devam etme koşulalr la yaşamak kaldı.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
240AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin