arşivUlus IrkadPeter Loizos ve Rolandos Katsaiounis - Ulus Irkad
yazarın tüm yazıları:

Peter Loizos ve Rolandos Katsaiounis – Ulus Irkad

Yeniçağ podcastını dinleyin

ulusOldum olasıya devamlı Güney’deki panellere katılırım. Bundan uzun bir süre önce, herhalde 3-4 sene önce olacak, birkaç defa arka arkaya onunla karşılaşmıştım. Kiminle mi? Kalbi Kıbrıslılık ruhuyla çarpan bir aydın, bir entellektüel , bir biliminsanı olan Peter Loizos’la…Peter Loizos PRIO’un panellerini hiç kaçırmaz , ta İngiltere’den çıkıp gelir ve bu panellere katılırdı.Bazen kendisi de sunumlar yapar veya bazen tartışmaları yönetirdi. Onunla bazen ayak üstü , bazen de o benim yemek yediğim masaya gelir ve paneller sonrasında derin konularda konuşmaya başlardık. İngilizce “Çözüm olacak mı sence?” diye sorardı hemen. Ona pek mümkün olmadığını, taraflar bilahassa Yunanistan ve Türkiye uygun görürse ve esasında onlar yaklaşırsa birşeyler olabileceğini söylerdim. 2000’li yılların başlarında bizdeki halk dinamizminin de artık olmadığını eklerdim konuşmama. Yüzü asılırdı ama Güney’deki Kıbrısrum toplumunda hiçbirşeyin olmadığını, devamlı eleştirel  olarak bahsederdi.Aslında 2003 sonrası serbestiyet geldi, herkes daha özgür hareket edecek diye düşünürken bu defa da toplumların kafalarında bulanıklık başlamış ve etkinlikler aynen 2003 öncesinde olduğu gibi sınır üzerine gelip kilitlenmişti. Ben 2003 öncesini hatırlıyorum, sonunda ölüm bile olsa biz hemen adayı birleştirecek ve barışı ve iki toplumun kardeşliğini  gerçekleştirecektik. Ama olmadı…Gerçekleştiremedik. Gene öldürdüler o dinamizmi. Hem Kuzey’de hem de Güney’de oldu bu. O dinamizmle kalsaydı ve kafalar bulanıklaştırılmasaydı, milliyetçilikler at başı gitmese, 2004 referandumu ile birşeyler olacaktı ama milliyetçi kafalar gene bir yolunu buldular ve bu istenci ortadan kaldırdılar. Yani çocuğu doğarken öldürdüler beşiğinde. İnanın 2003 öncesinde bu donukluk yoktu bizde de halkta da… Gerçi Güney gene hareketsizdi ama Kuzey’deki hareket onlara da bir hareketlenme getirmişti. Bunu 2004 referandumu önlemişti. 2003 sonrası herhalde 2010’larda artık PRIO’un etkinlikleri başladı. Bunlar çeşitli konularda olan panellerdi. Peter Loizos’u orada tanıdım. Devamlı sorular soruyor ve Kuzey’deki Kıbrıslıtürklerin ne düşündüklerini merak ediyordu. Son görüşmemizdeydi herhalde. Birlikteydik. Bana çocukluğunu anlattı. Çocukluğunu unutamıyordu. Argaki Köyündendi. Oradaki köy evlerini ve köylerinde bulunan veya ziyarete gelen Kıbrıslıtürkleri anlattı bana. Hatta filancayı tanır mıyım diye de sorular sordu. Yaşı yetmişlerdeydi Peter’in. İngilizce ve Rumcası da güzeldi. Bana kitaplarından ve yazılarından behsetti. Hatta son buluşmamızda İntercollege’in çıkardığı “The Cyprus Review” ünü da ondan almıştım.Hatırladığım kadarıyla o dergide de yazılar yazıyordu. Türkiye’de çıkan “Birikim” dergisinde de yazıları çıkmaktaydı. Birikim’de de yazılarını görmüştüm bir aralık. PRIO panellerinde çay veya kahve içerken ayakta yaptığımız sohbetlerde çeşitli konuları tartışırdık onunla. Çoğu politik konulardı ama bazen tarihsel konuları da konuşurduk.

Yuklarıda dediğim gibi köyünü Argaki’yi görmek istiyordu. Oradaki evlerin ve de Kıbrıs köy evlerinin bir araştırmasını yapacağını söylerdi bana. Birçok Kıbrıslıtürk’ü tanıdığını, üniversitesinde Kıbrıslıtürk öğrencileri olduğundan da bahsederdi. Uzun zamandır haberleşemedik Peter’le. Galiba iki yıl olmuştu. Geçen haftalarda Diyalog Merkezi’nde elime İngiliz parlamentosunun çıkardığı Report adlı dergi geçmişti. Sayfaların ortasında onun resmini gördüm. İki sene önce hayata gözlerini kapadığını öğrendim. Oldukça üzüldüm. Demek iki senedir onu görmememdeki sebep ölmesiydi. Üzüldüm. Gözlerim doldu. Çok yakın bir akrabamı kaybetmiş gibi oldum…

Gene iki sene önce Rolandos Katsaiaounis’le tanıştım. İlk  ve son defaydı ama açıkça yazayım o akademik tartışmada tezi de bana göre oldukça zayıftı. Sağlığının bozuk olduğunu anlamıştım çünkü zor nefes almaktaydı. Konuşmasında Kıbrıslıtürklerin eğer TMT olmasaydı, enosisi  kabul edeceği ve adanın da Yunanistan’a bağlanacağını savunuyordu ki konuşmasının sonunda ona hemen karşı çıktım. 1947 Lefke maden grevlerinde Kıbrıslırum ve Kıbrıslıtürk madenciler grev yaparken PEO’nun enosis kararı alması üzerine grevin başarısız olduğunu, o dönemlerde de TMT’nin olmadığını söyledim.”Niye Kıbrıslıtürkler enosise karşı tavır aldılar 1947’de? “ diye sordum. Yanıt veremedi… Bu arada orada bulunan Dr Ahmet An ve Niyazi Kızlyürek de ona karşı çıkrtılar. Hatta çok iyi hatırlıyorum Kızılyürek iddiasında Kıbrıslıtürkleri küçümseyici bir eda olduğunu da belirtti. Herneyse AKEL’ci olarak bilinen bir akademisyenin, orada bir AKEL milletvekilinin bulunmasına rağmen ve de AKEL’in özeleştiri yaptığı bunun hata olduğu açıklanmasına rağmen, niye karşı çıkmadığını da ben merak ettim ve  AKEL’in özeleştiri yaptığının söylenmesinden sonra kendi sempatizanlarından birinin bunu söylemesi bana çok manidar geldi.”AKEL samimi midir?” Diye de bende şüpheler oluşmasına sebep oldu bu durum.

Peter Loizos düşünceleri , liberal ve de demokrat fikirleri ile beni etkilemişti. Katsionis ile ilk ve son defa karşılaşmamız ise oldukça tatsız oldu. O da bu seen 2014’de Haziran’da öldü.Buna rağmen Loizos’a da ona da aydınlıklar içinde uyumalarını diliyorum. Kıbrıs iki değerli biliminsanını kaybetti…

 

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
218AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin