toplumsal muhalefettoplumsal hareketlerFeminist Atölye: “Kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddet önlensin”
yazarın tüm yazıları:

Feminist Atölye: “Kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddet önlensin”

Yeniçağ podcastını dinleyin

“25 Kasım’a kadar 2500 imza” sloganıyla, yaklaşık 1 aydır Avrupa Konseyi Kadına Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesine Dair Sözleşme’nin mecliste onaylanması için kampanya yürüten FEMA, YKP, TDP, UBP, DP ve CTP – BG’yi ziyaret etti. Feminist Atölye aktivistleri, ziyaretlerinde, 25 Kasım BM Uluslararası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nde Meclis Başkanlığı’na sunulacak sözleşmenin birer kopyasını parti temsilcilerine sunduklarını ve Kıbrıs’ta toplumsal cinsiyet temelli şiddet vakaları ile ilgili bilgiler verdiklerini belirterek gerçekleştirdikleri ziyaretlerin olumlu bir havada geçtiğini, görüştükleri siyasi partilerden destek aldıklarını ifade ettiler.

 

FEMA’nın Yeni Kıbrıs Partisi’ne yaptığı ziyaretle ilgili YKP’nin görüşü şöyle;

Kadına yönelik şiddet kadının sırf kadın olduğu için maruz kaldığı fiziksel, psikolojik, ekonomik ve cinsel şiddeti içerir. Kıbrıs’ın kuzeyinde kadına yönelik şiddete ilişkin bütünsel olarak yasalar olmamakta, uygulamada da bir çok kez aile içi şiddet ‘özel’ bir sorun olarak algılandığından devlet organları konuya müdahil olup kadınlara yeterli korumayı sağlamamakta, cinsel şiddete uğrayan kadınlar ‘ahlak’ kavramı altında toplum ve devlet tarafından bir kez daha mağdur edilebilmekte, ekonomik ve psikolojik şiddet de görünmez kılınmaktadır.

Avrupa Konseyi Kadına Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesine Dair Sözleşme, kadına yönelik şiddeti “insan hakkı ihlali” ve “ayrımcılık” olarak tanımlamaktadır. Sözleşmeye göre kadına yönelik şiddet, hem kamusal hem de özel alanda, kadınlara fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik acı veya ıstırap veren veya verebilecek olan cinsiyete dayalı her türlü eylem veya bu tür eylemlerle tehdit etme, zorlama veya keyfi olarak özgürlükten yoksun bırakma anlamına gelmektedir. Ayrıca “aile içinde fiziki, cinsel, psikolojik veya ekonomik şiddetle ilgili tüm eylemler”  olarak açıklanan “aile içi şiddet”, de mağdur faille aynı haneyi paylaşsa da paylaşmasa da, aile veya hanede, eski veya şimdiki eşler ya da partnerler arasında meydana gelen her türlü fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik şiddet olarak tanımlanmaktadır.

Sözleşme metni Kadına karşı şiddet ve aile içi şiddetin önlenmesi”, “Şiddet mağdurlarının korunması”, “Suçluların cezalandırılması” ve “Kadına karşı şiddetle mücadele alanında bütüncül, entegre ve koordineli politikaların uygulanması” ilkelerini içermektedir. Özellikle taraf devlete veri tutma, bu konuda çalışan sivil toplum örgütlerine mali ve insan kaynakları ile ilgili katkıda bulunma, toplum içerisinde bilgilendirme ve farkındalık arttırıcı faaliyetler düzenleme, polisi eğitme, telefon yardım hattı açma, mağdurlara danışmanlık ve psikolojik hizmetler ve hukuki yardımı verme, sığınma evlerinin açılması dahil etkin korunma sağlama, faillerin caydırıcı bir şekilde cezalandırılma gibi birçok yükümlülükler yükler.

Böylelikle Kıbrıs’ın kuzeyinde ki bu konu ile ilgili toplumun bakış açısı kısıtlı ve farkındalık seviyesi düşüktür, yasalar yetersizdir, devlet tarafından kurumlu bir sığınma evi bile bulunmamaktadır, polis genellikle kadına yönelik şiddet başvuruları aldığında ya tarafları ‘barıştırmaya’ çalışmakta ya da mağdur kadınları ‘ahlaksızlıkla’ suçlayıp şikâyetlerini almamaya diretmekte, bu konuda mağdurlara yardım eden, aslında devletin görevini yapan, sivil toplum kuruluşları da devletten hiçbir yardım görememektedir, birçok kadın mahkeme ücretlerinin yüksek olması ve  hukuki yardım olmaması böylelikle boşanamamaları nedeni ile şiddete maruz kaldıkları evliliklerini sürdürmek zorunda bırakılmaktadır, böylesine kapsamlı bir sözleşmenin yerel hukukun parçası olması önemlidir.

Ancak bilindiği gibi benzer olarak kadın örgütlerinin çabaları ile Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi de 5/1996 sayılı yasa ile 15 yıl önce yerel hukukun bir parçası haline getirilmesine rağmen yasa halen daha pratikte uygulanmamaktadır.

Bu nedenle de FEMA’nın yürüttüğü kampanyaya destek vermekle beraber, mücadelenin Sözleşmenin meclis tarafından kabulü ile bitmeyeceğini, sonrasın da devam ettirilmesi gerektiğini vurgularız.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
217AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin