YKP Sekretaryası Türkiye ile imzalanan işgücü antlaşmasını ve bu konudaki tartışmaları değerlendi. Konu ile ilgili açıklama şöyle:

Yazık ki muhalefet partileri sorunları dile getirip propaganda yapmak amacıyla sorunları eşelemekte ama çözüm yolu gösterirken çok eskiden beri konuşulmuş bayat görüşlerden başka görüş söylemektedirler.

Meclistekiler çözüm önerileri olsa bunu birçok fırsatla dile getirebilirlerdi. Konu basına yansıyınca mecliste yapılması şart olsa da, yapılmayanlara hesap sormadıklarını görmek, zaten konuyu derinlemesine incelemediklerini kanıtlar. Mecliste bulunup da kendisine olayları izleme olanağı verilmesi hakkını dile getirmemelerinden de görevlerini anlamadıkları anlaşılır.

Mecliste olmayanlar da boş konuşuyor ve otuz yıllık siyasi olaylarda tekrar tekrar söylenen şeyleri yeni keşfedilmiş gibi ortaya atmakla yetiniyorlar.

Hatta önerilerine ‘bu zaten yasal olarak düzenlenmiş ama yapılmamakta olan bir görev’ diye karşılık alırlar ama neden yasal bir görevin yerine getirilmemesinin sorun yaratmadığını ve kimsenin harekete geçmediğini inceleyip de sistemi düzeltecek öneri ve gayret göstermezler.

Basına yansıyan konulara laf yetiştirip yeni umutlar olarak çıkmak popüler oldu. Partiler parçalanır, siyasiler yuva değiştirir ama eskinin tekrarı da sürer.

Buna son vermek gerek.

Şimdiki başlık yabancı işçiler konusudur. Yabancı işçi çalıştırmak yasaya göre çalışma izni almayı gerektiren bir konudur. Yani yönetim, yasasını uygulasa yabancı işçilerin çalışma izni olmadan çalışmasına engel olmak ve çalıştıranlara ceza uygulamakla uğraşır olmalıdır. Hâlbuki yabancı işçiler, çalışmasına izin verilemeyecek üniversite öğrencileri ve kendi işini kuranlar her tarafta görülmektedir. Yabancı işçi olarak on binlerce öğrenci üniversitelere kayıtlı görünür ama öğrenime katılmaz diye haberler çok. Bu soruna çözüm önerecek olan, yasaları uygulamayan iktidara ders vermek meclisin işi olduğuna göre mecliste neden bu yasaların akıbetini izleyen daimi komite olmadığını sorup bunu sağlamaya çalışmayan muhalif muvafık milletvekillerini teşhir etmelidir.

Çağdaş ülkelerde meclis daimî komiteleri arasında yasaların uygulanmasını izleyen olmasın olmaz. Bizde neden yok?

Meclis dışındaki siyasiler neden hiç uygulanmayan yasaların peşinde olan bir komite olmamasına eleştiri yapmaz? Yasa var da uygulanmazsa yenisini yapmakla kazanç olur?

‘Ne yapalım yabancı işçileri izleyemiyoruz’ diye mazeret ileri sürerler. Yasalara göre her işyeri çalıştırdığının kazanç vergisini, sosyal güvenlik kesintisinde işveren katkılarını ve yabancı işçiler için barınak sorununu yasayla konulmuş kayıtlarını tutmak zorundadır. Onun için bordro hazırlayıp bu işlemleri yapmakla yükümlüdür. Müfettişler atanmıştır ve sormakla görevlidirler. Yabancı çalıştırdığını biliriz ama biz gidince saklanırlar diye safça açıklama yaparlar ama işyeri kayıtlarını tutmamak suçtur, sorsalar hepsi ortaya çıkar. Bir tek açık var. Çalışana ücret ödeyen işveren onun eline tüm yükümlülüğü listeleyen bir fiş vermeden ödeme yapmakta serbest bırakılmasıdır. Bu açığı kapatarak belgesiz ödeme ve iş yasağı uygulanmaz.

Bu açığı da kapayıp bir yönerge ile uygulamaya sokmak çare olur.

Yabancı işçi ithalinde standart anlaşmalar gösteriyor ki yabancı işçinin düşük ücret alıp haksız rekabet yaratmaması için sendikalı işyerinde çalıştırılması veya ücret komisyonu denetiminde olan işyerinde çalışmasına izin verilmelidir. Bunu bizim Türkiye’den işçi getirme anlaşmasına da konulması gerekir. Bunu da sağlayıp düzenli ve yabancı işçilerin sömürülmesine izin vermeyen bir sistem kurulabilir. Ama ne yazık ki bizim yönetim yabancı işçileri ucuz işgücü sağlamak için ister ve sonra da onlarla toplumun uyuşmamasını umursamaz. İnsan hakkı ihlali ve ayrımcılığı da körükler.

Türkiye ile imzalanan ve meclisten geçen son işgücü antlaşması mevcut kötü durumun daha da kötüleşmesini sağlamaktan başka işe yaramayacaktır…