yaklaşımlarAlpay DurduranYetkilerini bilincinde veya yetkisizliklerinin bilicinde büyüklerimiz – Alpay Durduran
yazarın tüm yazıları:

Yetkilerini bilincinde veya yetkisizliklerinin bilicinde büyüklerimiz – Alpay Durduran

Yeniçağ podcastını dinleyin

durduran2Dünya kimseye kalmadı. Dünya bile sonlu. Gelen giden çok ama kalıcı olsunlar diye izleri kazınanlar olur. Gerçekten önemli olanların izi bazen işe de yarar. Kayıtlara geçer ve izleri devam eder. Galileo’yu, İbn-i Sina’yı falan filan anmak olağan bir şey ama acaba bizdekilerin hangisini nesi ile anacağız.

Cunta döneminde anayasamızı çiğneyip seçim sonuçlarını geçersiz kılmak için döndürülen dolapların içinde aforoz bile edilip partisi parçalanan birisinin ikinci dönem entrikalarda araç olması önemli değil mi? O entrikalarda meclis başkanlığından inip başbakan olan kişinin, o entrikanın kurbanı parti tarafından övgü ile anılması ve devlet adamı (yani siyaset adamın değil ciddi adam) olarak nitelenmesi ne anlama gelir?

Kendisi rejimin en güçlü makamında, başbakanlıkta otururken milletvekiline bombalı saldırı yapılmasını ciddiye almayıp soruşturma yapma emrini verdiğini bile açıklama zahmetine katılmayanlara ne demeli? İkinci kez bombalı saldırı olunca “bu da ne” deyip habersiz görünmekle yetinen büyük liderin anıtı önünde eğilenler ne anlatırlar?

Bir siyasi parti kurşunlanır ve kundaklanırken yüksek makamlarda atıp tutan yetkililer için gık bile çıkarmayan yazarlar çizerler bize neyi gösterir?

Başbakan konutunun önüne konan bombayı bile konu etmezse halk ne düşünür?

Haberleri, atılan bombanın ne tür bomba olduğunu, sıkılan kurşunların kimler tarafından kullanıldığını bile Türkiye basınından öğrenirken yerli yetkililerin yetkileri nereye ulaşır diye endişe etmemek olası mı?

Türkiye eski başbakanı Tansu Çiller dönemi başbakanlık örtülü ödeneğini araştırın Kıbrıs’taki faili meçhulleri de bulursunuz iddialarını sahiplenmeyen bir idare Kıbrıs’ta federal devlette eşit siyasi katılımla katılacağım dediğinde ne demek ister? Bunu kime kabul ettirebilirsin?

Birileri gelip gider ve en yüksek makamları işgal eder. Hangisi ilgilenip de bir araştırma açtırmayı ve sorumluları bir daha böyle suçları işleyemeyecek şekilde cezalandırmak istedi?

Mağdurların seçtikleri de o makamlara seçilmedi mi? Mağdur bile kendini sorumlu sayıp girişim yapmadı. CTP de TKP veya devamları da girişimi düşünmedi.

Kapısının önünde kurşunlanan Kutlu Adalı için bile gazetesinden gelen isteklere rağmen partisi girişim yapınca hükümeti zora sokmamak için uzlaşma tutumuna girmedi mi?

Türkiye’den milyonlar getirip seçmen simsarlarını beslediler ve seçimleri etkilediler. Seçimleri etkilediklerini meclis de kabul etti. Türkiye’de mahkemeye sunulan belgelerde olaylara ışık tutuldu ve delillerin burada olduğu açıklandı. Polisin kaza yapan araçta delilleri gördüğü de açıklandı ama polise soru soracak biri çıkmadı.

Bunlar olurken o yüksek makamlarda kimler yoktu ki! Mağdur da vardı, düzenden geçinen de…

Şimdi bunlardan kim devlet adamı, kim siyaset adamı?

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
234AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin