yaklaşımlarÖzkan YıkıcıKürdistan kaygan zemininde kaybolma tehlikesi vardır – Özkan Yıkcı
yazarın tüm yazıları:

Kürdistan kaygan zemininde kaybolma tehlikesi vardır – Özkan Yıkcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Kürt ifadesi dahi; oluşturulan travma ile hala etkilerini tortular şeklinde yaşanmaktadır. Bunlar gerek olaylarla, gerekse haber edilme biçiminde oluşan eskiden gelme retiye ile öteleştirme imkarının hala kısgacını aşamadığımızı da görüyorum. Ülkemizde yaşayan Kürt gerçeği, gelen öğrenciler arasında Kürtlerin olması dahi hala ayni “şizofren düşünce” çenberini kıramadığımızı da belirtiyor. Eyer hala bazı gazeteler “doğu kökenli öğrenciler” başlığını haberlerinde kulanıyuorsa… işimize gelince “Kürt oylar kime gidecek” sorusu dahi sorulurken; duyulan her Kürtlerle ilgili haberleri de duymamazlığa koyma ikilemleri oldukça düşünme kaldıran davranışlardır. Nasıl ki Ortadoğu artık Kürt kartı ile yüzleşmek zorunda kaldı ise bizde de son YDÜ olayları ile bu sorunun bize yansıyan en basit pratiğidir. Böylesi ilginç ironi ile yaşarken; Kürdistan coğrafyası da tıpkı Ortadoğu prjesinde oluşan tıkanış gibi savrulma noktasına doğru kayıyor. Bozulan bölgesel itifaklardan tutun, yeni arayışların adeta Kürt eksenine de kırılmalarla karşımıza geldi. Zaten Kürt sorununu Ortadoğulaştırınca  ve bunun dinamiği haline geldi ise kaçınılmaz olarak bölgesel kayışkanlığın de etkilerinin oluşması kadar doğal bir şey olamazdı!

Öncelikle belirteğim; konu ile ilgili “tıpkı tüm ulusararası sorunlarda olduğu gibi” yazarken akıl verme gibi bir amacım yoktur. Sonuçta olayı yaşayan ve kendi siyasal görüşüne göre karar veren ve örgütsel gücü olnların belirleyici olduğu bir koşuldan sözediyorum. Kürtlere veya başkalarına akıl verme veya başka seçenek sunma şansım zaten yoktur. Öyle bir ilişkim de bulunmamaktadır. Fakat; resmen yaşanan böylesi bir gelişme vardır. Toparladığım kadar bilgielrle ve oluşan gelişmelerle elbet konuyu yazmak, kendime göre yorumlarımı yapmak da olayın öteki gerçeği oluyor. Dıştan gözlem ile kendi dünya görüşüme göre bu sorunu yazmak elbet başka; olayda sanki akıl verme konumuna düşme veya direk taraf probagandacılığı yapmak banbaşkadır. Sonuçta Ortadoğu krizi yaşanıyor; bölgesel genel Kürt sorunu vardır ve yeni altüst döneminde örgütlü şekli ile rol alan oyuncudur. Madem bölgesel alanda rol alınıyor ise gelecekte mutlaka belirli yere gelinecektir. Ancak; bölgesel oynarken de oluşan gelişmeler ile itifaklaşma tutumnları da direk etkisi olması da doğaldır. Bunu Kürt coğrafysında Rohova ile şekilenen PKK Barzeni ayrışması ile karşımıza geliyor. Etnik kimlik ile sınıfsal kayganlıkların bir yumağına bakar gib oluyoruz.

Son Ortadoğu prjesinde Kürtler önemli bir dinamik olarak rol alıyorlar.Bölgesel krizin itifaksal dönüşümü ise Kürtleri sarsıyor. Rohova olayı ile Suriye Kürtleri ile Barzani ayrışmasının Turunsolu oldu. Bu daha genele PKK ile Barzani ölçeğine ulaştı. Hatta Rohova olayı ile Barzaninin Türkiye ile mütefikleşerek ablkaya alma hamlesi de oldu. Hatta bölgesel sınırların yeniden çiziminde Türkiye Barzani tuhaf bir ortaklığa girdiler. Nitekim; ırak hükümeti ile Barzani krizi derinleşirken; tüm anlaşmalara karşın Barzani ırak hükümetini baypas ederek, ihraracatı Türkiye üzerinden yapmaya çoktan başladı. Olay tam da Ortadoğu tıkacının olduğu ve özelikle Türkiyenin yalnıslaşma sürecinde Barzani ile oluşturduğu itifaklaşma dönemine çakışıyor du!

Barzani yeni itifaklaşma ile hamle yaparken; Rohovaya özelikle Türkiye Irak Kürdistan ablukası ile IŞSD saldırıları katliyamı adeta Kürtler ekseninin kırılganlığını kanıtlıyor. Tabi ırak Kürdistanında özelikle Talabani hareketinin şimdilik hesaba katılmaması örtüsü de vardır. Zaten Kürtlerin Ortadoğu bölgesinde 4 ülkeye yayılması ile aşiret gerçeği hala kolayca yeni işbirlikci olma koşulunun varlığını işaret ediyor. Unutanlara anımsatalım: Belirli dönemlerde Barzani hakreketinin Kürt kartını nasıl yanlış oynayıp katliyamlara ve etkisizleştirilme durumuna düşüldüğü birkaçkez yaşandı!

Kürdistan coğrafyasındaki aynaya bakalım: Suriye Rohova bölgesinde kantonal özerk bölgeler oluştu. Önemli bir deneğim gibidir. Enazından Hasan Cemal gibi gazetecielrin izlenimleri böyle… Demokatik olma bile ilk etkilenecek olan ırak Kürdistan bölgesinde aşiret temelerine ve liderlik yapısına dayalı KDP ters etki yapması da ortaya çıktı. Üstelik Barzani başka Kürtlerin olduğu Türkiye ile resmen yasadışı olan petrol ilişkileri kurup ihracata girişti. Hatta Barzani Rohova tavrı ile Türkiye iitfakına güvenerek bağımsız devlet oluşturmayı daha net seslendiriyor. Şimdilik ırak Kürdistanında özelikle Celal Talabaninin “<Yurtsever birlik” hareketi tutumu net değildir. Ayrıca Kandil dağı ki “PKK Merkezidir” ayni coğrafyada bulunuyor. Bu garip yörünge içinde de Türkiye de Kürt sorunu üzerinden birçok gelişme ile soru birlikte düyümleşti. İlginç olan; oyunun oynandığı yerler hala demokratik bir açılıma sahip değildir. Hatta kuralarl sistemsel hegemonya kartalrına da oldukça bağımlı!Oyuncuların bölgesel ve ülkesel çıkarları, gelecek hesapları ve bunların sistemle Emperyalist Ortadoğu politik gerçekleri; hepsi bir yumağa dönüşüp daha da sarmaşdolaşa geldi. Kürt etnik kimliğinin siaysal parçalanma süreci ile zaten ortaklaşmayarak bölgesel itifakalra doğru kayan bölgesel bataklığında yol alınmaya çalışılınıyor.

Kürt hareketlerinin en dezavatajlarından birisi de kendi dışlarında demokratik ve ilerici itifak yapacak kesimlerin de pek olmamasıdır. Zaten bunu Rohova son katliyamında yaşadık. Haber dahi pek yapılmadı! Oysa daha merkeze yakın Barzaninin demeçleri ikidebir karşımıza geliyor. Herkes kendi yakınının algıları ile gelecek Ortadoğu oynunu oynuyor.Kürt olgusu içinde İslamiyet, etnik, mezhep, İsrail, Türkiye, bölgesel aşiretler ve genel sistemin siyasal hesaplarının hepsinin yansımaları vardır. Bunlar bize kolay kolay öngörü yapma şansını alan gerçeklerdir. Hele de probaganda haberciliğin adeta temel kural haline gelmesi ile merkezi genel siaysal oyuncuların öngörülerinin net olmalası ile konuyu yorumlama bilgielrine ulaşmada oldukça zorluklar yaratıyor. Zaten baştan beri Ortadoğu projesinin stratejisyenleri Kürt olgusunu içine koysa da net olarak hangi sonucu istediklerini ayni gerçeklik ile gösteremedi. Üstelik bölgesel güçlerin sistem dışına taşma veya hesapların “Suriye gibi” tıkanması da oluştu.

Gariptir; ama Rohova gibi önemli bir deneğim dahi Kürtlerin dinamik hareketi yerine ayrışma yaratması sonucu; konunun nedenli kırılgan ve kaygan olduğunu gösteriyor. Yarın iran Kürtleri ile yeni güç veya Talabani hareketinin güçlenmesi, Türklkiye yeni oluşumların etkileri hepsi Kürt olayının ortaklaşamama sancılarını hep yaratacaktır. Bakın bölgesel ilişkilerde bazen hareket, bazen de kırılganlık yaratan bir Kürt gerçeği vardır. Doğru olan; artık Kürtsüz Ortadoğu planı yapılamıyacağıdır! Bir önemli ders; Yeni sömürgecilik ilk dönemlerinde Filistin hareketi de bölgeye damgasını vurdu. Hatta önemli merkeze oturdu. Ancak Filistin hareketi içindeki kırılma, bölgesel itifaklardaki çeşitlemeler ve özünden boşaltılması sonucu şimdiki Ortadoğu oynunda Filistini hiç bulmuyoruz. Hatta bölgesel güçlerin adeta piyon oyuncusu konumuna dek düştüler. Bunu eyer okuyan varsa; Kürt kesimindeki çevreler çok iyi düşünmeleri gereken derstir. Şimdi ayrışan ve kendi içinde başkaları ile oluşacak değişken itifakalr sonucu da ilerde Kürtlerin fırsatları kaybetmelerine neden olacaktır. Hele de tek kişili liderlik tapma örgütlenmeler çok kötü sarsılacaktır.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
218AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin