toplumsal muhalefetsendikal hareketKTOEÖS YÖNETİM KURULU’NA ÖĞRETMEN HAREKETİ ADAYLARI SEÇİLDİ
yazarın tüm yazıları:

KTOEÖS YÖNETİM KURULU’NA ÖĞRETMEN HAREKETİ ADAYLARI SEÇİLDİ

Yeniçağ podcastını dinleyin

Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası’nın (KTOEÖS) 12 Mart, Cumartesi gerçekleştirilen 42’inci olağan genel kurulunda yapılan seçimde, yönetim kurulu üyeliklerinin tümünü de Öğretmen Hareketi adayları kazandı.

KTOEÖS’ten alınan bilgiye göre genel kurulda 1487’si geçerli, 38’i de geçersiz olmak üzere toplam 1525 oy kullanıldı.

Oylamada Öğretmen Hareketi 545, Demokrat Öğretmen Hareketi ise 319 blok oy aldı. 614 üye ise karma oy kullandı. Yapılan sayım sonucunda Öğretmen Hareketi’nden yönetim kuruluna aday olan 21 kişinin tümü seçimi kazandı.

Öğretmen Hareketi’nden KTOEÖS Yönetim Kurulu’na girmeye hak kazanan 21 kişinin isimleri şöyle:

“Tahir Gökçebel, Selma Eylem, Hüseyin Tezbaşar, Pelin Üretici, Deniz Özalp, Arseven Sermet, Ahmet Billuroğlu, Ahmet Dümenci, Fikret Civisilli,  Vedat Tek, Faik Arçay, Kutay Bektaşoğlu, Mehmet Şanlıtürk, Ozan Çoli, Zühre Özkaraman, Aziz Selengin, Cumali Avcı, Salih Narınçlı, Hasan Çek, Mehmet Taşker, İbrahim Ermihan.”

KTOEÖS yeni yönetim kurulunun, seçim sonuçlarının resmileşmesinin ardından Salı günü toplanarak Başkan ile Yürütme Kurulu’nu seçmesi ve görev bölümü yapması bekleniyor.

 

Genel Kuruldaki konuşmalar

YKP

Yeni Kıbrıs Partisi (YKP) Yürütme Kurulu üyesi Çağla Konuloğlu ise, Kıbrıs toplumunu yok edecek politikaları uygulayan kim olursa olsun buna karşı duracaklarını ifade etti.

Ülkedeki olumsuzlukların gittikçe arttığını belirten Konuloğlu, çalışma yaşamı, sağlık ve eğitimin ülkenin kalkınması için yeterli düzeyde olmadığını da söyledi. Konuloğlu’nun konuşmasının tamamı şöyleydi:

Toplumsal var oluş hareketini yürekten destekleyen Yeni Kıbrıs Partisi (YKP) nin temsilcisi olarak hepinizi selamlıyorum.

Kıbrıslı Türkleri hedef alan bir politikaya karşı olanların çoğalmakta olduğu bu günlerde, toplumumuzu yok etmeye yönelik uygulamaları, hiçbirimiz göz ardı edemeyiz. Bu nedenle Kıbrıs üzerine uygulanan politikalara karşı olduğumuzu bir kez daha vurgulamakta yarar görüyoruz.

Toplumumuzu yok edecek politikaları uygulayan kim olursa olsun, onun karşısındayız. Yöneticiler, toplumumuzu yok etmeye yönelik çalışmalarına devam ettikleri sürece, olumsuzluklara karşı tepkimiz olacaktır. Kıbrıslı Türklerin anasına gönül bağı ve mideden bağımlılığı susmaları için artık yeterli değildir. Bu bağlamda öğretmen örgütlerinin vermekte olduğu mücadeleyi yürekten destekliyoruz.

Ülkemizdeki olumsuzluklar ne yazık ki gittikçe çoğalmaktadır.

Çalışma yaşamına, sağlığa ve en önemlisi eğitim  sorunlarına bakacak olursak; ülkemizin kalkınması için bunların hiçbiri yeterli düzeyde değildir.

Biliyoruz ki çalışma, sağlık ve eğitim bir ülkenin can damarlarıdır.  Bu can damarlarından biri olan eğitim konusunda, yaşanan olumsuzlukların etkisi açıkça görülmektedir. Bu olumsuzluklar etkisini yarınlarda da gösterecektir ne yazık ki…

Uygulamalar, geleceği karanlık olan toplumumuzu aydınlığa çıkaramayacak, çocuklarımız ve gençlerimizin eğitimindeki olumsuzlukları beraberinde getirecektir.

Ülkemizde eğitime verilen değer, ne yazık ki yeterli değildir.

Bütçede eğitime ayrılan %13.9 payın yaklaşık %10 .5’inin   özel okullara ve üniversitelere gittiği göz önüne alınırsa, devlet okullarının payı çok azdır.

Çeşitli nedenlerle yurt dışına veya özel okullara gitmek zorunda kalan Kıbrıslıların sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Bu gün okullarımızda öğrencilerin çoğunluğu (2/3) si  taşıma nüfustan oluşuyor. Eğitime verilen katkı payı onlar için  de yeterli değildir.

Ülkemizdeki sorunları sıralamaya kalksak buradaki saatler yetmez. Ancak şunu kısaca belirtmekte yarar vardır.

Hangi konuda olursa olsun, yaşadığımız her sorunda, kaldırdığımız her taşın altında Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğü  yatır. İşte bu nedenledir ki  çözüme önem veriyoruz. Bu nedenledir ki işbirlikçiler kim olursa olsun uygulamalarına “HAYIR” diyoruz.

Unutmayalım ki çözüm isteyen, bunun için çalışan her kesime saldırılar, dün olduğu gibi bu gün de devam edecektir.

Başta çalışanın, emekçinin haklarını koruyan sendikacılara saldırılar, öyle görünüyor ki yoğunlaşarak artacaktır. Yollarına gül değil, çakıl taşları dökülecek, “köklerine kibrit suyu” diyenler olduğuna göre, sendikacılar karalanıp suçlanacaklardır.

O halde toplumumuzun geleceği için:

* Sendikacılığın önüne particiliği koymayacak,

* işbirlikçi olmayacak,

* tüm saldırılara karşı ayakta duracak,

* elini taşın altına koyabilecek sendikacılara her zamankinden daha çok ihtiyaç vardır.

Bu bilinçle yönetime gelecek arkadaşlara kolay gelsin ve hayırlı olsun derken, konuşma şansı veren organizatörlere teşekkür eder, sendikacılara kendim ve YKP adına başarılar dilerim.

 

KTOEÖS

KTOEÖS Başkanı Adnan Eraslan genel kurulda gerçekleştirdiği açılış konuşmasında, toplum olarak çok sıkıntılı bir dönemden geçildiğini belirtti.

Öğretmenin görevinin, sadece sınıflarda ders vermek olmadığını kaydeden Eraslan “Bizler toplumun her kesimine ışık tutan, karanlıkları aydınlatan, kendini toplumuna adamış kesimiz. Her koşulda en önde yürümeye devam edeceğiz” dedi.

Eraslan, tüm konuklara genel kurula katılmalarından dolayı teşekkür etti.

 

WFTU

Dünya İşçi Sendikaları Federasyonu (WFTU) Avrupa Bölge Temsilciliği Başkanı Cleanthes Cleanthous ise, kitlesel halk seferberliğinin tüm WFTU üye örgütler tarafından desteklendiğini ifade etti.

“Türkiye’nin baskıcı yönetimine karşı özgürlük için vermekte olduğunuz mücadeleyi desteklediğimizi ve dayanışma içerisinde olduğumuzu bir kez daha deklere ederiz” diyen Cleanthous, Kıbrıs sorununun çözümünün adaya güvenlik ve refah getireceğini, mevcut durumdan kaynaklanan tehlike ve sıkıntılardan da kurtaracağını kaydetti.

 

Eğitim – Sen

Türkiye Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim – Sen) Örgütlenme Sekreteri Mustafa Ecevit ise, “Neo liberal politikaların sonucu, gerek Türkiye, gerek Kıbrıs’ın kuzeyinde gerek diğer coğrafyalarda daha çok işsizlik, daha az ücret ve yoksulluk. Bize dayatılan yaşam bu” dedi.

Ecevit, “Kıbrıs halkını besleme olarak niteleyenlerin aslında bizlere başka bir yaşam tarzını dayatmak durumunda görüyoruz” dedi.

 

PEO

PEO Örgütlenme Sekreteri Hristos Tombazos, PEO’nun Kıbrıslı Türklerle olan ilişkilerin geçici çıkarlara dayanmadığını, Kıbrıslı Türklerle olan ilişkinin “ortak sınıf çıkarlarına” dayandığını belirtti.

Tombazos, “Bugün iki toplum arasındaki işbirliğinin ve ortak mücadelenin tarihi var, somut bir sınıfsal ve siyasi içeriği var. İşte bu ayrılığı kalıcı kılmayı arzulayanlara cevabımızdır” dedi.

 

OLTEK

Kıbrıs Teknik Eğitim Öğretmenler Sendikası (OLTEK) Başkanı George Kollyfas da, dünyadaki ekonomik krizin neo – liberal politikaların bir sonucu olduğunu ve zor dönemlerde birlikte ayakta sağlam durma ve çalışanların haklarının korunması gerektiğini kaydetti.

George Kollyfas, Kıbrıs sorununa en erken zamanda “tüm Kıbrıslıların” yararına olacak bir çözüm bulunması için liderlere baskı yapılması gerektiğini öne sürdü.

 

TARİHSEL DİYALOG VE ARAŞTIRMA DERNEĞİ

Tarihsel Diyalog ve Araştırma Derneği Başkanı Chara Makriyianni, adada tarih konusunda eğitim sistemini değiştirmenin öncelikleri olduğunu kaydetti.

 

KTÖS

Sendikal Platform adına KTÖS Başkanı Güven Varoğlu ise yaptığı konuşmada, genel kurulun “toplumsal varoluş mücadelesi” açısından son derece önemli olduğu görüşünü kaydetti.

Öğretmenlerin görevinin, sadece sınıfta ders vermek olmadığını belirten Varoğlu, öğretmenlerin toplumsal görevi bulunduğunu, bu bakımdan genel kurulun son derece önemli olduğunu kaydetti.

Varoğlu, Türkiye ile imzalanan ekonomik işbirliği paketi ve bu kapsamda alınan ekonomik tedbirlerin geri çekilmemesi durumunda 25 Mart’ta eylemlerini Meclis önüne taşıma sözlerinin arkasında olduklarını da belirtti.

 

CTP

CTP – BG Genel Sekreteri Kutlay Erk, eğitimde gerileme yaşandığını ve bu gerilemenin bir nedeninin ekonomi, diğerinin ise Kıbrıs sorunu olduğunu söyledi.

“Kıbrıslı Türkler olarak büyük bir abluka altındayız” diyen Erk, Kıbrıs’ın kuzeyinde hem sermayenin hem de üretimin devşirilme uğraşları altında olduğunu, üretim güçlerinin, siyasi parti ve örgütlerin desteği ile, bu devşirme uğraşlarına karşı direnmesi gerektiğini kaydetti.

Kutlay Erk, birleşik bir Kıbrıs’a ve sürdürülebilir bir yapıya ulaşmak için öğretmenlerin katkısının büyük olduğunu da söyledi.

 

BKP

BKP Genel Sekreteri İzzet İzcan da, gelişmiş ülkelerde bütçeden eğitime ayrılan payın Kıbrıs’ın kuzeyinde ayrılandan daha yüksek olduğunu belitti ve “Hem bütçede eğitim için ayrılan pay yetersiz hem de kontrolsüz nüfus akışı neticesinde eğitim sistemi, okullarımız iflas etmiştir” ifadesini kullandı.

 

TDP

TDP Genel Başkanı Mehmet Çakıcı, Kıbrıs’ın kuzeyinin bir taraftan Kıbrıs sorunu nedeniyle Türkiye’nin AB sürecinin tıkanması, diğer taraftan ise sadece bir bölgede 50 milyon dolar değerinde doğal kaynak bulunan Güney Kıbrıs arasında sıkışıp kaldığını ifade etti.

Çakıcı, “Biz, Türkiye’deki kardeşlerimize karşı eylem yapmıyoruz, biz kendi haklarımız için kavga ediyoruz” dedi.

 

Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu

Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu da yaptığı konuşmada,  genel kurula nezaketten katıldığını, ancak genel kurulda söz alan pek çok konuşmacıya cevap vermek hasıl olduğunu söyledi.

WFTU temsilcisinin “Türkiye’nin baskıcı yönetimi” ifadelerine karşılık Çavuşoğlu, KKTC’nin özgür bir ülke olduğunu ve her tür fikrin söylenebileceğini, ancak böyle bir söylemde bulunmanın “Kıbrıs sorununun bilinmemesinden veya örtbas edilmeye çalışılmasından veya Güney Kıbrıs’ın lobi çalışmalarının parçası olmasıyla” açıklanabileceğini iddia etti.

Pek çok konuyu farklı ortamlarda tartışmalarının daha uygun olacağını ifade eden Bakan Çavuşoğlu, UBP’nin ve diğer partilerin bugün dahi yapılacak bir seçimde oy oranlarının belli olduğunu kaydetti.

 

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
216AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin