yaklaşımlarYılmaz ParlanMALİYE BAKANI TATAR... - Yılmaz Parlan
yazarın tüm yazıları:

MALİYE BAKANI TATAR… – Yılmaz Parlan

Yeniçağ podcastını dinleyin

Türkiye’nin Kıbrıs’a para verdiğine inananlardan değilim. Burada yapılan, TC Hükümetlerinin zorla bize kendi para birimlerini kullandırtmak istemeleridir. Bu yolla kurdukları sömürü düzeninin devamını sağlıyorlar.

Maliye Bakanı Tatar, kimliğe vurgu yapıp ayaklarımız üzerinde durmamız gerektiğini söyledi. Bunun için ayağımızı yorganımıza göre uzatmamız gerektiğini ekleyip klasik bir yorgan edebiyatı yaptı. Tatar, “KTHY için yapacak bir şey yoktu” derken AKP’nin bu konudaki talimatını üstü kapalı kabul etti. Maliye Bakanı açıklamalarına devam edip “Her ay 150 milyon TL’nin 35 milyonu Türkiye’den” dedi. “Oran gittikçe azalıyor, maaşlar Türkiye’den ödeniyor söylemi yanlış”… “Hedef 2012’de denk bütçe” derken de vatandaşın cebine el atmaya devam edeceklerinin mesajını da vermiş oldu. “Türkiye’den baskı yok, tavsiye var” derken AKP’li ustalarını takiyyede hiç aratmadı.

TL’nin kullanılmasıyla yarattıkları enflasyondan bizi sürekli sömürüyorlar

Türkiye’nin Kıbrıs’a para verdiğine inananlardan değilim. Burada yapılan, TC Hükümetlerinin zorla bize kendi para birimlerini kullandırtmak istemeleridir. Bu yolla kurdukları sömürü düzeninin devamını sağlıyorlar. Bu yüzden Merkez Bankası’nın başına kendi vatandaşını oturtarak sürekli ipoteği sağlıyorlar. TL’nin kullanılmasıyla yarattıkları enflasyondan bizi sürekli sömürüyorlar. Keza devalüasyonlarla sadece soymuyor, bizi mum gibi eritiyorlar da. Şöyle ki; 74’ yılı ile 2000 yılları arasında yaşadığımız devalüasyonları düşünün: 1980’lerde Evren ve Özal dönemlerinde % 100, 90’lı yıllarda % 40, Ecevit’li 2000’li yıllarda % 50’lere varan devalüasyonlar olmamış mıydı? Bunların Türkçe ifadesi, sahip olduğumuz zenginliğin bir gecede eritilmesi değil miydi? TL’de ısrar etmelerinin sebebi de budur. Bu arada hibe ya da kredi diye verdikleri paraları da borç hanemize yazdıklarını unutmamak lazım. İnanmayan Meclis bütçe raporlarına bakabilir…

Denk bütçe masalları

Ya yapılan ithalattan haberiniz var mı? Siz anavatan bildiğiniz Türkiye’ye helliminizi, rakınızı satamazken size 1 milyar $ mal satan onlar değil mi? İşte sizi böyle sömürüyorlar. Pekala, burada açtıkları TC kökenli bankalar sayesinde Kıbrıslıların 6 milyar $ mevduatını da alıp götürmüyorlar mı? Sigortacılıkta aynı şeyi yapmıyorlar mı? Bu örnekleri çoğaltabiliriz tabii ki ama ya 2008’den beri uydurdukları denk bütçe masallarına ne demeli? Bir defa dünyada denk bütçe diye bir şey yoktur. Dünyanın en organize ülkelerinden olan ABD’nin bile yılda trilyonlarca $ açık verdiğini bilmiyor musunuz? Ama kimse de denk bütçe olacak diye bizdeki gibi tasarruf yapmamakta, bilakis piyasaya inanılmaz paralar akıtmakta, temel girdilerde sürekli düşüş ve vergi ile harçlarda da indirim yapmaktadırlar. Peki ya bizde??? Geri kalmış ülkelerde denk bütçe masalları geniş halk kitlelerini ezmek, sömürmek için uydurulmuş koca bir masaldır.

AKP’nin talimatlarının eksiz uygulayacağının ipuçları

Sayın Tatar, geçmişte kendi TV kanalında çıktığımız bir programda ekonomik görüşlerim için beni program sonrası bizzat tebrik etmişti. Pekala ne olmuştu da o koltuğa oturunca, üniversitede öğrendiklerini değil de, zıttı şeyler yapıyor? Koltuğun hikmeti işte! Sayın Maliye Bakanı denk bütçe masallarına kendisini öylesine kaptırmış ki, hayatı matematikten ibaret sayıyor! Üstelik özelleştirme yasasının olmadığı bir ülkede Ercan Havaalanı, Telefon Dairesi ve Elektrik Kurumu’nun özelleştirileceği mesajını da vermeyi ihmal etmezken, AKP’nin talimatlarını da eksiksiz uygulayacağının ipuçlarını veriyor.

Kamu bankalarından verilen kredilerin % 94 tahsil edilemiyor

Son olarak Kalkınma Bankası’ndan verilen kredilerin ancak %6’sı geri dönüyor diyen Tatar, yerli sermaye yatırımlarının yetersizliğine vurgu yaparken, Kalkınma Bankası’nın verdiği kredilerde tahsilat oranının yüzde 6’larda kaldığını, verilen kredilerin yüzde 94’ünün tahsil edilemediğini söylerken dolaylı olarak neden bütçe açıklarının onca vergilere rağmen devasa düzeyde olduğunu da itiraf etmiş duruma düşüyor. Evet, yanlış okumadınız: Sayın Bakan yaşadığımız mali sorunu tüm açıklığıyla itiraf etmiş, kamu bankalarından sermayeye verilen paranın dönmemesi üzerine kamu sektöründe kesintilere gidip emekli maaşlarını kırpma yoluna gitmiştir. Emeklilik Yasasını da değiştirip düzenleme adı altında %35 oranında bir kesinti yapmak için de kolları sıvamıştır. Gerçi sendikalar ayaklanınca, sorular üzerine Sayın Cumhurbaşkanı da Başbakan da “Öyle bir şey yok” demiştir ama daha önce de yok dedikleri her şey aslında var olmuştur. Bu coğrafyada yalanın bini bir paradır. Yani sermayeyi vergilendirip verdikleri kredileri tahsil edeceklerine, kolayı seçip vatandaşı düdükleme yoluna gitmektedirler. Nedeni de o koltuklarda sermayenin ve rejimin sayesinde oturuyor olmalarıdır. Bu yüzden sermaye her zaman olduğu gibi es geçiliyor, vatandaşın kapısıysa tangır tungur çalınıp cepciklerine koccaman bir el atılıyor…

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
216AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin